16 Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen ve 24 Haziran 2018 tarihinde yürürlüğe giren Türk tipi ve partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin her geçen gün yürümediği ortaya çıkarken, dövizdeki tarihi rekor artış bile tek başına sistemin bir özeti oluyor.
Yeni sistemin propaganda videosunda, Fatih Sultan Mehmed denizde at koşturuyor, yanında bozkurtlar ona eşlik ediyor, fonda mehter ve cenk havaları çalıyordu. Ve CHS’nin “Türkiye’yi böyle uçuracağı” söyleniyordu. Ancak 2.5 senede görüldü ki, sistem Türkiye’yi uçurmadığı gibi doları uçurttu.
AKP’nin 19 yıllık iktidarında dolardaki artış seyrine bakıldığında bu “uçuş” net şekilde görülüyor. 2002 yılında 1.50 lira olan dolar kuru 2013 yılına kadar 2 liranın altında seyretmiş. 2018 yılına gelindiğinde yani CHS’nin yürürlüğe girdiği tarihte 2.18 kuruş olmuş. 2019’da 5,67’ye 2020’de 7,00’ye kadar yükselen dolar kuru şimdilerde ise 9.60 seviyesine kadar yükselmiş durumda.
Dolardaki artış, hayat pahalılığı demek, zam demek, dış borçların artması yani halkın fakirleşmesi demek… Seçimler 2023’e kalırsa varın dolardaki artışı siz düşünün…
***
45 LİRACIK!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittiği illerde yaptığı açılışlardan sonra öğrencilerle buluşuyor orada öğrencileri dinliyor ve onlarla türkü söylüyor. Yine bu açılışlardan birisinde öğrencilerin barınma ve yurt sorunu olmadığını söylerken şu ilginç cümleyi kurmuştu: “Siz hiç 45 lira burs aldınız mı? Göreve geldiğimde burs 45 liracıktı…”
Şu anda üniversite öğrencileri 650 lira kredi alıyor. Yani burs değil, karşılığını mezun olduklarında faiziyle birlikte ödüyorlar…
2011 yılında öğrenciler 240 lira kredi alırken, bunun dolar karşılığı 156 imiş. 2018’de CHS yürürlüğe girdiğinde kredi 470 liraya çıkmış. Karşılığı 102 dolarmış. Şimdi ise 650 lira kredi alınıyor ve dolar karşılığı 80 lira…
10 yıl önceki dolar/TL hesabına göre öğrencilerin (156x9.30) 1.450 lira alması lâzım… Ama şimdi ancak 650 liracık alıyorlar. Hesap basit…
***
PAYLAŞILAMAYAN “Z KUŞAĞI”
Son zamanlarda sık sık bir “Z kuşağı” diye bir şey duyuyoruz. “Z Kuşağı” 90’ların sonu veya 2000 sonrasında doğanlar için kullanılıyor. Bu kuşak seçimler de dahil olmak üzere pek çok konuda belirleyici rol oynayacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmasında “Z kuşağı”ndan bahsetmesi üzerine Z kuşağı kimlerdir sorusu tekrar gündeme geldi. Erdoğan, Mersin’de gençlerin açtığı, “A’dan Z’ye bütün kuşaklar buradayız” pankartına dikkat çekerek, “Birileri diyor ki ‘Z kuşağı, Y kuşağı, bunların hepsi muhalefetin yanında.’ Burada, burada” demişti.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Z kuşağı denilen gençler AK Partililer” derken, hükümetin küçük ortağı MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, “Dijital toplum çocukları diye tarif edilen Z kuşağının yüzde 35’i MHP diyor” diye bir açıklama yapmış.
Şimdi merak edilen Kurtulmuş’un ve Yıldız’dan hangisinin söylediğinin daha doğru olduğu. Tabiî bu sorunun en doğru cevabı sandıkta gizli.
İşin diğer tarafına bakılırsa ilk seçimde 62 milyon seçmenden 6 milyonu Z kuşağı diye tarif edilen 20-21 yaşındaki gençler. Seçime girecek bütün partilerin bu seçmene hitap etmesi oy oranları açısından oldukça önemli. Bu yüzden Z kuşağı bir türlü paylaşılamıyor.
Bu kuşak şu anda üniversite okuyor veya bitirmiş. Aralarında işsiz olanlar da var üniversiteyi bitirdiğinde bir işe yerleşme umudu olmayanlar da. Gençlerin yüzde 70’inin yurt dışına gitmeyi düşündüğü bir ortamda bakalım iktidar ortaklarının “Z kuşağı bizimle demesi” ne kadar gerçekçi…
***
“İSTASYON AÇILIRSA BENZİN UCUZLAR MI?!”
Son dönemde gıda ürünlerinde fahiş fiyatlarla ilgili açıklama yapan Erdoğan’ın, “Fiyatlar uygun” dediği Tarım Kredi Kooperatiflerinin Türkiye genelinde ilk etapta bin kadar şubesinin açılması talimatını vermişti. Bu talimatın üzerinden 20 gün geçti, şu ana kadar ne kadarı açıldı bilemiyoruz, ama akaryakıt fiyatlarına her gün zam gelirken vatandaşlardan enteresan bir teklif geldi:
Vatandaş, “Bin tane akaryakıt istasyonu açarsak benzin, mazot, otogaz ucuzlar mı?” diye soruyor. Hükümet yetkileri buna ne cevap verir, merak ediyoruz.