Her gün yeniden kurulur dünya.
İnsan her gün yeniden yaratılır.
Kâinat senaryosu her gün, her an yeniden yazılır.
Her günü, her anı iman ile, ‘Taze Bismillah’ ile aydınlatma ihtiyacı bundan doğuyor demek ki!..
KALP DÖNER
İnsan kalbi ise, her gün döner. Kalp; kalbolan, her an başkalaşan demek. Dolayısıyla kalbi bir düşünce, inanç, itikad üzere sabit kılmak çok zor. “Allah’ım kalbimi İslâm üzere sabit kıl!” duâsı bu açıdan çok önemli.
Anı anını tutmuyor insanın. Herkesin hususî bir dünyası var. Çünkü her insanın yüreğinde, bedeninde her an ayrı bir esmanın tecellisi cereyan ediyor.
BAKIŞ AÇISI
Kalbimiz kadar düşüncelerimiz de etkiliyor hususî âlemimizi. Bir konudaki düşüncelerimiz, bakış açımız dünyamızı da kendi rengine boyuyor. Karamsar bakınca ayrı, sevgi ile bakınca ayrı oluyor.
İman gözlüğü ile bakınca başka, küfür gözlüğü ile bakınca başka.
Her şeyin dizgininin O’nun elinde olduğuna, her şeyin O’nun dilemesiyle meydana geldiğine, O’nun herkesten ve her şeyden daha fazla şefkatli, merhametli, olduğuna; her hadiseyi hikmetle yarattığına, abes ve israf yapmayacağına, her şeyin bir plan dahilinde cereyan ettiğine inanınca, hadiseler ibret levhaları oluyor.
İnsan keyifle, ibretle, hayret ve muhabbetle seyrediyor olup biteni. İman ve itikad olmadan bakıldığında ise her şey tesadüf oyuncağı... Ölüm bir yok oluş. Hadiselerde hep gaddarlık, merhametsizlik, çaresizlik; güçlünün zayıfı ezmesi, boğuşma... Ve neticesi hiçlik!
Bu inançsızlık ruhu boğuyor, ebed isteyen kalbi yoruyor. Akıl, işkence aleti oluyor. Vicdan feryad ediyor... ‘Bilmem ki bu dünyaya ben niye geldim?!!’
MADEM SEN VARSIN...
“Ya Baki entel Baki...” Allah’ım madem Sen varsın, her şey var ve her şey Senin kontrolün altında cereyan ediyor. Sen haşa zalim değilsin, kullarına karşı çok şefkatli ve merhametlisin. Esirgeyen ve bağışlayansın. Biz bilmesek de bu hadiseler başıboş değil, Senin ilmin, iraden ve kudretin ile oluyor. Esma ve sıfatlarını tecelli ettiriyorsun.
PENCERELERDEN SEYRET...
“Güzel gören, güzel düşünür” diyen Hz. Üstad formülü de söylüyor: “Yükünü gemiye bırak!”
Dehşet aldığın zaman İbrahim Hakkı gibi, de:
“Mevlâ görelim neyler. Neylerse güzel eyler.”
“Pencerelerden seyret, içlerine girme boğulursun.”
Bütüncül ve üstten bakınca büyük resimdeki şefkat, hikmet ve merhamet belirginleşiyor. Son depremde bunu daha net gördük. Beşer zulmetse de, kader adalet ediyor.
DÜNYA SAHNESİ
Her asrı bir kitap sayfası gibi kabul edip sayfaları karşı karşıya getirdiğimizde, bu daha iyi anlaşılır. “Dünya, büyük bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkes bu sahnede rolünü oynar, rolü bitince de bu sahneyi terk eder” diyor William Shakespeare.
Yüz yıl önce yaşayan insanların da kaygıları, hayalleri, sevdaları vardı... Güzel günler de gördüler, musîbetler, savaşlar ve sıkıntılar da. Sonra sahnedeki rollerini tamamlayıp çekildiler; tâ ki yeni oyunculara yer açılsın. Şu an sahnede olan bizleriz. Bize verilen emaneti muhafaza edelim. Görevi biten ayrılırken, yerine yeni doğumlar olmaya devam ediyor.
TAZE BİSMİLLAH!
Her gün yeniden kurulur dünya. Öyleyse her güne imanla, iştiyakla, sevgi ve şefkatle..
Hayata, hizmete, gayrete. Taze Bismillah !!!