Ebedin lügat karşılığı sonu olmayan, daimilik, sonsuzluk şeklinde verilmiştir.
Risale-i Nur’da insanın ebed için yaratıldığı, ebede olan arzusu veciz bir şekilde izah edilmiştir:
“İnsanın ebede uzanmış emelleri ve kâinatı ihata etmiş efkârları ve ebedî saadetlerinin envaına yayılmış arzuları gösteriyor ki bu insan ebed için halk edilmiş ve ebede gidecektir.” (Sözler: 149)
“İnsanın fıtrat-ı zîşuuru olan vicdanı saadeti ebediyeye bakar, gösterir. Evet, kim kendi uyanık vicdanını dinlerse , ”Ebed, ebed!” sesini işitecektir. Bütün kâinat o vicdana verilse, ebede karşı olan ihtiyacının yerini dolduramaz. Demek o vicdan, o ebed için mahlûktur.” (Sözler: 849)
Bu manalar ışığında insanın ademe karşı Cehennemi tercih etmesiyle anlıyoruz ki, insan fıtraten sonsuzluğa meyyal ve müştak olarak yaratılmıştır. İnsan, kainatın en kıymetli varlığıdır. Yaşaması fani dünya hayatı ile sınırlı olamaz. Öyle ise ebede namzettir. Saadet-i ebediyeyi kazanmak duâsıyla…