"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye “demokrat” olabilseydi...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
06 Ağustos 2024, Salı
Yaşananların da tasdik ve teyid ettiği gerçek şu ki, Filistin, Suriye, Irak ve Yemen başta olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasının tamamında yaşanan kronik sorunların çözüm anahtarı Türkiye’de.

Bu iddiamızın tarihteki dayanağı, vârisi olduğumuz Osmanlının bu bölgelerin önemli bir kısmını asırlarca adaletle yönetmiş olması.

Güncel dayanağı ise, böyle bir verasetin temsilcisi olan Türkiye’nin gerek Müslüman kimliği, gerekse kıtalar ve kültür arası köprülük vasfıyla öne çıkıyor olması.

Tarihle güncel arasındaki bağlantıyı kuran en önemli tesbitlerden biri, Bediüzzaman’ın Osmanlı için dile getirmiş olduğu “Onun hürriyeti bütün Asya kıtasının ve İslam âleminin bahtını açacak” hakikati.

Bu tesbiti “Demokrasiyi başarmış bir Türkiye bütün bölge sorunlarının çözümüne aktif katkıda bulunma potansiyeline sahiptir” şeklinde günümüze uyarlayabiliriz.

Bu yüzden, Türkiye’nin gerçek anlamda demokratik bir hukuk devleti olması, kendisi için olduğu kadar bölge için de çok önemli.

Evrensel standartlarda bir demokrasinin sacayağını oluşturan üç temelden biri adalet, biri işlerin meşveret ve ortak akılla yürütülmesi, biri de kanun hakimiyeti.

Bediüzzaman’ın bilâhare demokrasi olarak gelişen meşrutiyeti tarif ederken altını çizerek vurguladığı üç temel prensip de bunlar.

Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, Meclis hakimiyeti, hür siyaset, fikir hürriyeti, kanun ve kuralların herkes için geçerli olması, şeffaflık, kamuoyu denetimi...

Bunlar, o temel kavramların içini dolduran alt başlıklardan yalnızca bir bölümü.

Eğer Türkiye, adayı olduğu AB’nin asırlara yayılan tecrübelerle geliştirdiği bu eksendeki kriterler çerçevesinde rejimini ve sistemini dizayn edebilmiş olsaydı, bütün bölgenin örnek alacağı bir model olabilirdi.

Ve öncelikle kendi iç sorunlarını hukuk kuralları içinde, demokrasi ve hür tartışma zemininde ortak akılla müzakere edip kamuoyunun mutabık kaldığı formüllerle makul, sağlam ve kalıcı çözümlere bağlardı.

Beraberinde bölgesel sorunların çözümüne de aynı yaklaşım ve sistematikle çok olumlu ve yapıcı katkılarda bulunabilirdi.

Bu bakımdan, Türkiye’nin çok uzaklaştığı demokrasi ve hukuk kriterlerine bir an önce dönmesi, bölge için de hayatî öneme sahip.

Okunma Sayısı: 2761
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    7.8.2024 13:02:41

    Tebrikler teşekkürler. Risale-i Nur külliyatın da belirtilen esaslar doğrultusunda demokrasi, hürriyet ve adalet olmadan maddi manevi kalkınma mümkün değildir. Demokrasi ve meşveret olmadan da ittihat-ı İslâm gerçekleşmez.

  • Hüseyin İlhan

    6.8.2024 12:11:58

    Efendimiz SAV'min İslamı ilk tebliği ve sonrasında kurulan devletin devamında da önce ADALET vardır.Bakınız efendimiz SAV'min imandan sonra adalet için hayatı buna emsaldir. Keza Hz.Ömer RA.'Kıyamete kadar adalet denince anılmakta anılacak olmasının da ana unsuru ADALET'tir. Her Cum'a hutbesindeki okunan ayeti celile ile yüce rabbimiz bize önce ADALETİ emretmektediiir. Siz istediğiniz kadar zengin,istediğiniz kadar asker,silaha ve tekniğe sahip olun hiçbir kıymet-i harbiyesi ADALET kadar tesirli ve caydırıcı olaamaz.Zaten adaletin olduğu yerde de iktisaden ferahlık,maddi ve manende güçlülük vardıır.

  • Arda Yıldız

    6.8.2024 11:22:58

    Türkiyenin orta doğuda ağırlığı var. Yok değil. Asırlardır bu coğrafyada hüküm süren osmanlı imparatorluğun devamı olarak bu gayet normal. Orta doğuda israilin sesinin çok çıkması arkasındaki güçlerle alakalı. Müslümanları kimse desteklemiyor. Elbette bir gün güç tekrar bize de geçecektir. Selahaddin kudüsü geri almadı mı? Biz daha fazlasını yaparız inşallah.

  • halil

    6.8.2024 09:59:40

    Evet, şu haliyle Türkiye'nin Ortadoğu'da hiçbir ağırlığı yok, Terör Devleti İsrail yetkilileri bile, Türkiye yetkililerinin tenkitleri karşısında "Sen kendi içine bak" diyebiliyor!!!

  • Semanur Tunoğlu

    6.8.2024 00:31:11

    Demokrat olmak bu sorunları çözmez. ABD ve Avrupa demokrat diye bu sorunlar çözülmüyor. Bu anlatılan sorunların çözümü ekonomik ve askeri olarak güçlü olmaktan geçiyor. Gücün varsa bu sorunları çözersin.

  • Burhan Kula

    6.8.2024 00:09:03

    AİHM kararlarını AYM kararlarını tanımayan, keyfi olarak 53 milyon kişinin kullandığı instagramı yasaklayan, ısrar ve inatla KHK zulmünü sürdüren haksız hapis cezalarından utanmayan ve maalesef buna destek veren bir kitlenin de bulunduğu bir ülke demokrasi filan olamaz, ekonomik olarak da toplum olarak da sadece sersefil olur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı