Bereke bint-i Salebe olarak bilirken Ubeyd b. Zeyd el-Hazrecî ile evlendi, bu evlilikten Eymen doğdu. Sonra ismi, Ümmü Eymen olarak meşhur oldu. Kocası ölünce, Resulullah’ın azatlı kölesi Zeyd b. Harise ile evlendi, bu evlilikten de küçük yaşta komutan olan Üsâme b. Zeyd dünyaya geldi.

Bereke, çocuk denecek yaşlarda itibarlı, ikramlı, cömert, anlayışlı ve Kureyş’in reisi Abdülmuttalib’in oğlu Hz. Abdullah’ın (ra) evine, peygamber ocağına cariye olmuş, o meşhur ailenin himayesinde faziletli, eğitimli, ahlak timsali, sahabe annelerden mübarek ismi İslam tarihinde önemli yeri olan bahtiyarlardandır.

Hz. Abdullah (ra) Peygamberimize (asm) hamile olan sevgili eşi Hz. Amine’nin (ra) yalnızlık çekmemesi, can yoldaşı ve yardımcı olması için Hz. Ümmü Eymen cariye olarak, insanlığı aydınlatacak nurlu bir mekâna gelmiştir. Resulullah’ın (asm) doğumundan vefatına kadar en yakınında bulunmuş, çocukluğunda onu korumuş, itina ile dadılık etmiş, hoş tutmuş, hizmetlerinde bulunmuş bu mübarek kadın, Efendimizin (asm) sevgisine, iltifatına, müjdesine mazhar olmuş ve “Annemden sonra annem” dediği şefkat sahibi fedakâr bir annedir. 

Osman bin Kasım’dan rivayet edilmiş: “Ümmü Eymen hicret ederken Ravha’ya varmadan Mansarif’te akşam oldu. Ümmü Eymen ise o gün oruçlu idi. Çok susamıştı fakat su yoktu. Susuzluğu iyice artınca beyaz ipli bir kova gökten kendisine sarkıtıldı. Ümmü Eymen kovayı alarak kanıncaya kadar bu sudan içti.” Ondan sonra ise hiç susuzluk çekmemiş. Aziz anne Hz Âmine’nin (ra) eşinin vefatından sonra acı ve kederlerine tek teselli kaynağı biricik evladı Muhammed (asm) idi. Nur çocuk, (asm) beş yaşına bastığında süt annesi Halime-i Sadiye getirip kendi annesine teslim edince Hz. Âmine, olanca şefkat ve muhabbetiyle çocuğunu kucaklıyor, bakıyor, seviyor, hoş tutuyordu. Anne-çocuk, sevinç ve huzur içinde babadan yetim kalmanın eksikliğini ve mahrumiyetini telafi etmeye çalışıyorlardı. Nur çocuk, annesinin sevgisi, eğitimi ve desteğiyle geleceğe hazırlanıyordu.

Hz. Âmine’nin içinde Medine’yi ziyaret arzusu doğdu. Nur çocuk altı yaşındaydı Hz. Âmine (ra), Ümmü Eymeni de yanına alarak Medine yolculuğuna çıktılar. Hem Hz. Abdullah’ın kabrini ziyaret hem de dayızadeleri olan Neccaroğullarını görüp sıla-i rahim yapmak istedi. Medine’de Efendimizin dayıoğullarından Nabiga’nın evine misafir oldular. Hz. Âmine evin avlusunda bulunan eşi Hz. Abdullah’ın kabrini ziyaret etti. Kabrin başında üzüldü, ağladı, gözyaşı döktü. O mateme Efendimiz de (asm) gözyaşlarıyla katıldı… Medine’de bir ay kadar kaldılar. Efendimiz (asm) Medine hatıralarını bahsederken dayılarının su kuyularında yüzmeyi öğrendiğini, edindiği arkadaşlarla birlikte oynadıklarını anlatırmış. 

Ümmi Eymen, Nur çocuğa olanca dikkat ve titizlikle bakar takip edermiş. Bir gün Peygamberimiz (asm) Yahudi âlimlerinin dikkatini çekiyor. Ümmi Eymen’e art niyetleri olmadığını, itimat telkin ederek, Allah için zarar vermeyeceklerini ifade ederek adını sormuşlar ve sırtındaki nübüvvet mührünü görmüşler. Heyecan ve hayretle söylediklerini Ümmü Eymen duymuş: “İşte bu çocuk, bu ümmetin peygamberidir. Bu şehir de Onun hicret edeceği yerdir…” 

Akrabalarıyla vedalaşarak Medine’den Mekke’ye doğru sıcak çöllerde yola çıkmışlar. Dönüş yolunda aziz anne Hz. Âmine ağladıkça onu gören Nur çocuk da ağlayıp gözyaşı döküyordu. Yolda Hz. Âmine rahatsızlanmış, Ebvâ Köyü yakınında ağırlaşmış ve bir ağacın gölgesinde konaklamışlar. Sevgili Peygamberimiz (asm) annesinin o haline, hastalığına üzülmüş, gözyaşı dökmüş. Ümmü Eymen ağırlaşan bir anne ve nur çocuğun sorumluluğu ve üzüntüsü ile hizmet etmek gayretinde…

Hz. Âmine (ra) su veren Nur çocuğun elinden tutarak son sözlerini söylüyordu: “…Yavrucuğum! Eğer rüyada gördüklerim çıkarsa sen bütün insanlığa gönderilecek ve helâl-haramı öğreteceksin. İnsanları hakikate ve İslâm’a ulaştıracaksın. Baban İbrahim’in dininde olacaksın. Allah seni bütün putlardan ve putperestlikten koruyacaktır. Senin davan insanlık durdukça devam edecektir…” 

Miladi 576 tarihinde Efendimiz (asm) fani dünyadan baki âleme giden annesini, birlikte defnettiği mübarek, metanetli, şefkatli Ümmü Eymen ile yıllarca yola birlikte devam etmişler.