"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hüküm ve tasdik

Kâzım GÜLEÇYÜZ
17 Nisan 2019, Çarşamba 00:07
Eğer Ahmet Cevdet Paşa’nın başlattığı ve Mecelle-i Ahkâm’ı meyve veren çalışmalar devam edebilmiş ve diğer hukuk alanlarında da meyvelerini vermiş olsaydı, Batıdan tercüme kanunlar alarak hukuku laikleştirme hareketleri yerine, toplumun inanç yapısını ve ona dayalı sosyal-toplumsal gerçeklerini dikkate alan hukuk reformları gerçekleştirilebilirdi.

Ancak bu yapılamadı ve hâlâ içinden çıkamadığımız dinî hukuk-laik hukuk tartışma ve gerilimleri bu yüzden ortaya çıktı.

İşte bu noktada Said Nursî’nin o âyete yaptığı yorum fevkalâde rahatlatıcı. 

Sözlerinden çıkan mesaj şu:

“Oradaki hükmetmek tabiri, tasdik etmek anlamındadır. Yani o âyetlerde ifade edilen kâfir, zalim ve fâsık sıfatlarının muhatabı olanlar, ‘Allah’ın indirdiği âyet ve hükümleri tasdik etmeyenlerdir. Yoksa inandıkları ve tasdik ettikleri halde değişik sebeplerle, özellikle de şartlar izin vermediği için gereğini yapamayanlar ve uygulayamayanlar aynı kategoriye dahil olmazlar.”

Esasen bu, dinin bütün emir ve yasakları için de geçerli olan bir prensip. Meselâ namaz örneği üzerinden gidelim. Müslüman olduğunu söylediği halde namazın farziyetini kasten ve bilerek inkâr eden, dinden çıkar. Ancak namazı dinin bir emri, dahası İslâmın beş şartından biri olarak kabul ettiği halde tembellik, üşengeçlik veya başka bir sebeple kılamayan ve çoğu zaman da bundan dolayı pişmanlık duyan kimse yine din dairesi içinde kalır, ama günahkâr bir mü’min ve Müslüman olarak.

Değiştiremeyeceği zaruret halleri sebebiyle kılamayan ise, kaçırdığı namazı bilâhare bulduğu ilk fırsatta kaza ederek telâfi hassasiyetine sahip olduğu takdirde, bu sorumluluktan da kurtulmuş olur.

Laik kanunlara göre görev yapmak durumunda olan hukukçular da “zaruret”le karşı karşıya. Gerçi bunların çoğu, insanlığın ortak aklının ürünü olan, temel esaslarda kaynağını semavî dinlerden ve bilhassa İslâmdan alan, dolayısıyla dinle de çelişmeyen “teknik” kurallar. Çatıştığı alanlarda ise—faiz ve miras gibi—çıkış yolu, insanların çözümleri resmî prosedürlerde ve mahkemelerde değil, özel hukuk ilişkilerinde aramaya teşvik edilmesiyle bulunabilir.

Makul bir dengede buluşuncaya kadar.

Okunma Sayısı: 3139
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı