Aile danışmanı okuyucumuz Mustafa Taşkın, 6 Şubat depremi öncesi gönderdiği mesajında Yusuf Kerim için şunları yazıyor:
Ne zamandır sosyal medyada 4. evre kanser hastası bir çocuğun cezaevindeki annesini istediğini gözlemliyoruz. Bu konuyu ilk olarak insan haklarına duyarlı milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu gündeme getirmişti. Akabinde başka birçok kişi de bu konuda çağrıda bulundu. Sizler de Yusuf Kerim konusunda duyarlısınız. Allah razı olsun.
Bilindiği gibi, kanser önemli bir hastalık. Kanserle mücadele ciddi ve zor bir süreç. Özellikle kanser hastalığında dereceler/evreler ve çeşitler var. Birçok türlerinin tedavisi oldukça kolay. Ancak bazı tehlikeli türleri de var. Allah bu hastalıktan herkesi korusun.
Bu hastalık sürecinde doktorlar her türlü tedbiri alıyorlardır. Bunda şüphemiz yok. Lakin tedavi sürecinde hastanın moral seviyesi, psikolojisi çok önemli. Üzüntü, stres ve kaygı hali, hastalıkla mücadele eden hücreleri zayıflatıyor. Bu sebeple hastanın morali daima desteklenmelidir. Bu konuda kanser savaşçılarının somut araştırmaları var. Moral seviyesinin yüksek tutulması ile hastanın tedavi süreci daha kontrol edilebilir bir duruma geçebilmektedir. Hatta bu konuda psiko-onkoloji diye bir alan var. Bu branş, kanser hastasının ruh sağlığını, maneviyat, moral ve motivasyonunu sağlamak amacıyla psikolog ve psikiyatristler tarafından yönetilmektedir.
Madem böyle bir durum var. Kanser hastası çocuk için en iyi moral kaynağı, en sağlıklı ve kolay iletişim kurabildiği, kendisini yanında en fazla güvende hissettiği kişi annesidir.
Bütün bu ifade ettiklerimiz çerçevesinde Yusuf Kerim neden mağdur edilmektedir? Gerçekten anlamak mümkün değil. Anne, anne diye ağlıyor. Bu konuda bir düzenleme çok mu zor? Yaşama şansı yüzde 20 deniyor. O halde bu çığlık neden duyulmuyor? Ona ve annesine empati yapamıyor muyuz?
Yaşanan mağduriyetlerin önüne geçilmesi için, adına ister af deyin, ister infaz düzenlemesi, hazırlamak çok mu zor? Seçim sürecine girdiğimiz şu dönemde Yusuf Kerim’in gözyaşlarını dindirecek, sayıları yüz bini aşan ve yakın sosyal çevresi ile milyonları etkileyen KHK mağduriyetlerini ortadan kaldıracak bir çalışma yapılması zorunluluk halini almıştır.
Hem de âcilen. Çok geç olmadan.