"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ayasofya'nın orijinal çinilerine ne oldu?

25 Aralık 2017, Pazartesi 21:29
Ayasofya Müzesi Müdürü Cengiz, "Türbenin sağında bulunan 60 adet çini, 1890'lı yıllarda Fransa uyruklu Dorigny tarafından restorasyonu yapılmak üzere Fransa'ya götürülüp taklidi yapılarak daha sonra buraya monte edilen çinilerdir." dedi.

Ayasofya Müzesi'nin Müdürü Hayrullah Cengiz, restorasyon bahanesiyle 1890'lı yıllarda Fransız Albert Dorigny tarafından müzeden çalınarak yerine asılan sahte çinilere ilişkin, "Çiniler yerinden söküldüğünde, arkalarında Fransa Sevr'de yapıldığına ilişkin damgayı rahatlıkla görebiliyorsunuz." dedi.

***

Okumak iin tıklayınız:

Ayasofya unutturulamaz...

Orada Kudüs, burada Ayasofya...

***

Müzenin yıl içinde 1 milyon 900 bine yakın yerli ve yabancı turisti ağırladığını dile getiren Cengiz, sahte çinilere ilişkin  açıklamada bulundu.

Cengiz, Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Sultan 2. Selim türbesinin kapısının iki tarafında bulunan 60 adet çiniden oluşan iki panodan birinin sahte olduğunu belirterek, "2. Selim türbesi Ayasofya'da ilk yapılan türbe ve aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin en büyük mimarı olan Mimar Sinan'ın eseridir. Mimar Sinan, hanedandan ilk defa Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu olan Şehzade Mehmet'in türbesini yaparken, hanedandan son olarak da Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Sultan 2. Selim'in türbesini burada inşa ediyor." bilgisini verdi.

Türbenin sağında bulunan 60 adet çini hakkında değerlendirmede bulunan Cengiz, "Bu çiniler 1890'lı yıllarda, Osmanlı devletine dişçi olarak gelen, Fransa uyruklu Albert Dorigny tarafından restorasyonu yapılmak üzere Fransa'ya götürülüp taklidi yapılarak daha sonra buraya monte edilen çinilerdir. Hemen sol tarafından ise bunun kardeş çinileri var ve baktığınızda iki çini pano arasındaki farklı görürsünüz. Bu çiniler aslında 16. yüzyıl İznik çinilerinin en mükemmel örneklerindendir." diye konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Fransa Kültür Bakanlığı ile görüşerek çinileri Fransa'dan geri istediğinin altını çizen Cengiz, "Bu çiniler, Fransa'nın en ünlü müzesi olan Louvre Müzesi'nde İslam Eserleri seksiyonunda teşhir edilmekteydi. Yakın bir tarihte, muhtemelen gelen şikayetler üzerine kaldırıldı." ifadelerini kullandı.

"Sanat hırsızlığını göstermek amacıyla bilgi yazısı asıldı"

Hayrullah Cengiz, çinilerin kaçırılmasına ilişkin bilginin İngilizce, Fransızca ve Türkçe dilinde türbenin kapısına asıldığını kaydederek, yapılanın, "görevi kötüye kullanmak" olduğunu söyleyerek, hem bu görevi kötüye kullanmayı hem de sanat hırsızlığını tüm dünyaya göstermek amacıyla bilgi yazısının panoların önüne asıldığına dikkati çekti.

Türkiye'de 1925'te türbelerin kapatıldığını ve bu nedenle uzun süre bakımsız kaldığını dile getiren Cengiz, şunları aktardı:

"Özellikle 1990'lardan sonra türbeler ziyarete açılmaya başladı ve restorasyonu yapıldı. Burada gördüğünüz 5 türbenin de restorasyonu 2009'da tamamlanarak ziyarete açıldı. Bu restorasyon sırasında yapılan onarımlarda, bu çinilerin sahteliği kanıtlanmış oldu. Çünkü çiniler yerinden söküldüğünde, arkalarında Fransa Sevr'de yapıldığına ilişkin damgayı rahatlıkla görebiliyorsunuz. İki çini arasındaki farka baktığınızda, ki buraya gelen herkes çok rahat biçimde görecektir, bir tarafta orijinal çiniler görünür ve tüm güzelliğiyle sizi karşılar. Bir tarafta ise tamamen mat renkli sahte çinileri görürsünüz. Sahte çiniler, yaklaşık 100 seneden biraz fazla kalmasına rağmen rengi solmuştur. Çünkü sahteliği ortadadır. Diğer tarafta ise gerçek çini pano, sanki daha dün yapılmış gibi, 400 seneden beri karşımızda durmaktadır."

