"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Niyet ve usûl

M. Latif SALİHOĞLU
26 Ağustos 2025, Salı
Yapılacak her işin ilk safhasını niyet teşkil ediyor. İyi ve hayırlı neticeler için “iyi niyet”in varlığı esastır. Onun içindir ki “Niyet hayır, âkıbet hayır” denilmiş.

Şu var ki, “iyi niyet” tek başına “iyi netice” için kâfi gelmez. İyi neticeye varmak için, ayrıca bir usûle riayet etmek, bir metoda uymak icap ediyor. Aksi halde, iş harc-ı âlem bir vaziyete döner. Arzu edilen hayırlı neticelere varılmaz olur.

«

Meselâ, muhtelif ağızlardan çıkan ve fakat lâfızdan ibaret kalan şu meâldeki bazı iyi niyet mesajlarına bakıyorsunuz: Birlik-beraberlik içinde hareket etmek lâzım. İttifak ve ittihad içinde kalarak hizmetleri geliştirmek lâzım. Tesanüdü bozmadan, ihtilâf çıkarmadan, imtizaca halel getirmeden, el birliğiyle hizmetlere katkıda bulunmak icap ediyor. Vesaire…

Bu ve benzeri mesajlar iyi, güzel, hoş da, bütün bu iş ve hizmetler nasıl yapılacak? Birlik ve beraberliği sağlamanın, tesanüd ve ittifakı temin ederek ilerlemenin yolu-yordamı nedir? İttifak, imtizaç nerede ve nasıl olacak? Hangi usûl ve yönteme riayet ederek ispat-ı vücut yapılacak?

Münazarat isimli eserin başlarında bu tür suâllere tam cevap teşkil edecek pek güzel bir hatırlatma var. 

1910 senesinde İstanbul’dan Şarkî Anadolu’ya giden Üstad Bediüzzaman’ın aşiretler arasındaki uzun seyr û seferinin en güzel bir meyvesi olan Münazarat eseri baştan sona suâl ve cevap tarzında gidiyor.

“Ceride-i Seyyâre” gibi seyahat eden Bediüzzaman Said Nursî, aşiret mensupları arasında âdeta “soru yağmuru”na tutuluyor. Tabiri câizse, her kafadan bir ses çıkıyor.

İşte, bu durum karşısında Hz. Bediüzzaman, muhataplarına çok yerinde şöyle bir hatırlatmada bulunuyor: Bana “Meşrutiyet kaidesi”ne göre suâl ediniz. Aranızda zeki bir-iki adamı temsilci olarak seçin. Sizin adınıza suâlleri onlar sorsun, ben de ona göre cevap vereyim.

Yani, burada kalabalığa öncelikle “usûl”ü hatırlatıyor. Çünkü, bir usûle uyulmadan ortaya istifadeye medar bir netice çıkmaz. 

Buna göre, bir usûle uyulmadığı takdirde, birlik-beraberlik mesajları da iyi netice vermez. Meselâ öyle ki, aralarında kıyasıya çekişme olan, hatta birbirinin kalbini kıracak derecede muhalefet edenleri dinlediğinizde, her iki taraf da birlik-beraberlikten, ittifak ve ittihattan dem vurduklarını görebiliyorsunuz.

“Peki, bu iş nasıl sağlanacak?” diye sorduğunuzda ise, taraflardan farklı cevaplar alıyorsunuz. Bir taraf, size işin “usûl” yönünden söz ederken, diğer taraf bakıyorsunuz size “esas”a dair vaaz veriyor, yahut nutuklar irad etmeye yöneliyor.

İşte, tam bu noktada durum netlik kazanmaya başlıyor: Usûlü çiğneyerek esasa dair vaaz verenlerin bu tavırları ittifakı sağlamayı değil, ihtilâfı körüklemeyi netice vermektedir. Vaazların ise, tamamen tarafgir kazanmaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır.

«

Aslında, ittifak ve ittihadı sağlamanın usûlü bellidir: Kurân’ın emrettiği üzere istişare etmek, meşveret yapmak ve kifayet-i müzakereden sonra şûra ruhu ile karar almaktır.

Tabiî, şûrayı beğenmeyen, dolayısıyla onun kararına uymayanlar da olabilir. Hatta tenkide de yönebilirler. Şu var ki: Böyleleri ya daha iyi bir şûrayı göstermeli, ya da mevcut şuraya uymaya çalışmalı. Zira, şuranın kararı hatalı da olsa, ona uyan kimse hem manevî mesuliyetten kurtulur, hem de iki yerine bir sevap kazanmış olur.

Yoksa, hem daha iyi bir şûrayı gösteremeyip, hem de mevcut şurayı tanımamak, kabul edilir şey değil. Bu tavra değer verilmez ve ciddiye alınmaz. 

Demek ki, her hayırlı hizmet ve her makbul bir netice için, öncelikle ve özellikle bir usûle ihtiyaç var. Usûle riayet edilmediği müddetçe, söylenecek her şey lâf û güzâftan ibaret kalır.

