"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu nasıl bir dayanma gücü…

M. Latif SALİHOĞLU
25 Mart 2022, Cuma
Vefat yıldönümü vesilesiyle, Üstad Bediüzzaman’ı anma programları hız kesmeden devam ediyor. Her programda o muazzez zâtın farklı yönleri nazara veriliyor.

Bazen düşünüp mütalaa ettiğim nokta, Hazret-i Bediüzzaman’daki o bitmez-tükenmez derecedeki dayanma gücüdür.

Yani: Cepheden cepheye, diyârdan diyâra, sürgünden sürgüne, mahkemeden mahkemeye, zindandan zindana, zehirlenmeden zehirlenmeye, özetle her türlü ezâya-cefâya, zahmete-meşakkate mâruz kalmasına rağmen, yine de yılmayan, pes etmeyen, vazgeçmeyen ve inandığı istikametten hiç inhiraf etmeksizin yoluna, hizmetine devam eden bir dâvâ adamı, acaba o gücü, kuvveti, enerjiyi nereden alıyor?

Kezâ, bununla da yetinmeyip, “Benim vefâtım, hayatımdan ziyade dine hizmet edecek” diyen bir insanın hizmet aşkı, dâvâ azmi, meslek sevdası elbette düşünmeye değer.

*

Hayatta iken Said Nursî’yi rahat bırakmayanlar, aciptir ki, o zâtı mezarında da rahat bırakmadılar. Gizli din düşmanları, kendi plân ve hasaplarına göre, Said Nursî’yi rahat bırakmamakla, takip-tarassut altında bulundurmakla, onun sesini kısmış, onun kudsî hizmetini akamete uğratmış olacaklardı. Nitekim, Bediüzzaman’ı defalarca zehirlediler; ancak, öldürmeye muvaffak olamadılar. En az zehirleme sayısı kadar da doğrudan müdahale ile canına kastettiler. Lâkin, öldürmeyen Allah, onu her defasında inayet altında tutup muhafaza eyledi.

Said Nursî, defalarca ölümün eşiğine kadar geldi; tehlikeli sınırlardan, uçurumlardan, cephelerden, esaretlerden döndü: Harp cephesinde ve Divân-ı Harplerde idam talebiyle yargılandı. İdamdan, darağacının kıyısından döndü.

Hiç yılmadı. Hem de inayet altında idi. Yüksek kayalıklardan kayarak uçurumdan yuvarlandı. Tehlike ihtimali yüzde yüz iken, Cenâb-ı Hakk’ın inayeti ile muhafaza olunarak kurtuldu.

Yabanî ortamlarda, vahşî hayvanlarla, aç canavarlarla defalarca karşı karşıya geldi. Yine bir dest-i inayet ile hiç zarar görmeden kurtuldu.

Harbe iştirak etti. Aylarca dağ başlarında, ateş hattında haricî düşmanla savaştı. Düşman gülleleri öldürecek yerlerine isabet etti. Ayağı da kırık bir şekilde esir düştü. Esaret hayatında da, birkaç kez ölümle burun buruna geldi. Ancak, bütün bu helâket ve felâket sürecini, yine inayet-i Hak ile atlatarak kurtuldu. (1915-18)

Esaret dönüşü, İstanbul’da işgalci kâfirlerin boy hedefi haline geldi. Ankara’da ise, iki defa gaddar münafıkların sûikastına mâruz kaldı. Fakat, aynı inayet şemsiyesiyle yine muhafaza olundu. (1918-23)

1925’ten sonrası için, 35 yıl müddetle devam eden ve tarihte emsâli görülmemiş bir mutlak şiddet, baskı ve istibdat dönemi söz konusu oldu.

*

Evet, Üstad Bediüzzaman’ın görüp yaşadığı zahmet ve meşakkatlere, zulümlü baskılara, normal bir insanın dayanması ve hiç pes etmemesi mümkün görünmüyor. Onun kemâl-i sabır ve tahammül içinde ve sadece dâvâsına kilitlenerek hayatını idame ettirmesi, aslında tavr-ı aklın haricinde görünüyor. 