Müze müdürü Cengiz, her ikisi de 60 adet çiniden oluşan iki panodan sahte olanın orijinalle desen olarak birebir kopya olduğunun altını çizerek, "Bunun kopyasını çıkarmak çok da zor değil ama yıllar geçince, sahici bir biçimde sahteliği kendisini gösterir." değerlendirmesinde bulundu.

Dorigny'nin sadece bu çini pano ile yetinmediğine vurgu yapan Cengiz, "Muhtemelen o yıllarda yine İstanbul müzelerinde yaptığı onarımlarda, başka çinileri de çaldığı yüksek bir ihtimal. Çünkü kayıtlarda buna rastlıyoruz." dedi.

"Şu an önünde bulunduğunuz bu çiniler, asıllarının bir kopyasıdır"

16. asır İznik çini sanatının en nadir örneklerinden biri olan panoyu, temizletme bahanesiyle Fransa'ya gönderip, porseleniyle ünlü Sevr'de imal ettirdiği sahte panoyu aslının yerine monte eden Dorigny'ye ilişkin bilgi, türbenin kapısına asılan yazıda şu cümlelerle aktarılmış:

"Osmanlı Devleti döneminde 1882-1896 yılları arasında Fransız uyruklu Albert Dorigny tarafından yapılan restorasyon çalışmaları sırasında, burada bulunan ve 60 adet karodan oluşan 16. yüzyıl İznik çini pano şaheser, restorasyonu yapılması amacıyla Fransa'da Paris'e götürülmüş ancak Sevr'de taklidi yapılarak geri getirilmiş ve aslının yerine monte edilmiştir. Bu durum tamamen güveni kötüye kullanma ve bir sanat hırsızlığı örneğidir. Şu an önünde bulunduğunuz bu çiniler, asıllarının bir kopyasıdır. Orijinal çinilerimiz, Fransa Paris Louvre Müzesi'nde İslam Eserleri seksiyonunda 3919/2-265 envanter numarasıyla, 'Ayasofya Müzesi'nin haziresinde bulunan Sultan II. Selim Türbesi'nin Çinileri' bilgisiyle sergilenmektedir. Orijinal çinilerimiz hakkında Fransa Devleti Kültür Bakanlığı'na yapılan tüm iade taleplerimize rağmen, maalesef olumlu bir sonuç alınamamıştır."

***

Okumak için tıklayınız:

Ayasofya ne zaman gündem olur?

'İbadete açılacak mı?' sorusu üzerine Kurtulmuş'tan Ayasofya açıklaması

Kutlu Fetih; mahzûn Ayasofya

Hazret-i Sultan Mehmed Fatih'in emaneti: Ayasofya’da namaz kılabilecek miyiz?

''Bu vakfiyesindeki cümlelerin her bir kelimesi ilgi çekicidir:

“İşte bu benim Ayasofya vakfiyem dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse, onu iptal veya tecile koşarsa, fasit veya fasık teville veya herhangi bir dalâvereyle Ayasofya Camii’nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederse aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek mütevelli hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterine kaydeder veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar! Bu sebeple bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen lâneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hâlâ bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene olacaktır. Allah’ın azabı onlaradır Allah İşitendir, Bilendir.”3

Günümüzde Ayasofya’nın konumu ilginçtir. Ayasofya camilikten çıkarılmış ve şu anda müze olarak hizmet vermektedir. Ayasofya, İstanbul’un fethinin sembolü olmaktan çıkarılmış, fetih sembolik bir hale getirilmiştir. Dolayısıyla Ayasofya şu anda fethin sembolü konumunda değildir.

Hadise tekrar baktığımız zaman, sanki İstanbul’un ikinci bir fethine ima vardır. Birinci fetihte İstanbul’u fetheden kumandana dikkat çekilirken, ima edilen kısımda ise ikinci fethin askerlerce yapılacağı anlaşılabilir. Çünkü o komutanın askerlerinden başka mutlak olarak “o ordu ne güzel ordu / o asker ne güzel askerdir” denmektedir.''

Devamını okumak için tıklayınız:

İstanbul’un ikinci fethi

AA

Etiketler: ayasofya, çini
Okunma Sayısı: 2544
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı