"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Radyodaki sevab

Misbah ERATİLLA
21 Eylül 2025, Pazar
Hamid Kuralkan, sanat okulundan mezun olduktan sonra Karabük’te sanat okulu öğretmeni olarak göreve başladı.

1952 yılında ailesinin isteği ile nakil olarak Van sanat okuluna öğretmen olarak geldi. Özel yeteneğe sahip Hamid Kuralkan, Van'da ilk defa bir radyo ve elektrik tamir atölyesi açtı. Okuldan sonra atölyede radyo tamiri yaptı. 

Hamid Kuralkan, Cahid Ünsal vasıtasıyla Risale–i Nurlarla tanıştı. Bir süre Risale-i Nur’ları sathî olarak okudu, ama çevresi onu risale okuyan biri olarak tanıdı. Hamid Bediüzzaman’ı severdi, risalelere sahip çıkardı, ama mahiyetini tam bilmiyordu. Çevresinde Risale-i Nur’ları tenkit mahiyetinde okuyan bazı hocalar ona çeşitli sorular sorardı. O da sorulara bildiği kadarıyla cevap yetiştirmeye çalıştı, ama bazı sorulara cevap bulamadı. Hocalardan biri: "Sen ne biçim Nur talebesisin, hem Nurculuk dava ediyorsun, hem radyo tamir ediyorsun. Acayip şeyler söyleyen şarkı ve türküleri dinlettiriyorsun" dedi. Hamid Risale-i Nurlarla yeni tanışmış, kendisine soru yöneltenler ise toplumda “kanaat önderi” sayılan koskoca hocalardı. Bu sorular karşısında kafası allak bullak oldu. Uykuları kaçtı, sırtına geçirdiği Nurcu gömleğini kirletmemek ve temiz bırakmak için dükkânın kapısına kilit vurdu. İçindeki yangını söndürmek, kafasındaki düşüncelere bir çare bulmak için 1958 yılında yolla düşerek Isparta’ya Bediüzzaman’ı ziyarete gitti. Daha kapıdan içeri girer girmez, Bediüzzaman ona, "Kardeşim Hamid! Senin tamir ettiğin radyolarda okunan Kur'ân'ın her bir harfinden sana sevap vardır" dedi. Hamid bu sözleri duyduğunda kafasındaki ve kalbindeki şüpheler bir anda uçup gitti. Bediüzzaman’ın onu ilk defa görmesine rağmen adını ve mesleğini söylemesi kendisini çok etkiledi. Hamid kurumuş bir ağacın bir anda yeşermesi gibi kendini yeniden doğmuş hissetti. Beyninde tıkanan damarlar birden açıldı. Zihnindeki paslı sorular bir anda cevaplarını buldu. Bu kısa süre içinde kanaat önderleri hocaların söyledikleri ile Bediüzzaman’dan öğrendikleri arasındaki farkı gördü. Kafası ve kalbindeki yıkıntılar tamir oldu. Mutlu ve huzurlu bir şekilde Van’a dönerek radyo tamirciliği işine yeniden başladı. Her radyo tamirine başladığında Bediüzzaman’ın ona söylediği "Kardeşim Hamid! Senin tamir ettiğin radyolarda okunan Kur'ân'ın her bir harfinden sana sevap vardır” sözü bir serlevha gibi sürekli gözünün önünde canlandı. Hamid Kuralkan daha sonra ilk defa Latin harfleriyle basılan Risale-i Nurları Van’a getirterek ihtiyacı olanlara verdi.

Hamid Kuralkan, Van eşrafından olup Üstad Bediüzzaman’ın Van'daki eski talebelerinden Molla Hamid, Molla Münevver, Ali Çavuş, Çaycı Emin ile yakın dostluklar kurdu. 

Maddî işlerinde holdingleşen Kuralkan’lar Risale-i Nur hizmetine de üst seviyede katkılarda bulundular. Kuralkan’lara bu maddî ve manevî başarıyı sağlayan, helâl dairesi içindeki emekleri oldu. Bu başarının harcında Bediüzzaman’ın, Hamid Kuralkan’a: “Kardeşim Hamid! Senin tamir ettiğin radyolarda okunan Kur'ân'ın her bir harfinden sana sevap vardır” özlü sözün yatmakta olduğu görüldü. Kuralkan ailesi bu sözü tahdis-i nimet olarak anladı ve sürekli dillendirdi. 

Okunma Sayısı: 212
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı