"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

28 Şubat’ın yapamadığı...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
07 Mart 2021, Pazar
28 Şubat günlerinde olduğu gibi adını vermeden açıklama yapan bir Genelkurmay yetkilisinin “Kırmızı Kitap yürürlüğe girdiğinde paralel yapı devletin içinden ve dışından tasfiye edilecek” sözü, nasıl bir zihniyetin yeniden işbaşı yapmaya hazırlandığını ele veriyor.

Yapacaklarını “kitabına uydurmak” için dayandığı belge, demokratik hukuk devletinin bilinen normları değil, “devletin iç anayasası” olarak nitelediği MGSB olan bu zihniyet, görünen o ki, alabildiğine kapsamlı bir tasfiye operasyonunun planlarını yapmakla meşgul.

Bu tasfiyenin bir ayağı devletin içinde paralelcilikle suçlanan kadroların temizlenmesi.

Gerçi MGSB revizyonundan çok önce başlatılan cadı avı devletin tüm kurumlarında hayli zamandır tamgaz devam ediyor, hattâ büyük ölçüde tamamlandığı dahi söylenebilir.

Böylece, 28 Şubatçıların, dönemin hükümetlerine yaptırmak isteyip de başaramadıkları operasyon, AKP eliyle sonuçlandırılıyor.

28 Şubat’ta, derin mahfillerde hazırlanan ve devletteki dindar kadroların tasfiyesine yönelik düzenlemelerin de yer aldığı “irtica kanunları” Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit hükümetlerinin eline tutuşturulup defaatle Meclisten geçirilmek istenmiş, ancak her defasında kamuoyundan yükselen çok yoğun itiraz ve tepkileri aşamamış ve akamete uğratılmıştı.

Ve bu duyarlılığın oluşmasında, söz konusu girişimler her gündeme geldiğinde, ilgililerin telefon ve faks numaralarını yayınlayıp günlerce manşetten “Tepki gösterin” çağrıları yapan Yeni Asya’nın büyük katkıları olmuştu.

O zaman milletin direnişine toslayıp yapılamayan şeyler, ne yazık ki şimdi yapılıyor.

Ve geçmişteki emsallerinde olduğu gibi ihbar ve jurnalcilik furyası eşliğinde gerçekleştirilen tasfiyelerde, birçok kişinin şahsî husumetlerle veya başka sebeplerle “paralelci” diye suçlanarak mağdur edildiğini duyuyoruz.

Öyle ki, şikâyetlerin, zaman zaman iktidar yanlısı gazetelere dahi yansıdığını gördük.

 28 Şubat’taki “irticacı avı”nda da, dindarlıkla hiç alâkaları olmadığı halde “mürteci” diye ihbar edilip “harcananlar” olmamış mıydı?

Şimdi aynı filmin farklı bir versiyonu, değişik aktörlerle bir kez daha vizyona sokuluyor.

İşin ilginç tarafı, yeni dönemdeki tasfiyelerin uygulayıcıları, 28 Şubat sürecinin mağdurları veya şimdiye kadar öyle gösterilenler.

(Bu yazı 6.11.2014’te yayınlanmıştı.)

Okunma Sayısı: 5376
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İlker

    7.3.2021 09:06:38

    Dusunuyorum da 28 subatcilara daha iyi diyesim geliyor ülkemin halini görünce(müslümanları dindarlari hedefe koyan. 28 şubat cilari lanetliyorum ah samimi hakkini davainsanlari yolunuzu gözlüyor ufka bakıyorum neteraftan gelir

  • Halil

    7.3.2021 00:34:33

    Kölelerin en büyük arzusu özgür olmak değil. Başka bir köle sahibi olmaktır derler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı