"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Acz ve fakr

M. Ali KAYA
30 Mayıs 2016, Pazartesi
Acz, insanın güçsüzlüğünü, hiçbir şeye gücünün yetmediğini, fakr ise insanın ihtiyaçlarının çokluğunu ve bu ihtiyaçlarını karşılamada acizliğini ifade eder.

Bediüzzaman Hazretleri insanı “binler çeşit elemlerle müteellim ve binler nevî lezzetlerle mütelezziz olacak bir zîhayat makine ve gayet derece acziyle beraber hadsiz maddî-mânevî düşmanları ve nihayetsiz fakrıyla beraber hadsiz zâhirî ve bâtınî ihtiyaçları bulunan ve mütemadiyen zeval ve firak tokatlarını yiyen bir biçare mahlûk” olarak tarif eder.

Acz ve fakr insanın en başta gelen özelliğidir. İnsanın son derece aciz ve ihtiyaç sahibi olarak yaratılmasının sebebini de izah eden Bediüzzaman karanlığın şiddeti derecesinde ışığın varlığı hissedildiği gibi insanın da aczi ve fakrı nispetinde Allah’a olan ihtiyacını hissetmesi gerektiğini belirtir. İnsanın “iman ve ubudiyetle böyle bir Padişah-ı Zülcelâle intisap edip bütün düşmanlarına karşı bir nokta-i istinat ve bütün hâcâtına medar bir nokta-i istimdat bularak, herkes mensup olduğu efendisinin şerefiyle, makamıyla iftihar ettiği gibi, o da böyle nihayetsiz Kadîr ve Rahîm bir Padişaha iman ile intisap etse ve ubudiyetle hizmetine girse ve ecelin idam ilânını kendi hakkında terhis tezkeresine çevirse ne kadar memnun ve minnettar ve ne kadar müteşekkirâne iftihar edebilir, kıyas ediniz”1 diyerek acz ve fakrın hikmetini izah eder. Acz ve fakr insanı hakka götüren dört temel esastan ikisidir. Diğerleri ise şefkat ve tefekkür yoludur.2

İnsanın Allah’a karşı ibadetinin ve kulluğunun manasının “kulun kendi kusurunu, aczini ve fakrını görüp Allah’ın kudreti ve rahmeti karşısında hayret ve muhabbetle secde etmektir.”3 

Aczini ve zaafını bilen bir insan gururlanamaz. İnsanın enaniyetini ve gururunu kıran husus aczini ve zaafını bilmesi ve ihtiyacını Allah’tan yardım istemesi ve Allah’a ihtiyacını bilmesidir. Bunun en güzel şekli de “Yalnız Sana ibadet eder, ancak Senden yardım isterim”4 diyerek Allah’a yalvarmasıdır. İnsan bu şekilde aczini ve fakrını anlamakla, tam bir Müslüman ve Allah’a tam bir kul olur.5 

Aczini ve fakrını gören ve bilen insan bütün ihtiyaçlarını karşılayan ve her çeşit düşmanlarından koruyan Allah’a sığınır. Bediüzzaman insanın aczinden ve zaafından dolayı “Bismillahirrahmanirrahîm” diyerek Allah’a iltica etmesi ile nefsinin gururundan kurtulacağını belirtir. “Ey mağrur nefsim! Aczin ve fakrın hadsizdir. Düşmanın hâcâtın nihayetsizdir. Mâdem öyledir, şu sahranın Mâlik-i ebedîsi ve Hâkim-i ezelisinin ismini al. Ta bütün kâinâtın dilenciliğinden ve her hâdisâtın karşısında titremekden kurtulasın” der. Besmele ile Allah’a iltica eden “nihayetsiz aczini ve fakrını nihayetsiz kudrete ve rahmete rabt edip Kadir-i Rahîmin dergâhında aczi ve fakrı en makbul bir şefaatçi yapar.”6 

Dipnotlar: 

1- Sözler, 2004, s. 258-259.

2- Sözler, 773-775.

3- Sözler, 71, 211.

4 -Fatiha Sûresi, 1:5.

5- Sözler, 718.

6 -Sözler, 16.

Okunma Sayısı: 3992
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı