"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Ya asker, ya mebûs” şartı

M. Latif SALİHOĞLU
31 Ekim 2023, Salı
GÜNÜN TARİHİ 31 Ekim 1924

Meclis başkanlığından sonra Cumhurbaşkanlığı makamını da ele geçiren Mustafa Kemal Paşa, Cumhuriyetin daha birinci senesinde muhaliflerini biçmeye başladı. Meclis’ten geçirmiş olduğu bir madde ile, muhaliflerinin hemen tamamını diskalifiye etmeyi başardı.

31 Ekim 1924 tarihli o madde kısaca şudur: Meclis üyesi olan subaylar, şu iki tercihten birini yapmak zorunda: 

1. Üniformasını çıkarmak istemeyen askerler, Meclis’ten ayrılıp ordudaki vazifelerine dönecek.

2. Mebus, yani milletvekili olarak kalmak isteyenler, askerlikten ayrılıp sivil kıyafetle Meclis üyeliğine devam edebilecek.

İlk bakışta gayet makul ve normal karşılanan bu yeni durum, II. Grup olarak isimlendirilen muhalif kesim için tamamen bir tuzaktan ibaretti. Zira, Kemal Paşa, bu tarihten sonra tasarlamış olduğu bütün inkılâpları askeriyenin eli ve kuvveti ile yapmayı planlıyordu. Dolayısıyla, muhaliflerinin askeriyeden ayrılması onun işini kolaylaştırmış olacaktı. Nitekim, bu yöndeki planını uygulamada başarılı da oldu. 

Şimdi, o tarihte yaşanan bu yöndeki gelişmelerin seyrine kısaca bir nazar gezdirelim.

*

İstiklâl Harbini kazandıktan sonra Cumhuriyet idaresini de birlikte kuran sivil ve özellikle askerî erkânın, 29 Ekim 1924’ten itibaren çeşitli sebeplerle karşı karşıya geldiğini görüyoruz. 

Meclis’teki paşa üyeler için çıkartılan “Ya askerlik, ya milletvekili” şartı, Millî Mücadelenin önemli şahsiyetlerini birbirinden ayırarak, onları farklı tercihlere sevk etti. Ekim 1924’e kadar, paşaların çoğu hem askeriyede vazifeli, hem de Meclis’te milletvekili olup imtiyazlı durumdaydılar.

Kemal Paşa Reisicumhur, İsmet Paşa da Başbakan olduktan sonra, paşalar arasında bâriz şekilde göze çarpan bir ayrışma hareketi kendini göstermeye başladı. Bunları CHF’ye (CHP) taraf olanlar ile bu partiye muhalif olanlar şeklinde iki ana eksene ayırmak da mümkün.

*

CHP’nin genel başkanı, aynı zamanda cumhurbaşkanı da olan kişi Mustafa Kemal idi. Başbakan olan İsmet Paşa ise, bu partinin başında vekâleten duruyordu.

“Ya askerlik, ya siyaset” tercihi mecburiyet haline geldikten sonra, başta Kâzım Karabekir olmak üzere, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Cevat (Çobanlı), İzzeddin (Çalışlar), Fahreddin (Altay) ve Cafer Tayyar gibi paşaların çoğu askeriyeden ayrılarak milletvekili olarak kalmayı tercih etti.

İki hafta kadar sonra (17 Kasım), Dr. Adnan Adıvar gibi bazı sivillerin de iştirak ettiği bu liberal meyilli grup tarafından yeni bir siyasî parti kuruldu. Adına Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) denilen bu partinin genel başkanlığına da, Şark Cephesinin kahraman kumandanı sıfatıyla Kàzım Karabekir getirildi.

İlk bakışta, sanki demokrasiye, yani çok partili sisteme geçilmiş gibi görünüyor. Ancak, içteki asıl durum tam tersine bir vehamet teşkil ediyordu.

*

Kemalist grup tarafından, 1925 yılı başlarında yaşanan Şeyh Said hadisesinin hemen bütün hata ve günahı TCF’ye kesildi.

Bununla da yetinilmeyerek, TCF, 5 Haziran 1925’te kapatıldı. TCF’nin kapatılmasındaki en önemli gerekçe, parti programının 6. maddesinde yer alan şu ifade olsa gerektir: “Fırka, efkâr ve itikadât–ı diniyyeye hürmetkârdır.”

Ne var ki, bu yeni partiye fatura kesmenin sonu bir türlü gelmedi. Haziran 1926’da planlandığı iddia edilen “İzmir Sûikasti” bahanesiyle, TCF’nin hemen bütün yöneticileri İstiklâl Mahkemesinde yargılanarak çeşitli cezalara çarptırıldı. Bazıları idam edildi, bazılarına ise ömür boyu siyaset yasağı getirildi.

Karabekir Paşa bile idam edilmekten zor belâ kurtulabildi. Ayrıca, 1939’a kadar Ankara’dan, dolayısıyla siyasî hayattan uzak durmak mecburiyetinde kaldı.

(Kronolojik bilgiler için bkz: TTK; Cumhuriyet Tarihi Kronolojisi, s. 424–426; Ayrıca, Karabekir’in “Günlükler” isimli kitabı.)

Okunma Sayısı: 1520
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı