"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İnsanlık için küçük, benim için büyük bir adım!”

İsmail TEZER
29 Ağustos 2012, Çarşamba
Malûmunuz, “Ay’a ilk ayak basan kişi” olarak bilinen Neil Armstrong birkaç gün önce, 82 yaşında dünya hayatına veda etti.
Haberi ilk duyduğumda aklıma gelen, onun o meşhur sözünü tersinden düşünmek oldu:
“İnsanlık için küçük, benim için büyük bir adım!”
Armstrong, kabir âlemine girerken gerçekten bu sözü söylemiş midir onu bilemiyoruz ama; bizim onun adına bu tefekkür ve tahayyülü yapmış olmamızda, ibret dersi çıkarmak adına bir sakınca olmasa gerek.
Evet, gerçekten de ölüm, her insan için “büyük bir adım”!
Zira fanî hayattan, ebedî hayata geçiştir mevt.
Geçici olanın, sonsuzluk yanında bir kıymet-i harbiyesi olur mu ki?
Hani Peygamber Efendimizin (asm) buyurduğu gibi:
“Dünyanın âhirete nisbeti, birinizin denize gidip parmağını batırdığında, parmağına bulaşan ıslaklığın denize nisbeti gibidir.” (C.Sağir, 3344.)
Parmaktaki ıslaklık deniz ile kıyas edilmez elbette. Dünya hayatı da, ahiretin yanında böyle işte.
O halde ‘en büyük meselemiz’ dünya mı olmalı, ahiret mi?
En büyük yatırımlarımız hangi hayata olmalı?
“En büyük adımlarımızı” nereye doğru atmalıyız?
Hz. Ali’nin (ra) sözünü hatırlıyorum burada: “Dünya arkasını dönmüş gidiyor, âhiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikisinin de kendine has evlâtları var. Siz âhiretin evlâtları olun. Sakın dünyanın evlâtları olmayın. Zira bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok.”
Evet dünyaya değil, ahirete koşmalı!
Âhiret bize doğru yönelmiş gelirken, “en büyük adımlarımız” ona doğru olmalı şüphesiz.
Armstrong 1969’da Ay’a o “büyük adımı”nı attığında, bir gün kabre de adım atacağını düşünmüş müydü bilemiyoruz ama; bunun o ‘kaçınılmaz sonucu’ değiştirmediğini elbette hepimiz açısından görebiliyoruz.
İnsanoğlu bu kadar aciz bir varlık işte. Kendisini uzaya taşıyabiliyor, Ay’a ayak basabiliyor, ama ‘kabre ayak basmak’tan, o ‘kaçınılmaz son’dan kendini kurtaramıyor.
Bununla beraber içerisindeki o “Ebed, ebed!” feryadını da susturamıyor. Ölümün ‘herşeyin bir sonu’ olmasını ‘düşünmek’ dahi istemiyor. İşte bu yüzden de, kimileri ahirete inanmasa bile, ruhundan gelen o feryatla bir ‘hayat-ı bakiyeyi’ şiddetle arzuluyor.
Yıllar önce Neil Armstrong’la Ay’a ayak basan Amerika(!), bugün işte bunun için “ahireti araştırıyor” aslında. Tıpkı geçmişte Bediüzzaman’ın “…Amerika’da emâreleri göründüğüne binâen, nev-i beşerin mâşuk-u mecâzîsi olan hayat-ı dünyeviye böyle çirkin ve geçici olmasından, fıtrat-ı beşerin hakikî sevdiği, aradığı hayat-ı bâkiyeyi bütün kuvvetiyle arayacak…” sözüyle işaret ettiği gibi. Evet, ABD’nin önde gelen üniversitelerinden California Üniversitesi’nin (UCR), “ahiret hayatını araştırmak” için 5 milyon dolar fon alması ve araştırma sonuçlarını Oxford University Press’ten çıkacak “Ölümsüzlük ve Ölümün Anlamı” isimli kitapta toplanmayı planlanması, bunun yakın zamandaki göstergelerinden olsa gerek. Ve ilginçtir ki, habere göre, bu fon, UCR’daki sosyal bilimler alanında bugüne kadar verilmiş en büyük meblâğ. (Vatan gazetesi, 3.8.12).
Evet, öyle anlaşılıyor ki, insanlık uzaya çıksa, Ay’a ve sâir gezegenlere uydu fırlatsa veya adım atsa da; bir gün kabre de adım atacağını öyle veya böyle unutmuyor, fıtratından gelen şiddetli bir taleple ‘unutamıyor’. Sonsuzluk, ölümsüzlük arayışları hep bunun göstergesi.
Ne var ki, insanoğlu, ölümsüzlüğü yanlış adreslerde arayabiliyor. Ve Kur'ân'ı mesajına kulak vermedikçe de bu yanlış arayışlar devam edecek gibi.
Son söz Bediüzzaman'ın olsun:
"Elbette nev-i beşer bütün bütün aklını kaybetmezse, maddî veya mânevî bir kıyâmet başlarına kopmazsa, İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere'nin Kur'ân'ı kabul etmeye çalışan meşhur hatipleri ve Amerika'nın Din-i Hakkı arayan ehemmiyetli cemiyeti gibi, rûy-i zeminin geniş kıt'aları ve büyük hükümetleri, Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyânı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıyla sarılacaklar." (13. Sözün 2. Makamının Zeyli)
Okunma Sayısı: 5187
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı