Yargıtay Başkanı yargıya güvenin her geçen gün arttığını söyleye dursun, Metropoll araştırmasına göre yargıya güven 15 Temmuz’dan önce Mart-2016’da 10 puan üzerinden 5.6 iken, Haziran-2021’de 4.2’ye inmiş.
Sosyal medyada paylaştığımız bu bilgi için yapılan birçok yorumda bu oranın da yüksek olduğu ve yargıya güvendiğini söyleyenlerin çoğunun büyük ihtimalle mahkemelere yolu düşmeyen kimseler oldukları ifade edildi.
Gördüğümüz kadarıyla genel kanaat bu.
Anket sonucunda en dikkat çeken husus, yargıya güvenin 15-20 Temmuz sürecinin 5. yılı sonunda bu kadar gerilemiş olması.
Bunun sebepleri de belli: Hukukun askıya alındığı 15-20 Temmuz OHAL sürecinde ve sonrasındaki soruşturma, tutuklama, yargılama ve mahkûmiyetlerin çoğunda en temel hukuk kurallarının hiçe sayılıp çiğnenmesi.
Bu durum sadece Doğu Perinçek’e “Yargı altın çağını yaşıyor, hayatımın en mutlu günlerindeyim” dedirtiyor, ama yüz binlerce, ailelerini, çoluk çocuklarını da dahil edersek milyonlarca insanın hayatını ve düzenini alt üst ediyor; son derece ağır ve vahim hak ihlallerine ve inanılmaz mağduriyetlere yol açıyor.
Ve kendisine bağlı HSK ile mahkemeleri yönlendirip onlara nizam veren, işine gelmeyen kararları tanımayan ve uygulatmayan, dahası o kararlara imza atan hâkimleri cezalandıran hukuk tanımaz bir iktidar iş başında.
Karşı karşıya olunan tablonun en sıkıntılı sonuçlarından biri, ya baskı altında veya iktidar zihniyetiyle iyice bütünleşmenin neticesi olarak verilen—hukukîliği çok tartışmalı—kararları veren bazı ağır ceza mahkemelerinin, bu kararlar için AYM’den sâdır olan “Hak ihlali var” tesbitini dahi “iplemeyip” direnmeleri.
AYM Başkanı Zühtü Arslan evvelce mutedil bir dille geçiştirdiği bu tavra tepkisini son konuşmasında çok keskin ifadelerle seslendirirken, İzzetbegoviç’in bir sözünü aktardı:
“AYM’nin anayasaya aykırılık konusunda verdiği karar sonrası, aykırı bulunan hususta ısrar etmek anayasayı kasten ihlal etmektir.”
Şu cümle de Arslan’a ait: “Mahkeme kararlarının icrasının hakkıyla sağlanmadığı bir yerde hukuk devletinden bahsedilemez.”
AYM Başkanını böyle feryat ettiren bir iktidarın demokrasi içinde bir an evvel bertaraf edilmesi, Türkiye için hayat memat meselesi.