İmtihan da, vazife de devam ediyor.
Her hadise dünyanın geçici, insanın ise misafir olduğunu ihtar ediyor. Dünyaya daimî kalmak için değil; ana sermayemiz olan istidat ve kabiliyetlerimizi inkişaf ettirmek için gönderildik.
Nefis muhasebesi yapıp, kendimizi gözden geçirdiğimizde; meşru dairede istidat ve kabiliyetlerimizi inkişaf ettirip, iki cihan saadetini kazanacak ticareti yapabiliyor muyuz?
BAKİ VE FANİ İŞLER
“Kur’ân-ı Kerim diyor ki: “Cenâb-ı Hak re’sülmal (ana sermaye) olarak size uzun bir ömür vermiştir. Ve ruhlarınızda da kemâlât istidadını bırakmıştır. Ve hidayet-i fıtrıyenin çekirdeğini de vicdanınıza dikmiştir ki, saâdeti alasınız.”
BİR FEDAKÂRIN ÇAĞRISI
Fırsat varken kendimizi gözden geçirip, aslî vazifelerimize yoğunlaşma vakti. Şahsımıza, cemaatimize ve tüm insanlığa bakan yönlerini ihmal etmeden...
Bir sohbet esnasında, genç bir kardeşimiz diyor ki:
“Hizmet elemanla olur. Paranız, pulunuz, binanız olsa bile; yetişmiş donanımlı elemanınız yoksa olmuyor. Eleman yetiştirmeye ve istihdam etmeye yoğunlaşmamız lazım.
DONANIMLI ELEMAN YETİŞTİRMEK
Yaşlı abilerin tecrübeleri ile gençlerin enerjisini birleştirmemiz lazım. Onlar tecrübeleri ve duaları ile yollarımızı aydınlatsın. Bizleri hizmete teşvik etsin.
Gençlerimiz nerede ve ne haldeler? Onları bir araya getirebileceğimiz, yetiştirebileceğimiz ne gibi programlarımız, faaliyetlerimiz, mekanlarımız var?
TECRÜBE VE ENERJİ EL ELE...
Gençlerin halinden anlayan abilerin, gençlerle mutlak surette ilgilenmesi lazım. Onlara fırsatlar tanıyarak, ufak tefek hatalarını görmezden gelerek hizmette istihdam etmemiz gerekiyor.
HEDEF: İMAN HİZMETİ
Hedefler belirleyerek, 5-10 yıllık projelerle, eleman tespiti yapıp onlarla irtibata geçmek ve istihdam edilebilecekleri sahalara yoğunlaşmamız lazım...
Kırgınlıkları, bizi hizmetten alıkoyan meseleleri bir tarafa bırakıp, kısa zamanda toparlanmamız lazım...
Biraz daha gayret, anlayış, gönül ferahlığı, şevk, azim, ihlas, uhuvvet ve fedakarlıkla başaramayacağımız iş yok Allah’ın izniyle...”
Siz ne dersiniz?