"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocuk terbiyesi: Şefkat ve mülâyemetle

M. Latif SALİHOĞLU
18 Ağustos 2025, Pazartesi
Çocuk sevgidir, neşedir, ünsiyettir… Çocuğun en iyi anladığı dil “sevgi dili”dir. Sevgiyi, saygıyı, şefkati katarak çocuğa faydalı-zararlı her şeyi anlatmak mümkün.

Çocuk on beş yaşına kadar neyi sevdiyse, ona neyi sevdirebilmiş isek, on beşten sonra da çocuk onu öğrenmeye, araştırmaya, geliştirmeye yönelir.

«

Esâsen, “ahlâk ve terbiye-i İslâmiye”yi çocuğa on beş yaşına kadar göstermek, anlatmak ve aktarmak lâzım geliyor. 

Şayet o yaşa kadar çocuk ihmal edilir de lüzumlu olan terbiye verilmezse, on beş yaşından sonra “Gayr-ı Müslim birini Müslüman etmek kadar” iş zorlaşıyor.

Üstad Bediüzzaman da bu noktaya dikkat nazarlarını çekerek, anne-babaları ikaz ediyor ve ekliyor: Sonra, o çocuklar sizden dâvacı olup soracaklar: Ne için beni ihmal ettiniz? Ne için imanımı kurtarmaya yardımcı olmadınız? Neden hep dünyaya çalışmaya teşvik ettiniz de, âhiretim için çalışmaya beni teşvik etmediniz? Vesaire…

«

Evet, bu zamanda maalesef çocuklarını ihmal eden ebeveynler var. Bazıları da çocuğu nasıl terbiye edeceğini bilmiyor. “Hangi yaşta, hangi eğitim”in verilmesi gerektiğinden bihaber olanların sayısı da hayli fazla. Bazıları çocuklara karşı çok baskıcı davranarak ifrata giderken, bazıları da çocukları alabildiğine serbest bırakıp tefrite düşüyor.

Bu gibi durumlarda, kimi çocuk içine kapanık ruh hastası biri olmaya namzet iken, kimi çocuk da etrafı kırıp döken bir canavara dönüşüyor. 

Oysa, her meselede olduğu gibi burada da aslolan çocuğu “vasat çizgi”de tutarak fıtrî bir seyir içinde yetiştirmeye çalışmaktır.

«

Çocuklar ile ebeynlerin arasındaki kopukluğun, kırgınlığın ve giderek mesafeli oluşun önemli bir sebebi de sinirlilik, yani asabîliktir.

Bazı anne-babalar, çocuklarla kızarak, bağırarak ve emir kipi ile konuşur. Daha çok dayatmacı davranır. Bazen de korkutarak, hatta tehdit ederek onları itaat altına almaya çalışır. 

Oysa, bu tür bir yaklaşım tarzı külliyen yanlıştır. Yanlışta ısrar ise, daha büyük bir yanlıştır. Sonradan tamire çalışmak hiç kolay değil.

Bazen de iş çığrından çıkar; hatta facialarla neticelenen gelişmelere yol açar. Zamanımızda “aile fâciaları”nın sayısında büyük artış var. Bunda da, hem en önemli vazife ebeveyne düşer, hem de en büyük acıyı yine onlar çeker.

Evet, bir anne-baba için hayatta çocuğunun müsbet-menfi durumundan daha etkileyici bir hadise herhalde yoktur: Çocuk iman ve hidayet dairesinde yaşıyorsa, anne-baba için en büyük bir saadet vesilesidir. Tersine, çocuk günah ve dalâlet yolunda gidiyorsa, anne-babanın hayatı büsbütün azaba-ıztıraba dönüşür.

«

Şimdiki dehşetli zaman eskiye benzemiyor. Durum çok farklılaştı. Eskiden “Saldım çayıra, Mevlâ kayıra” diyerek, çevrenin bozguncu şartlarından bir derece emin olunabiliyordu. Ama, şimdi “Saldım sokağa, Mevlâ kayıra” diyemiyorsunuz: Zira, sokak terörü, sokak anarşisi, sokakları istilâ eden çıplaklık modası, fuhuş pazarı, köşe mafyası, uyuşturucu satıcısı, keza, sokaktaki iffetsizlik ve ahlâksızlık furyası günümüzde pek dehşetli bir boyut kazanmış durumda.

İşte, cemiyeti çepeçevre saran ve sarsan “manevî buhran” budur.

Bu yakıcı, yıkıcı manevî buhran karşısında, çocuklarımıza daha ziyade vakit ayırmaya, onlara şefkat göstermeye ve mülayemetle konuşmaya daha fazla ihtiyaç var.

«

Bugün itibariyle Müslümanların çok çocuğa, fazla nüfusa ihtiyaçları yok. Kaliteye ihtiyaç var: Kaliteli çocuk, kaliteli genç, velhasıl kaliteli insana ihtiyaç var.

Okunma Sayısı: 1557
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zübeyir

    23.8.2025 11:48:56

    Çok çok manidar bir yazı olmuş Latif abi kaleminize sağlık. Yalnız yorumdaki 4. maddesine cevaben şu bahsi iletmek istedim : "EVLENMELİ BEKÂRLIK, BÎKÂRLARIN KÂRIDIR Bâkire, iki sülüs kadın, bir sülüs erkektir. Bekâr, iki sülüs erkek, bir sülüs çocuktur. İzdivac, tasfiye tehzib eder. Âsâr-ı Bediiyei"

  • Abdullah

    18.8.2025 16:44:20

    Yıllar evvel Yeni Asya'da bir hadis yayınlandı.Metin Karabaşoğlu bir yazısında bu hadisi şerifi işlemişti. Hadis şu: " Ahir zamanda az çocuk sahibi olunuz." Hatırımda böyle.kalmış .Kelimeler aynı tutmuyorsa benim kusurumdur.Böyle bir hadis Yeni Asya'da yayınlanmıştı.Hatırlıyorum.

  • Abdullah

    18.8.2025 11:59:48

    Çok çok önemli bir yazı.Hakikaten çocuklarımız büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar!.İnterneten gelen tehlike, sokaktan gelen tehlike çocuklarımızın ebedi hayatlarını tehdit ediyor.Hevesat larını azami derecede tahrik ve tehyic ediyor.Adetâ hipnoz ediyor.Ulvi cihazat ve latifelerini rezil nefse tabi ederek, in saniyelerini sukut ettiriyor.Sevgili, şefkat ummanı olan Üstad'ımız Elli sene evvel bu dehşetli tehlike ve tahri bata işaret ediyor. "Elli sene sonra insanların ;% de 90' nı nefsi emmareye tabi olma ihtimali var"diyor.Bu ihtimal büyük oranda gerçekleşmiş durumda. Bu nesli kurtarmak için çok yönlü bir öalışmaya ihtiyaç var.Hummalı bir gayret ve faaliyet gerekiyor.Çare Risale-i Nur'dur.İlgili hakikatlarıdır.Sur'atla bun ları bir araya getirmek,kitaplaştırnak gerekiyor.Ayrıca gençlere çok zaman ayırmak, yoğun bir program hazırlamak lazım. Nazarlarını interneten ve sokaklardan Risale-i Nur'a çevirmek gerekiyor.Yazarımuzı tebrik ediyoruz.

  • Latif Salihoğlu

    18.8.2025 10:29:39

    Mehmet kardeşim, 1) Üstadın ifadesi "makbul" değil, "matlup" olmasına dikkat! 2) Âhirzaman hadislerine dikkat: "Çok çocuktan ziyade, terbiye edebileceğin kadar" tavsiye ediliyor. Âhirzaman kriterleri, diğer zamanlardan farklıdır: "Maddî cihad yerine manevî cihad" gibi. 3) Üstadın kendisi evlenemediği gibi, sadık-halis talebelerinin dahi ya evlenmemesi (Zübeyir), ya da evliliklerinin mümkün mertebe geciktirilmesine (Ceylan-Bayram) dikkat! 4) Hz. Üstadın, hiçbir talebesini evlenmeye teşvik etmemesine dikkat!

  • Mehmet

    18.8.2025 06:50:46

    Ağabeyim "Müslümanların çok çocuğa, fazla nüfusa ihtiyaçları yok" mu? Halbuki Üstadımız: "Kesret-i nesil, herkesçe matluptur." demiyor mu?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı