“Mü’minler ancak kardeştir” diyen bir dinin mensupları, “Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz” diyen bir Peygamberin (asm) ümmeti ve “Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yok” diyen bir Üstadın talebeleriyiz.
Peki, bunların gereğini bihakkın yerine getirebildiğimizi söyleyebiliyor muyuz? Bu açıdan kendimizi gözden geçirmemiz şart.
* Bizi mü’minlerle, hattâ bütün varlıklarla bağlayan Esma-i Hüsnâ başta olmak üzere, aramızdaki sayısız birlik bağının farkında mıyız ve bunun gereğini yaşayabiliyor muyuz?
* Başkalarında kusur aramadan önce, asıl ve en tehlikeli düşman olan kendi nefsimizin kusurlarını düzeltmek için ne yapıyoruz?
* Dinimizi ve mukaddes değerlerimizi hedef alıp tahribe çalışan ve bütün şiddetiyle her koldan devam eden haricî taarruzlara, dahildeki bilumum fitne ve ihtilâfları bitirerek, kuvvetli ve yekvücut bir dayanışma ile mukabele etmek gereğinin neresindeyiz?
* İhtilâfımızdan istifade edenlerin zulmüne karşı, aklımızı başımıza alıp iman kardeşliği kalesine sığınmak için neyi bekliyoruz?
* “Hak yalnızca benim mesleğimdir” sözünde ifadesini bulan enaniyet eksenli ve tekelci yaklaşım yerine, “Mesleğim haktır veya daha güzeldir, ama hak yolundaki diğer hizmet erbabından da Allah razı olsun” anlayışına bina edilmiş samimî kardeşlik ittifaklarını ne zaman tesis edip yaygınlaştıracağız?
* Tevhid odaklı hâlis bir ubudiyet ve sâfi bir hizmet manasını yakalamanın önemli şartlarından biri, manevî hayatımızı husumet, haset, kıskançlık, inat, tarafgirlik, gıybet... kirlerinden bir an önce temizlemek değil mi?
* “Mabeyninizdeki fedakârane uhuvvet ve samimane muhabbet sarsılmasın. Biz değil cüz’î hukukumuzu, belki hayatımızı ve haysiyetimizi, dünyevî saadetimizi Risale-i Nur’un en kuvvetli rabıtası olan tesanüde feda etmeye mükellefiz” ikazı bize ne ifade ediyor?
* Hangi fikir ayrılığı ve mizaç uyumsuzluğu tesanüd ve kardeşlikten daha önemli olabilir?
Üstadın “Bin haysiyetim olsa kardeşlerimin mabeynindeki muhabbet ve samimiyete feda ederim” sözü ile “Yâ Erhamerrâhimîn, kardeşlerimin kalplerini birbirine tam sadakat, muhabbet, uhuvvet ve kardeşlikle doldur” niyazındaki hassasiyetin bizim dünyamızı ve ilişkilerimizi de biçimlendirmesi dileğiyle.