Vaktiyle, memleketin birinde, bir akıl hastanesinin bahçesinde iki hasta kitap okumaktadırlar. Bu durum balkondaki başhekimin dikkatini çeker.
Hastaların pür dikkat ne okuduğunu merak eden başhekim bahçeye iner ve görür ki bu iki hastadan birinin elinde kitap değil telefon rehberi vardır.
Başhekim kafasını telefon rehberinden kaldırmayan hastaya şakayla karışık sorar: “Kitap nasıl, heyecanlı mı?”
Hasta “fena değil” der ve ekler: “Eşhas çok ama vaka yok…”
Bugünkü köşe yazımız küme problemleri hakkında olacak.
Merakla beklenen infaz düzenlemesi teklifinin de içerisinde yer aldığı onuncu yargı paketi meclise sunuldu. Teklif, -beklentilerin aksine- terör örgütü hükümlülerini kapsamıyor.
İnfaz düzenlemesi teklifi meclise sunulmadan önce bu teklifin içeriğiyle ilgili bazı bilgiler basına yansımıştı.
Kulislerde, bu düzenleme ile birlikte Covid tahliyelerinin kapsamının genişletileceği ve hasta ve yaşlı mahkumlara tahliye yolu açılacağı konuşuluyordu.
DEM Parti de bu süreçte, aralarında Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu bazı siyasî tutuklular ve örgüt mensubu mahkumların da bu infaz düzenlemesinden faydalanmasını istiyordu.
Bu kapsamda DEM Parti, yargı paketi meclise sunulmadan önce, Mecliste diğer siyasî partileri ziyaret etmiş ve partiler arası uzlaşıyı sağlamak istemişti.
DEM Partinin de çalışmaları sayesinde “şiddet bağı olmayan, yüksek ceza gerektirmeyen bazı terör suçlarının da Covid tahliyeleri kapsamına alınması” yüksek sesle dillendirilmeye başlanmıştı.
Yani tıpkı hikayemizdeki gibi “vakası olmayan çok eşhasın” tahliyesi bu düzenleme ile mümkün olacaktı.
Fakat beklenen olmadı ve terör örgütü hükümlüleri infaz düzenlemesi kapsamına alınmadı.
DW Türkçe’nin Youtube kanalında yayınlanan video habere göre terör suçlularının kapsam dışına alınmasının sebebi Erdoğan’ın özel isteğiymiş.
Teklif henüz meclise sunulmadan yayınlanan haberi aynen veriyoruz:
“Şiddete bulaşmayan terör suçluları denilince gözler Gülen yapılması üyelerine de çevrildi. Bu durum da onlar da denetimli serbestlikten yararlanıp tahliye olabilir. Erdoğan da işte bu noktada devreye girdi ve ‘bir tanesi bile çıkarsa canınızı sıkarım’ deyince, kriz toplantıları başladı. İşte şimdi bunun için de bir formül aranıyor…”
Evet, öyle görünüyor ki aranan formül bulunamadı ve bu yüzden de terör suçluları kapsam dışı bırakıldı.
Çünkü şiddet bağı olmayan terör suçluları diye bir tarif yapılınca, “istenmeyen çok eşhas(!)” da PKK ile aynı kesişim kümesine girdi.
Erdoğan da Rahşan Ecevit gibi sonradan “benim istediğim af bu değildi” dememek için şimdilik boş kümeyle yetinmek zorunda kaldı.
Erdoğan bu küme problemine bir çözüm bulamaz ise birlikte barış sürecini başlattığı yeni müttefiki DEM partiyi ne kadar idare edebilecek, zaman gösterecek.
Ancak şu bir gerçek ki İktidarın ve muhalefetin artık, Ceza Hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç’in bu problemin çözümü için hazırlamış olduğu kanun teklifini ciddiyetle gündemine alması lazım.
Çünkü galiba telefon rehberi dolmak üzere, hafıza uyarısı veriyor…