Okunma Sayısı: 1838
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    26.8.2025 23:15:19

    Allah razı Latif ağabeyim.. Yazınızdan istifade ettik. Elhak "hem daha iyi bir şûrayı gösteremeyip, hem de mevcut şurayı tanımamak, kabul edilir şey değil. Bu tavra değer verilmez ve ciddiye alınmaz."

  • S. Pelin Kurukahveci

    26.8.2025 13:43:52

    Son dönemde yapılan işler atılan adımlar bizi sevindiriyor. Özellikle fetöcülere yakın duran anlayışın terk edilmesi bizi rahatlattı. İnşallah kısa sürede fetullahçılara destek veren cemaat algısını da sileceğiz. Bazıları bir dönem sanki fetullahçıların avukatı gibi cemaatimizi yönlendirdi maalesef. İstişare heyetini soruna neşter vurduğu için tebrik ediyorum.

  • selim çelebi

    26.8.2025 12:05:02

    Bu konudaki gayretlerinizi bekliyor, muvaffakıyetler diliyorum.

  • selim çelebi

    26.8.2025 12:04:37

    İmkan varsa gazetemizde siyaset noktasındaki yazıları sonlandıralım. Sizin yazılarınız gibi usule, yönteme, niyete dair yazıları çoğaltalım. Cemaat mensuplarımıza resmi bir ideoloji dayatmayalım. Cemaatimizin adını iktidarla andırmadığımız gibi muhalefet ile de andırmayalım.

  • selim çelebi

    26.8.2025 12:02:44

    Demokratlara destek veririz eyvallah. Ama iktidarı değiştirmeye çalışmak ve bunu halk partisini iktidara getirme pahasına yapmaya çalışmak güzelim nur mesleğimizi siyaset topuzu olarak kullanmak anlamına gelmez mi? Adamı derse davet ettiğimiz zaman sizin amacınız iktidarı değiştirmek, halk partisini iktidara getirmek demezler mi?

  • selim çelebi

    26.8.2025 11:49:02

    Latif bey yaptığınız değerlendirme hakikate taalluk ediyor. Maalesef son dönemlerde cemaat olarak bu niyet ve usulün yerli yerinde olmamasının ceremelerini çekiyoruz. Üniversite dönemi başlayacak. Dersanemizde kalacak öğrenci bulamıyoruz. Bunu düşünmesi ve dert edinmesi gereken ağabeylerimizin siyasi istikamete kafa yormaktan geriye bu işlere zamanı kalmıyor. Siyasete dair enerji tüketimini durduralım dediğimiz zaman da bize yandaş muamelesi yapılıyor. Ben bu tavırları size şikayet ediyorum. Gördüğüm kadarıyla istisnalar olabilir ama bizim cemaatimizde siyasal islamcılar yok. iktidarla iş tutalımcılar yok. İktidarı desteklemediğimiz gibi değiştirmek de bizim vazifemiz değil, biz vazifemize bakalım diyoruz.

  • Abdullah

    26.8.2025 03:40:23

    Usul ve esase riayet etmeden birlik ve beraberlikten, tesanütten bahsetmek doğru değildir.Evvelâ usul ve esasta anlaşmak lazım.Temel meselelerde fikir birliğini sağlamak gerekiyor.Bu olduktan sonra istişare ile samimi bir şekilde meseleler müzakere edilir ve karara bağlanır. Çıkan ortak istişare kararına hep birlikte sahip çıkılır.İstika met böyle temin edilir ve birlikte büyük hizmetlere böyle imza atılır.Uzun yıllar böyle gördük ve yaşadık.Çekişerek, bir birbiriyle mücadele ederek hizmet ya pılmaz.Demek evvelâ bütün ihtilafi me seleler halledilir, imticaz-ı efkâr olan ittihad sağlanır,birlikte hedef tayin edilir ve böylece hizmetlere devam edilir.Sağ lık olan yol budur.Zorlamalı birletikler den hayır gelmez.Ancak zaman ve ener ki kaybı olur.Zaman bunu gösterdi ve ispat etti.Hatada ısrar etmenin bir manası yok.Hadiselerden gerekli dersleri çıkarıp, ona göre hareket edilmelidir.

  • Ramazan tavşan

    26.8.2025 02:00:56

    Üstad bu zamanda nasihlerin nasihatleri neden tesirli olmuyor diyor. Peki bu konuları kimlerden öğreneceğiz. Önce tabiki ustatdan ve davası için dünyasını da ahiretini de feda edebilenlerden. Peki kimden ogrenmeyecegiz Konjonktüre ve güce göre yelken acanlardan, daha başka: zamanında Yeni Asya nin hizmetlerini yeterli bulmayip parlayan yıldız diye fethullahcilarin peşinde koşanlardan ve şimdi yıllardır bu davada kanaat edenlere terörist diyenlerden Başka kendi kızlarını fethullahcilara verip dünyanın öbür ucuna gönderenlerden ve kendisi de fethullahcilarin şeref misafiri olarak aylarca ülke ülke dolasanlardan. Ve o zaman gönderdiği çocuklarının hasretini çekenlerden Vs. Vs. Vs. Kısaca Allah CC den değil karşısındaki gucden korkup el pençe duranlardan hiç değil.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı