"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kemalizm’in 4 atlısından biri: Celal Bayar

M. Latif SALİHOĞLU
22 Ağustos 2019, Perşembe
Demokrat Parti’nin kurucularından, eski başbakan ve cumhurbaşkanlarından Mahmut Celal Bayar, 22 Ağustos 1986'da İstanbul'da öldü. 103 yaşında vefat eden Bayar, doğum yeri olan Bursa Umurbey'de (Gemlik) toprağa verildi.

Kısa biyografisi

Celal Bayar, 1883’te Umurbey’de doğdu. Tahsil hayatını Bursa’da tamamladıktan sonra memuriyete başladı. Hukuk, iktisat ve bankacılık sahasında çalıştı. 

1907’de İttihat ve Terakki’nin Bursa’daki gizli cemiyetine girdi. Cemiyet, bilâhare onu İzmir’e gönderdi. Mütareke (Ateşkes 1918) döneminde İzmir Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti’ne girdi. “Galip Hoca” kod adıyla, zeybek ve köy hocası kılığında bölgeyi dolaşarak işgale karşı çalışmalar yaptı. Balıkesir Kongresi kararıyla Akhisar Cephesi Komutanlığı’na getirildi.

12 Ocak 1920’de toplanan son Osmanlı Meclisi’ne Saruhan mebusu olarak katıldı. Millî Mücadele’de Anadolu’ya geçti. I. Meclis’te mebus olarak görev aldı. 1921’de İktisat Bakanı oldu. Lozan Konferansı’na danışman olarak katıldı. 1923 seçimlerinde İzmir milletvekili olarak Meclis’e girdi. Mart 1924’te İmar-İskân Bakanlığı’na atandı. Temmuz 1924’te bu görevinden istifa ederek İş Bankası’nın kurulmasında rol aldı. Tâ 1932’ye kadar bu bankanın genel müdürlüğünü yaptı. 

1932’den itibaren yeniden İktisat Bakanlığı’na getirildi. 1937’de, 12 yıldır Başbakan olan İsmet İnönü’nün makamına oturtuldu. İkinci Dersim Harekâtı onun başbakanlığı zamanına denk geldi. M. Kemal’in ölümünden kısa bir süre sonra Başbakanlıktan azledilerek, yerine Dr. Refik Saydam getirtildi.

Çok partili dönemin başlaması ile CHP’den ayrıldı. 1946’da Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte kurdukları Demokrat Parti’nin genel başkanı oldu. DP’nin 1950 seçimlerini kazanmasından sonra 22 Mayıs 1950’de Cumhurbaşkanlığı makamına seçildi. 10 yıl müddetle kaldığı bu makamdan 27 Mayıs 1960’taki askerî müdahale ile uzaklaştırıldı. 15 Eylül 1961’de Yassıada Mahkemesi tarafından idama mahkûm edildi. Cezası daha sonra müebbet hapse çevrilerek Kayseri Cezaevi’ne nakledildi. 7 Kasım 1964’te CB Cemal Gürsel’in yetkisiyle serbest bırakıldı.

Tekrar siyasete girmedi. Ancak, dolaylı olarak hiç alâkasını kesmedi. Daha çok DP’nin devamı olarak kurulan Adalet Partisi’ni zora sokacak yaklaşımlarda bulundu.

Genel bir değerlendirme

Hayatın ve özelde siyasetin inişli-çıkışlı yollarında yaklaşık yüz yıllık bir hayat süren Bayar, aynı zamanda çok renkli, çok yönlü, çok kimlikli, hatta çok kişilikli bir şöhrettir. 

Meselâ: Bayar, bankacıdır, iktisatçıdır, İttihatçıdır, komitacıdır, Atatürkçüdür, liberaldir, Demokrattır, Demokratları bölendir... 

Kısacası, onun için "Kemalistlerin içindeki en demokrat ve demokratların içindeki en Kemalist şahsiyet" de denilebilir. 

Bu açıdan bakınca, Bayar, Kemalist zincirin 4. halkası şeklinde görünüyor: Zincirin 1. halkası Mustafa Kemal, 2. halkası Mustafa İsmet, 3. halkası Mustafa Fevzi ("Feyzi" değil) ve 4. halkası da Mahmut Celal.

Kemalizm, siyaset sahasını bütünüyle kuşattığı için, rejimini yıkarak herhangi bir icraatte bulunmak imkânsız gibiydi. Kaldı ki, zaten o rejim yıkılmayacak, belki tamir edilecekti. Evet, doğru olan, cumhuriyet rejimini tamir ve ıslah etmeye çalışmaktı. 

Nitekim, öyle yapıldı ve mutlak istibdat şeklinde tatbik edilen cumhuriyet, 1946'dan itibaren demokratikleştirilmeye çalışıldı. Sırtını Kemalizm’e dayamış bir rejimi tamir edebilmek için, hiç şüphesiz, o çetin zincirin "en zayıf halkası"ndan başlamak gerekiyordu. Dördüncü halka, en zayıf olanıydı. İşte, tam da oradan girildi ve Bayar, Halkçılardan kopartılarak Demokratların safına çekildi. (Said Nursî'nin onu tebrik etmesini de bu noktadan bakarak değerlendirmeli.) 

Demokratlık ise, yapısı ve tabiatı itibariyle Kemalist Halkçılığa olduğu kadar, Kemalist Türkçülüğe de zıttır. Buna rağmen, Demokrat kadrolar, en büyük sıkıntıyı kendi içlerinde bulunan azılı Kemalist Bayar'dan çekti: 1951'de "Koruma Kànunu"nun çıkartılmasında, 1971'de boy veren Demokratik Parti (Ferruh Bozbeyli) marifetiyle AP'nin bölünmesinde ve yıpratılmasında, perde gerisindeki en etkili faaliyetlerin sahibi, şüphesiz yine Bayar idi. Ölümüne yakın günlerde çıkartıldığı TRT ekranlarından haykırarak şunu söyledi: Atatürk! Seni sevmek, millî ibadettir.

Okunma Sayısı: 3454
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • halil

    22.8.2019 10:56:08

    “Hem de ‘İnnee Eğtaynee’nin sırrı kısmen tahakkuk etmiş. Çünkü, süfyaniyetin dört rüknünden en kuvvetlisi ve dehşetlisi bütün bütün çekildi, kabir altında azap çekiyor; ve en büyüğü dahi alâkası bilfiil çekilmiş, Mason komitesinin mahkûmu ve aleti olup azabıyla meşguldür. Yalnız onun gölgesi hükmediyor. İleri tecavüz etmemekle beraber kısmen geriliyor. Bakî kalan iki şahıs ise ellerinden gelse tamire çalışacaktır.” Şualar 8’inci Şua/3’üncü Remiz/Haşiye

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı