Osmanlı Devleti’nin merkezî ordusu, 24 Haziran 1839’da Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya bağlı kuvvetlerle Nizip (Antep) civarında karşı karşıya geldi. Yaşanan müsademede, Osmanlı ordusu mağlûp düştü. Bu hadise, tarihin kayıtlarına “Nizip Bozgunu” olarak geçti.
Ordusunun mağlûbiyet haberini alan Sultan II. Mahmud, yaşadığı şiddetli teessür (üzüntü) sebebiyle inme (felç) geçirdi ve 1 Temmuz 1839’da da vefat etti.
Şimdi, o dönemde yaşanan hadiseler zincirinin özet halindeki seyrine bir bakalım.
* * *
"Devrimci Padişah" diye de anılan Sultan II. Mahmud'un başında bulunduğu Osmanlı Devleti ile Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa arasında yaklaşık yedi sene kadar evvel bir anlaşma yapılmıştı. Bunun adı da "Kütahya Antlaşması" diye konulmuştu.
Lâkin, öyle anlaşılıyor ki, her iki taraf da bu anlaşmadan memnun değildi.
Memnuniyetsizlik, zamanla gitgide itimatsızlığı netice verdi. Taraflar birbirini kollamaya ve cephelere yığınak yapmaya yöneldi. Had safhaya varan gerginlik, sonunda feci şekilde patlak verdi.
Kavalalı, 80 bin kara ve 50 bin kadar da deniz kuvvetiyle birlikte Mısır'dan gelerek Anadolu içlerine doğru ilerlemeye başladı. Osmanlı ordusu da, askerî kuvvet itibariyle hemen hemen aynı seviyede idi.
Ne var ki, komuta kademesine henüz yeni giren ecnebi subaylar ile “Dönme” diye tâbir edilen bir kısım Sabetaycı paşaların kilit noktalara yerleşmeleri sebebiyle, Osmanlı ordusundaki halis Müslüman askerlerin itaat etmekte zorluk çekmelerini ve emir-komuta hiyerarşisine uyum sağlamakta tereddüt geçirmesini netice verdi.
İşte bu tereddüt eseri, talim zaafı ve Sultan II. Mahmud’un devrimciliği, yani kanlı inkılâpçılığı gibi daha başka sebeplerle de birleşince, Osmanlı ordusu üstün bir varlık gösteremeyerek Nizip’te bozguna uğradı. Dolayısıyla, Kavalalı’nın kuvvetleri karşısında perişan bir vaziyete düştü.
Mağlûbiyet haberini alan Sultan II. Mahmut ise, bu hadiseden bir kaç gün sonra (1 Temmuz) kederinden vefat etti.
* * *
Bilindiği üzere, 1808’de tahta oturan Sultan II. Mahmut, Osmanlı padişahları arasında en katı bir inkılâpçıydı. Sarık yerine fes, şalvar yerine pantolon ve daha bir dizi kılık-kıyafet değişikliği yapmıştı. Bunun yanı sıra, daha başka alanlarda da bir dizi inkılâp hareketlerine imza atmıştı.
Sultan II. Mahmut, ayrıca çok kan döktüğü için, dindar halk ve hatta subaylar tarafından da pek sevilmezdi.
Mısır Valisi Kavalalı M. Ali Paşa ise, inkılâpçılık yerine ıslâhatçılık metoduyla hareket ediyordu. Orduda bir takım yenilikler yapmış ve günün şartlarına göre ordusunu ileri derecede modernize etmişti.
Neticede, halk ve asker tarafından ziyadesiyle sevilen Osmanlı Valisi, halkın ve askerin nefret oklarına hedef olan Osmanlı Padişahına üstünlük sağladı ve bu sûretle tarihin elim bir sayfası olan kanlı "Nizip Bozgunu" vukua geldi.