"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asıl gündeme gelelim

Mehmet KARA
29 Haziran 2019, Cumartesi
31 Mart’ta yapılan seçimin İstanbul’da tekrarı olan 23 Haziran seçimi yapıldı, bitti…

Millet öyle bir ders verdi ki, bütün partiler şimdi oturmuş kendilerine verilen “dersin” ne olduğunu anlamaya çalışıyor.

Cumhur İttifakı açısından bakıldığında… İktidar partisi büyük bir yenilgi aldı. Partiyi “ölümüne destekleyen”gazeteciler bile bu durumu “büyük hezimet” diye ifade ediyor. Sonuçlara bakıldığında görüldü ki, gerçekten de böyle… 

Seçim neticesinde, YSK tarafından zarfa atılan 4 oy pusulası da iptal edilip, bütün seçimler tekrarlansaydı “hezimet”in daha da ağır olacağı ortaya çıkacaktı.

İktidarın seçimi kaybetmesinin birçok sebebi sayılabilir. Kullanılan dil, son günlerde terör örgütü liderinin mesajının devletin ajansı tarafından servis edilmesi, kırmızı bültenle aranan örgüt elebaşının kardeşinin devletin televizyonunda konuşturulması gibi birçok sebep sayılabilir. Bunun kritiğini yapacak olan da, dersi çıkaracak olan da başta iktidar partisi olmak üzere Cumhur İttifakı’nın ortakları ve diğer partilerdir… (Kaldı ki, yapıyorlar da.)

Bu aşamadan beklenilenin aksine ne iktidar kanadı ne de muhalefet erken bir seçim istemiyor. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi için 4, belediye başkanlığı için ise 5 yıllık bir seçimsiz süre gözüküyor. En azından şu aşamada…

Buraya şu kaydı da düşelim… Yeni kurulacak partiler ve buraya katılacağı söylenen milletvekilleri ile (bu sayının 80 olacağı iddia ediliyor) iktidarın meclis çoğunluğu muhalefetin gerisine düşürse erken bir seçim kaçınılmaz olur… “Siyasette 24 saat uzun bir süredir” prensibini bir yere not etmekte fayda var.

Türkiye’nin çözüm bekleyen dağ gibi sorunları var. Geçtiğimiz Aralık ayından bu yana seçim atmosferi dolayısıyla bunlar ya görmezlikten gelindi ya da üstü örtüldü. Ancak millet büyük sorunlarla karşı karşıya… 

***

HAK, HUKUK, ADALET

Bunların başında ekonomi, adalet, hukuk, dış politika geliyor.

Seçimin bir mesajı da milletin demokrasi ve hukuk anlayışının güçlenmesini istemesiydi. Adalet Bakanlığı’nın hazırlık içinde olduğu söylendiği “reform” bütün taraflar dinlenerek hayata geçirilmeli. Ve Meclis tatile girmeden bu yasalaştırılmalıdır. Milletin adalete olan güveni artık kalmadı. Böylece bu güven yeniden tesis edilmelidir.

KHK, OHAL Komisyonu mağdurları, cezaevinde haksızlığa uğradığını söyleyen insanlar, yakınları, sivil toplum kuruluşları, milletvekilleri, partilerin görüşleri alınarak bu reformun gerçek manada bir reform olmasının yolu aranmalıdır. Yani reform milletin içine sinmeli.

Nasıl ki, S-400 meselesinde Millî Savunma Bakanı bütün partilerin genel başkanları ile görüşüp bilgi verdiyse, onların görüşlerini aldıysa; Adalet Bakanı da bütün partileri ziyaret edip hazırladıkları taslağı ya da tasarıyı genel başkanlara anlatmalı, onların görüşünü almalıdır. 

Çünkü geciken adalet, adalet değildir.

***

TENCERE NASIL KAYNAYACAK?

İkinci en büyük sorun da ekonomidir. Artık vatandaş bütün ihtiyaçlarından kesip sadece tenceresini nasıl kaynatacağını düşünüyor. 

Seçim süreçlerinin bütçeye önemli yansımaları oldu. Bütçe açığı bu yıl üçe katlandı. Mart ayında yüzde 10 olan işsizlik oranı Mayıs ayında yüzde 14’e çıktı. Benzin, elektrik, motorin, çay ve şeker başta olmak üzere temel gıda maddelerine hemen seçimin ertesinde büyük zamlar yapıldı. Fatura her zaman olduğu gibi vatandaşa çıktı. 

Seçim dolayısıyla Türkiye’nin tarihinin en ağır krizlerinden biri ile karşı karşıya olduğu görmezden görülmese de durum maalesef böyle. İnşaat sektörü kan ağlıyor. İşsizlik rakamları son yıllarda en yüksek düzeyde. Enflasyon çift haneleri göreli çok oldu, yüzde 20’lere dayandı. Hayat pahalılığı had safhada…

İktidar bütün ekonomik taraflarla konuşup bu sorunu halletmenin yollarını bulmak durumunda. İktidarın görevi sadece tencereyi kaynatmak değil, milletin daha rahat ve huzur içinde yaşayacağı bir Türkiye meydana getirmektir.

Yatırım ve üretim ekonomisine ağırlık verilmezse de samandan, ete, nohuttan una kadar pek çok şeyi ithal etmeye devam edilir. Günlük ekonomik politikalarla da tencerenin kaynamasını sağlamak gittikçe zorlaşır…

***

SON SÖZ: 

Şunu unutmamak lâzım ki, adalet ile ekonomi biriyle doğru orantılıdır. Ekonominin düzelmesi için adalet, demokrasi ve hukukun düzelmesi gerekir.  

Bu sebeple iktidar artık bir an önce demokrasi ve hukuka dönmeli, başta geçim derdi olmak üzere çözüm bekleyen acil sorunlara yoğunlaşmalıdır.

Okunma Sayısı: 1623
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • çetin acar

    29.6.2019 00:42:52

    "asıl gündeme gelelim" bAŞLIĞINI görünce risale-i nur hizmeti hakkında olduğunu düşünmüştüm.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı