17-25 Aralık sonrası, Perinçek’in “Adını biz koyduk” dediği “örgüt”le “mücadele”de Erdoğan’ın görevlendirdiği bir ismin, o mücadeleye dair gözlemlerini, gördüğü aksaklıkları, önerilerini dile getirdiği ve 2021 Ağustos’unda güncellenip Saraya sunduğu raporda yer aldığı belirtilen pasajların devamı:
* Siyasîlerin suç ve ceza için milat belirleyip belirleyemeyeceği tartışılırken, başbakan yardımcısı, bakan, parti genel başkanı ve iktidardan ya da muhalefetten birçok milletvekilinin örgüte yönelik yaptırımlara itirazları dikkate alındığında, 2014 ve 2015 yıllarında sıradan vatandaşların, bu yapının terör yüzünü bilmelerini istemek âdil olmayacaktır.
(Bu arada, raporun yazarı “terör” diyor, ama bu nitelemenin özellikle AİHM’de kabul görüp görmeyeceği halen önemli bir soru işareti.)
* Örgüt mensupları kolektif cezalandırılmayarak, örgütçü olmayan anne, baba, kayınvalide, kayınpeder ve kardeşlerinin devlete küsmelerinin önüne geçilmelidir. Örgüt mensuplarının devlet okullarında öğrenim gören çocukları, öğretmen ve öğrenciler tarafından dışlanmamalıdır. Bu öğrencilerin ekonomik ve psikolojik durumları gözetilerek, başarılı öğrenciler diğer öğrenciler gibi yurt ve burs yönünden ayrım görmemelidir.
* Örgüt üyeleri örgütten ayrıldıkları takdirde çocuklarının nafakalarının temini, ev kirası gibi rutin ödemelerinde örgüte muhtaç bırakılmamalıdır. Devlet bu kişilerden askerlik yapmayanı askere aldığına, gelir elde edenden vergi almaya devam ettiğine göre, kamudan ihraç edilen örgüt üyelerinin özel sektörde çalışabilmesi için hukukî bir engelden ziyade psikolojik engel bulunmamalıdır. (Hukukî engel yok demek istiyor galiba.)
***
Raporun Independent Türkçe tarafından aktarılan kısımlarında, bu konudaki saplantıların hâlâ aynı katılığıyla devam ettiğini gösteren ifadeler de az değil. Ama “mücadele”de yapılan yanlışların en azından bir kısmının, “Ba’de harabi-l-Basra” dedirtecek şekilde son derece gecikmeli olarak ve iş işten geçtikten sonra da olsa itiraf edildiği görülüyor.
Bu itiraflar eşliğinde yapılan teklifler, bizim sürecin başından beri ısrarla vurguladığımız hususların sadece çok küçük bir bölümü.
Ve gelinen noktadaki ağır enkaz ortada.
Yorumunu okurlarımıza bırakalım.