Meclis tatilde iken siyaset hayli haraketli. CHP’li belediyelere yapılan operasyonlar, İstanbul il başkanının görevden alınmasıyla başlayan kargaşa ve karışıklık milletin gerçek gündemini gölgelerken, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından da açıklanan Orta Vadeli Program da (OVP) kamuoyunda yeterince tartışılmadı.
2026-2028 dönemini kapsayan yeni OVP’de dikkat çeken birçok hedeften geri adım var. Önceki dönemde açıklanan birçok veride geri adım atılırken, verilen vaatler yeni programda yer almadı.
Meselâ…
Geçen yıl 17,52 olarak belirlenen 2025 enflasyonu yüzde 28,5’e yükseltildi. 2026 için önceden yüzde 9,7 olan hedef, yüzde 16’ya yükseltildi. Enflasyon hedefleri 2027 için yüzde 9, 2028 için yüzde 8 oldu. 2025-2026 ve 2027 yılları büyüme hedefleri yeni OVP’de düştü. 2028 büyüme hedefi de yüzde 5 oldu.
İki yıl önceki OVP’de bu sene resmî enflasyonun tek haneye inmesi hedeflenmişti. Hedef geçen yıl %15,2’ye son OVP’de %28,5’e revize(!) edildi.
Enflasyon hedefi yükseltirken 2025 başında çalışanlara “hedeflenen enflasyona göre” zam yapıldığı için yaklaşık yüzde 11’lik kaybın nasıl telâfi edileceğinden ise söz edilmedi.
Yine, OVP’de çıraklık sigortası mağduriyeti, emekli maaşlarının sefalet sınırının altında kalması, asgarî ücrette artış, memur maaşlarının gerilemesi, seyyanen zam, Bağ-Kur’luya verilen sözler, sözleşmeli personelin özlük hakları yok.
Bırakın çalışanlara zam tam tersine bütün çalışanların maaşından her ay “zorunlu” yüzde 3 kesinti yapılacağı ortaya çıktı. Bu da Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin (TES) 2026 yılının ikinci çeyreğinde hayata geçirildikten sonra uygulamaya girecek.
İki yıl önce açıklanan OVP’deki hedefler tutmazken, yeni açıklanan OVP’de hedeflerinin de tutmayacağı ortada…
Niye diyelim Allah milletimize sabır versin.
***
KÖPRÜLER ÖZELLEŞECEK Mİ?
OVP açıklandıktan sonra, Bloomberg, iktidarın 15 Temmuz Şehitler ve FSM köprüleriyle birlikte 9 otoyolun işletme haklarını satmak için kolları sıvadığı, ülke tarihindeki en büyük özelleştirme anlaşması olacağını yazdı. Bu haber sosyal medyada, gazetelerde ve televizyonlarda yayınlanınca Hazine ve Maliye Bakanlığından yalanlama geldi.
(İki köprü için 2012’de de ihaleye çıkıldığı fakat dönemin Başbakanı Erdoğan’ın 5,7 milyar dolarlık teklifi yetersiz bulduğu, 7 milyar doların altında bir anlaşmanın ‘vatana ihanet’ olacağını söylediği ifade edilmişti.)
Bundan önce yaptığı özelleştirmeler dikkate alındığında, iktidarın bu özelleştirmeleri de yapmaktan geri durmayacağı görülebilir.
2025 yılında 21 milyar lira olarak tahmin edilen özelleştirme gelirlerinin, 2026’da sıçrama yaparak 185 milyar liraya ulaşacağının tahmin edilmesi, yani bir yıl içinde özelleştirme gelirlerinde yaklaşık 9 katlık bir artış hedeflenmesi de bu özelleştirmeyi gündeme getiriyor.
Kaldı ki, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi “satış yok” derken, “İşletme ve bakım hakkının özel sektöre devri söz konusu” olabileceğini açıkladı.
“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye boşuna denilmemiş… İzleyip görelim.
***
“SATACAĞIZ, SATACAĞIZ, HERŞEYİ SATACAĞIZ”
1986-2024 döneminde toplam 71,6 milyar dolar tutarında özelleştirme yapılmış, bu satışların 63,5 milyar dolarlık bölümü AKP döneminde gerçekleştirilmiş.
AKP döneminde Sümer Holding, şeker ve kâğıt fabrikaları başta olmak üzere hidroelektrik, jeotermal santralleri, çimento fabrikaları, elektrik dağıtım şirketleri, askerî elektronik sanayi, sosyal tesisler, oteller, demir ve çelik fabrikaları, Eti maden, HES’ler gibi devletin elinde olan 273 kuruluş özelleştirildi.
AKP’nin özelleştirme politikasını AKP iktidarının ilk Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın, “Satacağız, satacağız. Her şeyi satacağız. Kâr edeni de satacağız, zarar edeni de satacağız” cümleleriyle özetlemek mümkün.
O gün söylediklerini yaptılar, yine yaparlar. Tıpkı “Yaparsa AKP yapar” sloganlarında olduğu gibi…