Ne zamandır lafı edildiği halde hâlâ gündeme getirilemeyen ve işin gerçeği kimsenin de inanmadığı “reform paketi,” yeni bir erteleme olmazsa bugün açıklanacakmış.
Muhtevasıyla ilgili haberlerdeki detayları daha önce değerlendirdiğimiz için tekrarlamaya hâcet yok. Özeti: Hukukun en temel kural ve kriterlerini hayata geçirmek için pakete gerek yok, o kriterleri uygulamak yeter.
Yani asıl sorun anlayış ve uygulamada.
(Bu konudaki 25.12.20 tarihli yazımız:
https://www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/bu-anlayisla-ne-reform-u_534101)
“Son dönemde başta yargı alanı olmak üzere yaşanan tartışmalar (pakette hedefler olarak sıralanıp bizim “iktidarın itirafı” olarak nitelediğimiz) maddelerin hayata geçmemiş olmasından, eksikliklerden ya da uygulama sorunlarından kaynaklanıyor” diyen Hande Fırat da aynı şeyi söylüyor (Hürriyet, 23.2.21).
Yine Fırat’ın aktardığına göre, paketin “İfade ve basın özgürlüğü standartlarının yükseltilmesi” başlıklı bölümünde, bunun için yapılacaklar listesinde şunlar da varmış:
“İfade özgürlüğünün en geniş şekilde teminat altına alınması için düzenlemeler gözden geçirilecek.” Düzenleme ile sorun çözülecek olsaydı, TMK’da geçen yıl yapılan değişiklikle bu iş bitmiş olurdu. Ama olmadı. “Haber ve eleştiri niteliğindeki yayınlar”ı da “terör örgütü propagandası” sayarak cezalandıran kararların sonu gelmedi. Bir örneğine de Özdabak’la birlikte bizzat muhatap kılındık.
Son örnek, Ömer Faruk Gergerlioğlu’na aynı gerekçeyle verilen çok tartışmalı mahkûmiyet için Yargıtay’dan çıkan onama kararı.
Pakette “Haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacı ile yapılan düşünce açıklamalarının soruşturma konusu olmaması için yetkililere düzenli eğitim verilecek” deniliyormuş. Ne eğitimi? Kim kime eğitim verecek? Hele Yargıtay üyesi konumundakilere?
Dönüp dolaşıp yine aynı yere geliyoruz:
Zihniyet değişmeden sorun çözülmez.
Hele bu zihniyete yaslanıp, kontrolündeki HSK üzerinden mahkemelere her türlü yönlendirme, müdahale ve baskıyı yaparken, “yargı bağımsızlığı” söylemlerini ağzından düşürmeyen ve reform paketlerinden dem vuran bir iktidarla hiçbir şekilde çözülmez.
Tek adam rejimiyle adalet olmaz.