“Risale-i Nur’un hakikî şakirtleri, neşriyat-ı diniyelerinde ve ittiba-ı sünnetteki ibadetlerinde ve içtinab-ı kebairdeki takvalarında, Kur’ân hesabına vazifedar sayılırlar.” (Kastamonu Lâhikası.)
Bediüzzaman Hazretleri’nin bu ifadesine dayanarak, Risale-i Nur Talebelerinin vazifelerini üç ana başlıkta toplayacak olsak, birinci vazifenin neşriyat-ı diniye olması dikkat çekici.
Çünkü din; bir milletin hayatı ve ruhudur. İman hizmetinde ise manevî cihadıdır.
Dolayısıyla dinin neşredilmesinin ne kadar ehemmiyetli olduğuna dair:
Ahir zaman olması,
Allah, peygamber ve din anlayışını saptırmaya hatta yok etmeye çalışan gizli komitelerin olması,
Çeşitli istibdatların hüküm sürmesi,
Bazı akımların (izmler) akılları bulandırması,
İslâmiyet ve Kur’ân aleyhindeki dehşetli tahripler,
İman zaafiyeti gibi daha birçok maddeleri sıralayabiliriz.
Baktığımızda ne kadar dehşetli bir tablo değil mi? Karşımızda ordular halinde muarızlar (din düşmanları) var. Elbette o muarızları mağlûp edecek bir kuvvet gerekiyor ki; o da Risale-i Nur’un şahs-ı manevisidir.
Ne kadar bahtiyarız ki; Kur’ân’ın manevî tefsiri olan Risale-i Nur’un dolayısıyla iman hakikatlerinin neşredilmesinde, Üstadımızın da belirttiği gibi matbuat lisanı ile dini neşretmek, tebliğ etmek, daha geniş sahalara ulaştırmak vazifesini şahs-ı manevî adına Yeni Asya Gazetemiz üzerine almıştır.
Hem de Zübeyir Abiden nasıl devraldıysa, aynı şekilde, istikrarlı çizgisinden ayrılmadan;
İhlâs düstur ve esaslarına riayet ederek
Sadâkat, sebat ve tesanüdü esas tutarak
Her hal ve şartta ciddiyet ve vakarı muhafaza ederek
İhtilâf çıkarmadan, ittifak ve ittihadı muhafaza ederek
İstiğna düsturuna azamî hassasiyet göstererek
Müsbet hareketi, hareket noktası edinerek
Tarafgirlik, adavet, enaniyet, rekabet gibi menfi hissiyatlardan uzak durarak
Meşveret ve şûrâyı esas tutarak
Nazarları şahıslara değil, Risale-i Nur hakikatlerine çevirerek, Yeni Asyam aldığı vazifenin hakkını vermiş, vermeye devam ediyor.
Risale-i Nur’un çok yerinde geçen bu esasları gaye edinen Yeni Asya’mızın elbette Rıza-i İlâhiden başka maksadı da olamaz. Çünkü Yeni Asya Risale-i Nur’un şahs-ı manevisinin gözü, kulağı, dilidir.
Yeni Asya naşir-i efkârımız; inşallah mele-i âlânın sakinleri seni de alkışlıyorlar.
Kıyamete kadar hizmetin daim ve makbul olsun inşallah. Nice 52. yıllara...