2020’yi, Mart ayından itibaren Türkiye’mize de akseden sonuçlarıyla hayatın her alanını derinden etkileyen korona afetinin bir numaralı gündem haline geldiği ve bu hali yarın başlayacak 2021’e de devrettiği bir yıl olarak geride bırakıyoruz.
Tek adam rejiminin yol açtığı arızalar bu salgınla mücadele sürecinde sergilenen tutarsızlık ve çelişkilerle de kendisini gösterdi.
Vak’a sayılarının aylarca gizlenmesi, salgını durdurup kontrol altına alabilmek için uzmanların ısrarla yaptıkları “tam kapanma” çağrılarına itibar edilmeyerek yarım yamalak “tedbir”lerle işin götürülmesi, şeffaflık talebinin aşı meselesinde de kaale alınmaması gibi.
Bunun bedelini hep birlikte ödüyoruz ve görünen o ki ödemeye de devam edeceğiz.
Diğer bütün alanlarda olduğu gibi.
En başta derin ve siyasî baskıların kıskacındaki yargı eliyle adaletin çökertildiği; hukukun en temel ilkeleri çiğnenerek inanılmaz ve dayanılmaz mağduriyetler üretmeye devam edilen son derece yakıcı içler acısı bir tablo.
Ve onca tepkiye rağmen iktidar blokunun oylarıyla Meclisten geçirilen “STK’lara da kayyım” düzenlemesiyle bir darbe daha vurulan demokrasinin içine düşürüldüğü hal.
Meclisin yasama ve denetim görevlerini yapamaz hale getirildiği; medyanın Saraya bağlandığı; biat etmeyenlerin farklı yöntemlerle yıldırılmak istendiği bir “demokrasi” (!)
Üniversiteler dahil, bütün kurumların siyasallaştırıldığı; liyakat ve ehliyetin, yerini kayırmacılık ve ayrımcılığa terk ettiği bir işleyiş.
Hukuk ve demokrasiden böylesine uzaklaşılması, ekonomiyi de vurdu. Tek adam rejimiyle birlikte, iktidarın daha önce bizzat kendisinin açıkladığı 2023 hedefleri yarı yarıya küçüldü. Faiz-döviz-enflasyon çıkmazına sokulan ekonomideki kötü gidişat tüketim ve kamu harcamalarına dayanan yapay “büyüme” tablolarıyla örtülmeye çalışılırken, kaynakların israfa ve yandaşlara akıtıldığı, buna mukabil milyonların geçim sıkıntıları içinde kıvrandığı bir çarpık tablo oluşturuldu.
Sorumlu, içlerinde hızlı 28 Şubat tetikçilerinin de yer aldığı meçhul ve karanlık ekiplerce kuşatılıp yönlendirilen tek adam rejimi.
Teşhis bu. Çıkış yolu ve tedavi ise, hukuk, adalet, demokrasi, ortak akıl, sağduyu, vicdan eksenli bir dayanışma ve kenetlenme.
2021’in bu istikamette olumlu, hızlı ve sonuç alıcı gelişmelere vesile olması dileğiyle.