"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir kedinin irşadı

Misbah ERATİLLA
26 Eylül 2025, Cuma
Hâfız Mehmet Gül, Risale-i Nur’la tanışmadan önce mahallesindeki camide fahrî imamlık yapıyordu. 1938 yılında Fihrist Risalesi’ni yazarak hizmete başlaması, onun için yeni bir dönemin başlangıcı oldu.

Görev yaptığı camide Türkçe ezan okuyan Hâfız Mehmet Gül, bir gün oğlu Süleyman’a, “Oğlum, bu Türkçe ezanı ezberle. Bazen bana yardımcı olursun” diyerek ezanı yazılı bir kâğıda aktarıp verdi ve namaz kıldırmak için camiye gitti.

Eve döndüğünde oğluna, “Oğlum, ezberledin mi?” diye sordu.

Bu sırada hanımı söze girerek, “Onu kediye sor!” dedi.

Hâfız Mehmet Gül şaşırdı: “Ne demek istiyorsun?” 

Hanımı, “Kedi okutmadı. Çocuk ‘Tanrı uludur’ demeye başlayınca kedi mırıldıyor; devam ettiğinde ise başına atlayıp tırmalıyor” diye cevap verdi.

Hâfız Mehmet Gül, hayretler içinde oğluna, “Hele bir daha oku bakalım” dedi.

Süleyman tekrar okumaya başlayınca, kedi fırlayıp başına atladı ve tırmaladı.

Bu olayın ardından Hâfız Mehmet Gül, camiye gitmeyi bırakarak evinde namaz kılmaya başladı. Çünkü Ezan-ı Muhammedî’nin aslıyla okunması o yıllarda cezaî müeyyidelere yol açıyordu. Hâfız Mehmet Gül sonraki zamanlarda evinde kalarak Risale-i Nur’ları yazıp okudu ve otuz civarında talebe yetiştirerek hizmetine devam etti. Evinin bir bölümünü âdeta Nur dershanesine çevirip kalemiyle Risalelerin yazılıp çoğaltılmasını sağladı.

Hâfız Mehmet Gül, daha sonra Mustafa Gül ve Ali Gül ile her gün bir araya gelerek talebe okutmaya, Risale-i Nur’ları yazmaya ve dinlemeye devam etti. Bu durum ömrünün sonuna kadar sürdü.

Sav’da bin kalemle Risaleleri yazan, on beş civarında inziva hayatı yaşayan kahraman Nur talebeleri vardı. Bu talebeler evlerine kapanır; Risaleleri yazar, okunmasına ve öğretilmesine hizmet ederdi. Başta Hacı Hâfız Mehmet (Avşar), Merkez Cami’nin imamı ve Nurların Sav’a ilk girmesine vesile olan kişi; oğlu Topalca Hâfız Mehmet; Hâfız Mehmet Gül; kardeşleri Mustafa ve Ali Gül; Savalı Ahmet Altuğ, kardeşleri Süleyman, Fahri ve Şükrü Altuğ; Salih Yıldız, kardeşi Mustafa Yıldız; Marangoz Ahmet, Efe Şükrü, İsmail Gül, Dedeoğlu Mustafa, Kürt Hasan Çavuş, Tulum Mehmet Çavuş… Bu münzevî hayatı yaşayan Nur talebeleri, yıllarca Kur’ân’ın ve Risale-i Nur’un okutulup öğretilmesine hizmet etti. Bu kahramanları Hüsrev Altınbaşak ve Hâfız Ali sık sık ziyaret ederek hizmetteki metotları onlardan öğrenirdi.

Kalemle Risale-i Nur yazımı devam ederken Nur talebeleri bir teksir makinesi satın aldı. Bu makine, Sav’da İbrahim Gül’ün evine kuruldu ve teksirler burada yapıldı. Oysa o yıllarda evde teksir makinesi bulundurmak çok ağır bir suçtu. Fedakâr, cesur ve kahraman Nur talebeleri; hayatlarını, paralarını ve sağlıklarını ortaya koyarak iman hizmetini bugüne taşıdılar.

Hâfız Mehmet Gül, 1944 yılında Sav’da üzerine bir ağacın devrilmesi sonucu Rabbine kavuştu. 17 Mart 1944’te Denizli Hapishanesinde vefat eden Hâfız Ali’den (rh) tam on beş gün sonra dünyadan ayrıldı.

Kaynak: Ağabeyler Anlatıyor 2, s. 131-147

Okunma Sayısı: 211
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı