AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimi, allem edilip kallem edilip, aynı yılın 1 Kasım’ında yenilenmiş ve elden çıkan iktidar yaklaşık beş ay sonra AKP’ye dönmüştü.
O zaman başbakan olan Davutoğlu’nun CHP ile koalisyon kurma niyet ve girişiminin bizzat Cumhurbaşkanı tarafından engellendiği yakın zaman önce ifşa edildi.
Şimdi de İstanbul’daki belediye seçimi baştan sona çelişkilerle dolu bir YSK kararıyla iptal edilip 23 Haziran’da yenileniyor.
Cumhurbaşkanı yine başrolde. Partisinin il başkanı ve bazı genel başkan yardımcıları ile ortağı MHP lideri takviye kuvvet.
Büyükşehir seçiminin iptaline gerekçe gösterilen iddiaların eğer doğru ise ilçe seçimleri için de geçerli olması gerekirken, 39 ilçenin hiçbirinde iptal söz konusu değil.
Ama İstanbul seçimi yenilenecek.
Bu çok tartışmalı ve gerek içeride, gerek dışarıda yoğun tepki ve eleştirilere konu olan karar, seçim sistemine de, YSK’ya da, tek adam sisteminin iyice dibe vurdurduğu “demokrasi”mize de yeni bir “darbe” oldu.
Karar, Saray, partisi AKP ve artık kader ortağı haline gelen MHP tarafından ısrarla sürdürülen yoğun baskılar sonucu alındı.
Eğer İstanbul seçimini AKP-MHP adayı kazanmış olsaydı, o cenahın 31 Mart’tan bu yana gerek seçmen listeleri, gerekse sandık kurulu görevlileri hakkında seslendirdiği ve her gün bir yenisi eklenen “şaibe, yolsuzluk, usûlsüzlük, organize sahtecilik” iddiaları hiç gündeme getirilir miydi?
Peki, YSK kararındaki çelişkiler ve cevabı verilemeyen sorular, iktidar blokunu çok zorlarsa; sarıldıkları “Ne var, yine millete gidiyoruz, kararı o verecek” söylemleri, “Millet kararını vermişti, bir daha niye onun parasıyla tekrar dünyanın masrafını yapıp seçimi tekrarlıyorsunuz? Seçimin geçerli olması için illâ sizin mi kazanmanız lâzım?” sualleri karşısında etkisiz kalırsa...
“Seçim sadece benim kazanmam için yapılır. Kaybettiğim seçim geçersizdir ve ben kazanıncaya kadar tekrarlanır” anlayışı daha çok sorgulanır ve kaybettirirse...
İktidarın adaletsiz şartlarda “kazandığı” her seçim sonrası muhalefet için alaycı bir eda ile seslendirdiği “Yenilen pehlivan güreşe doymazmış” lâfı bu defa bumeranga dönüşüp kendisine dönerse ne olacak?