Demek ki, o vazifedar bir şahsiyettir ki, hiç durmuyor, hiç pes etmiyor, tam bir azim ve kararlılık içinde ve maksadına uygun şekilde mücadeleye devam ediyor.

Başkası olsa, yani mânen vazifeli olmayan bir şahıs olsa, böylesine ağır şartlar altında, “Artık yeter”, yahut “Benden bu kadar” diyerek havlu atar ve aynı istikamet üzere gidebilmesi mümkün olmazdı.

Demek ki, takdir-i İlâhî ile o zât tavzif edildiği için, bütün hayatını, firesiz ve inhirafsız olarak kudsî imân dâvâsı yolunda idame ettirebildi.

Okunma Sayısı: 2010
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Eyüp Aktaş

    26.3.2022 00:30:04

    Vefat yıldönümü vesilesiyle, Üstad Bediüzzaman’ı anma programları hız kesmeden devam ediyor. Her programda o muazzez zâtın farklı yönleri nazara veriliyo.(ANMA)Ne mânâda?

  • süleyman ALIÇ

    25.3.2022 16:59:03

    “Takdir-i Hüdâ kuvve-i bâzû ile dönmez! Bir şem’a ki Mevlâ yaka, üflemekle sönmez!” Mevlâ’nın yaktığı bir meşaleyi ne dünyanın maddî güçleri, ne dünyanın karanlık şeytânî desîseleri, ne de dünyanın helâl da olsa câzibedâr nimetleri söndüremediği gibi, bu meşaleyi elde tutmanın karşılığında Allah’ın rızâsından başka hiçbir şey, âhiret nimeti de olsa, Cennet de olsa, Cehennemden kurtulmak da olsa, hiçbir bedel istenmez. Çünkü meş’ale Hakka aittir, Haktan geliyor, Hak için geliyor!.. (S.K alıntı)

  • Neslinur

    25.3.2022 13:00:38

    Başkasının günahına ağlayan adam! Not: Muhterem Latif ağabey, siyahi kardeşlerle zaman zaman ders yaptığınız ortamlardan resimler paylaşabilir misiniz?

  • Abdullah Tunç

    25.3.2022 07:07:34

    Evet,Aziz Üstad'ımız aynen makalede yazıldığı gibi hayatını geçirdi.Ma nen görevli olmayan ve bir İnayet'i hak altında bulun mayan bir zatın bu kadar ağır hallere dayanması mümkün değildir.Davası büyük,belaları da büyük. Hıfz-ı İlahi ve inayet-i hakla davasına hizmet etmiş ve bu uğurda her eza ve cefaye katlanmış tır.Bütün bunları,imanımı zın kurtulması için yapmış tır.Sen gel bu eşsiz şefkat sahibi ve fedakâr,her yönü ile mükemmel zatı bırak, kendisini dahi kurtarama yan,her cihette hatarlı ve tehlikeli meslek ve meşrep sahiplerine,cere yanlara takıl,peşlerine düş bu akıl kârı mıdır? Şuurlu bir müslümanın işi midir? Hadiseler bu cereyanları mükemmel tanıttı.Her şey leri meydana çıktı.hâlâ bunlara meyletmek, tutun mak, bilmem neyle,nasıl izah edilir? Bir müslüman bir delikten iki kere sokul maz...Hadiseler yeteri kadar ders vermiş olmalı.

  • S.topuz

    25.3.2022 06:16:42

    Allah c.c isterse her şey olur. "La tehzen,innallahe meane ". "O, (ALLAH c.c), bir şeyin olmasını murad ederse, O'nun "OL" DEMESİ yeter, o da hemen oluverir." " ALLAH c.c NUR'unu tamamlayacaktır, onlar istemesede".

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı