Üstadın iki menzili olan iki dağa hasretini yazdığı şiirlerle dile getiren babam Hilmi Doğan’ın vefatının on ikinci sene-i devriyesinde duâ ve hatırlamaya vesile olması temennisiyle.
Kayseri Yeşilhisar’lı Recep Hafız’ın oğlu olarak dünyaya gelen Hilmi Doğan felâket ve helâket asrının küllî ve umumî tahribatına rağmen İslâmî değerlerini muhafaza edebilmişti.
İstanbul’daki üniversite yılları, memuriyet ve değişik yerlerde görev yaparken de bu hassasiyetini devam ettirmişti.
Demokrat bir ailenin ferdi olması dolayısıyla 27 Mayıs ihtilâli sonrası sıkıntılara maruz kalmıştı.
1963 senesinde bu sıkıntılı dönemde Risale-i Nurlar’ı tanımış. Bu hayatında en önemli dönüm noktası olmuştur.
Risale-i Nur hizmetinin dersler-dâvâlar ve tebliğ ekseninde yılmaz ve yorulmaz bir ferdi olmuştu.
Anadolu’nun çeşitli yerlerindeki dâvâlara zorlu şartlara rağmen katılmış, hiçbir şey onu yıldıramamıştı. Rahmetli Bekir Berk Ağabey ile beraber dâvâlara katılırdı.
Van Mevlidi için gittiği Van’da, Erek Dağı’nda yaşadığı ruhî vecd halini şiirine yansıtmış. Erek Dağı’nı;
Gevaş’ın düzünden görünür başın
Tufandan eskidir, bilinmez yaşın
Asrın Müceddidi Nur arkadaşın
Seher demlerinde gelirse sana
Mübarek elini öp kana kana.
Bulutlar başında boz duman gibi
Burçların yaralı bir ceylan gibi
Binicisiz kalmış Küheylan gibi,
Gözlerinde yaş var üzgünsün Erek,
Bende bencileyin ağlasam Erek.
Şiirleriyle selâmlamıştır.
Seneler hizmet dolu akıp giderken bir Barla seyahatinde yaya olarak Barla’nın Gelincikdağı üzerinde yürüyerek Çam Dağı’na çıktığında; Çam Dağı’nı da meşhur şiiriyle selâmlamıştı:
Çamdağında esen yeller
Zikir arkadaşı dallar
Üstad’a muntazır yollar
Gelecek deyü Barla’da.
Risale-i Nur hizmetinin saff-ı evvelleri beraber hizmet ettikleri ağabeyleri;
Sadâkat burcunda bir necm-i neyyir,
Fenafinnur olup gitmiş Zübeyir
İhlâs deryasında Bayramı seyyir,
Şefkat kahramanı Sungur dediler...
Şiirleriyle tavsif etmişti.
Sağlığında ziyaret edemediği Üstad’ının vefatını;
Ramazan yirmibeş, bitmekte gece,
Dudaklarında düğüm düğüm bir hece,
Bayram başucunda durur sessizce,
Üstad dalgın belki uyur dediler.
Urfa’nın üstüne çöktü bir figan,
İrtihal eylemiş Bediüzzaman,
Ufulüne ağlamakta asuman
İstikbale gitmiş duyur dediler.
Mısralarıyla anlatmıştı…
Yaşadığı hayatla çevresine örnek olan istikameti muhafaza uğruna çok büyük sıkıntılara katlanan babam Hilmi Doğan 20 Kasım 2007’de İnegöl’de, başucunda Cevşen ve Risale-i Nur okunurken gece saat 02.45’de Rahmet-i Rahmana kavuşmuştu.
Allah rahmet eylesin...