"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünya fâni

Kâzım GÜLEÇYÜZ
22 Kasım 2020, Pazar
Dünyayı dine tercih anlayışının bir salgın hastalık gibi herkese sirayet ettiği dehşetli ahirzaman ortamında, kabristanların giriş kapısında dahi insanlara ölümü hatırlatan bir âyet mealinin yazılmasına tahammül edilemediğini, geçtiğimiz yıllarda yapılan tartışmalardan hatırlıyoruz.

Ancak ölüm, hayatımızdan söküp atmamız asla mümkün olmayan mutlak bir gerçek. 

Her bir insana verilen ruh emanetini muvakkaten teslim almakla vazifeli Azrail Aleyhisselâm yakın çevremize "uğramadığı" müddetçe düşünmemeye ve hatırımıza getirmemeye çalışsak da, Allah'ın koyduğu kanun hiç aksamadan işlemeye devam ediyor.

Doğan her canlı, vakti saati gelince ölüyor. Bize "vakitsiz" gibi gelen ölümler dahi, kader programında tayin edildiği şekilde, zamanı gelince bir an dahi gecikmeden gerçekleşiyor. Şu an verdiğimiz nefesten sonrası için hiçbir garantimiz yok. Bunun şahidi ve ispatı, her gün dünyanın her yerinde genç-yaşlı demeden 300 bini aşkın kişinin "El mevtü hakkun,” (Ölüm haktır) fermanını imzalaması.

Bunların içinde kitlelere mal olmuş popüler ve meşhur kişilerin, büyük afet ve kazalarda, savaşlarda ve terör olaylarında can veren insanların vefatıyla ilgili haberler, medyaya aksediş tarzına göre hepimizi etkileyebiliyor. 

Ama bunların hiçbiri, aile ve yakın çevremizdeki vefatlar kadar sarsıcı olmuyor.

Şu da bir gerçek: Yaş ilerledikçe bu çeşit ölümler artıp sıklaşıyor, çevremiz boşalıyor. Dedeler, nineler, anneler, babalar, amcalar, halalar, dayılar, teyzelerle başlayıp diğer aile ve akraba daireleriyle devam eden, kapı komşularından hizmet ve mesai arkadaşlarına uzanan sair çevrelerde de şahit olunan ya da haberi alınan her bir vefat, bizim de mukadder âkıbetimize yaklaştığımızı haber veriyor. 

Evet, her an gelebilecek erken bir vefat olmazsa, vasatî ömür 60-70 yıl hesabıyla, artık bizler de "zamanı hızla azalanlar" arasındayız. Ne kadar kaldığını bilmediğimiz hayatımızın devamını bu idrak içinde yaşamalı; kalan ömür sermayemizi şahs-ı manevî ile birlikte ihlâs ve istikamet çizgisinde değerlendirip o şuurla tamamlamanın gayreti içerisinde olmalıyız.

* Geçtiğimiz günlerde vefat eden Ömer Yavuzyiğitoğlu, Necati Can, Kemaleddin Ceviz ve Hüseyin Özbey'e Allah'tan rahmet; ailelerine ve camiamıza sabır ve başsağlığı diliyoruz. 

Rabbimiz Cennetinde buluştursun.

Okunma Sayısı: 4440
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hilal

    22.11.2020 15:09:21

    Çok doğru söylüyorsunuz Kazım abi. Anlayana sivrisinek saz

  • Hasan

    22.11.2020 14:53:22

    Kaleminize ve yüreğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Günümüzde bütün insanlığın halı ortada ama en büyük ibret olan ölüm dahi insanları bu durumdan uyandirmiyor Peygamber efendimizin (SAV) belirttiği tam bir ahir zaman yaşanıyor

  • Sema Nur Gül

    22.11.2020 13:25:59

    "Ya Rabbi! İstihdam buyurduğun hizmetler için kâinattaki zerrat adedince Sana hamd ü senalar olsun.. Allah'ım! Sen beni ayıplardan koru, ayıplarımı setreyle, ihlâsla hizmetlerinde istihdam buyur, hüsn-ü hatime bahşeyle, şehadet nasip eyle! Bana hüsn-ü zan edenlerin hüsn-ü zannına lâyık eyle ve onlardan razı ol! Cümlemizi hıfzınla hıfzeyle!" Bekir Berk Abimizin duası. Rabbimiz ona ve vefat tüm Ağabeylerimize, Ablalarımıza, kardeşlerimize rahmet eylesin. Bu duayı bizim hakkımızda da kabul eylesin Amin🤲🏻🤲🏻

  • Alperen

    22.11.2020 08:25:49

    Devlet nizamı odur ki; idaresinden mesul olduğu ahalinin, hem dünyasını, hem de ahiretini mamur eder. Ne yazık ki, Cennet mekan Osmanlı İmparatorluğunu yıkanların tek emelleri Milletimizi, Millet yapan değerlerini yok etmekti. Bunda da başarılı olduklarını görmek için Türk aile yaşantısına şöyle bir göz atmak kafi. İlahi nizam için yaşayan asil bir milletin, şeytani ve nefsani bir nizama nasıl kul-köle olduğuna şahit oluyoruz. Devleti idare edenlerin fikri ve zikri bunda çok etkin. Her şeye rağmen Cenabı Allah'tan hiç bir zaman ümidimizi kesmedik. Bu aziz milleti İslam'ın sancaktarlığına layık gören, Milletimizi bu hale getirenlerin hesabını da çok yakın zamanda görecektir. Biiznillah 🌹❤️🇹🇷

  • Sezai MUMCU

    22.11.2020 04:18:02

    Dünya'nin fanilik yönü malayaniyat ve sefahate dair vechesidir. Bekaya bakan yüzü ise nuranî vazifelerdeki hissesine bakiyor. Dünya'nin merkezindeki Magma tabakasindaki ates zayi olmayip Cehennem katildiginda Zalimler icin vazifesi baslayacak. O kadar kudsî bir vazife ki bunu anlayanlar "Yasasin Zalimler icin Cehennem diye haykirmislardir" Dünya'nin baki Alem Ahiret'in numuneleri olan güzellikleri de Cennette beka bulup insanlara biz bunun benzerlerini Dünya'da da görmüstük istifade etmistik diyeceklerdir. Hayatimizdan lezzet (beka lezzeti) mi almak istiyoruz, gördüklerimizin güzel tarafina bakalim ve güzel yönlerini düsünelim.

  • Mehmet Türeli

    22.11.2020 01:36:57

    Bu arada ahiret kervanına katılan ağabeylerimiz bir hayli fazla, hepsi bir birinden değerli, Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah, bizlere de ömür boyunca istikametten ayırmasın, imanla kabire girmemizi nasip etsin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı