"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Saraybosna’da İslam kültürü ağır basar

Naci TEPİR
22 Eylül 2020, Salı
Saraybosna bir Osmanlı şehri olarak geliştiği için bölgenin nüfusunun İslâmlaşmaya başlaması halkın hayat tarzı ve kültüründe mühim rol oynamıştır. Haliyle, Saraybosna’da İslâm kültürü özellikle şehirli karakteri ağır basan bir niteliğe sahiptir.

BOSNA VE ALİYA İZZET BEGOVİÇ (2)

***

SIRBİSTAN’IN BAĞIMSIZLIĞI

Sırplar  tarafından kurulan Sırbistan Prensliği bir müddet Osmanlı Devleti’nin kontrolü altında yaşadı. 1839 yılına, yani “Tanzimat Devri”ne kadar Sırbistan’ı Miloş Obrenoviç idare etti. Sonra yerini oğulları Milan ve Mihailo Obrenoviç’e bıraktı. 1842 yılında Mihailo Obrenoviç bir isyan sonucu tahttan indirildi ve Kara Yorgi’nin küçük oğlu Aleksandar Karadordeviç tahta çıktı. 1858 yılında Aleksandar Karadordeviç tahttan indirilince, 78 yaşındaki Miloş Obrenoviç ilk prensliğinden 19 yıl sonra ikinci defa tahta çıktı. 1860 yılında ölene kadar Sırbistan’ın prensi olarak kaldı. Miloş Obrenoviç’in ölümünden sonra torunları Sırbistan’ı idare etmeye devam ettiler.

1867 yılına kadar Osmanlılar Belgrad’da bir birlik bulundurmaya devam etti. Fakat, 1877-1878 Ruslarla yapılan Savaş (93 Harbi) sonunda, imzalanan Berlin Antlaşması’yla Sırbistan’a tam bağımsızlık verildi. Daha sonra Sırbistan Krallığı ilân edildi (1882). Bu krallık 1918 yılında Yugoslavya kurulana kadar devam etti.

SIRP  İSYANLARI

İsyanlarının sebepleri:

1- Rusya ve Avusturya’nın kışkırtmaları, 2- Osmanlı idaresindeki otorite zayıflığı,

3- Sırbistan’daki yeniçerilerin halka kötü muamelede bulunması, 4- Fransız İhtilâli’nden sonra ortaya çıkan milliyetçilik akımları, 5- Osmanlı-Avusturya Savaşları sırasında Sırbistan topraklarının savaş alanı haline gelmesidir.

Sırp isyanlarının ilk önderi Kara Yorgi 

19. Asrın başlarında Avusturya ve Rusya, Sırbistan halkını Osmanlı egemenliğine karşı kışkırtmaya başlamışlardı. Ayrıca buradaki yeniçeriler Müslüman ve Hıristiyan halka karşı çok kötü davranarak halkı iyice bezdiriyorlardı. Bu durumda Sırplar sıradan bir çoban olan Kara Yorgi’nin rehberliğinde ayaklandılar. Kara Yorgi, Ruslardan da aldığı destekle 13 Aralık 1806’da Belgrad’a girdi. Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Belgrad isyancıların elinde kaldı. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanan Bükreş Antlaşması ile de Sırplara bazı imtiyazlar verildi (1812). Bu anlaşmadan sonra Osmanlılar, Belgrad’ı tekrar ellerine geçirdiler. Kara Yorgi 21 Eylül 1813’te diğer isyancılarla birlikte canını kurtarmak için Avusturya’ya kaçtı! 

İstiklâllerini kazanmak isteyen Sırplar 1814 yılındaki Viyana Kongresi’ne bir heyet gönderdiler. Fakat, bir netice alamayınca, 1815 yılında Miloş Obrenoviç’in liderliğinde ikinci bir ayaklanma başlattılar ve bu isyan yine Ruslar tarafından desteklendi. Bu isyan başarısız oldu, ama 1817 yılında Rusya ile yeni bir savaş istemeyen ve bölgeye matuf muhtemel bir Rus müdahalesine engel olmak için Osmanlı Devleti Sırplara bazı imtiyazlar verdi. Osmanlı valisi Maraşlı Ali Paşa, Miloş Obrenoviç’le anlaşmaya vararak Sırbistan’ın içişlerinde müstakil olmasını temin etti. İdareyi ele geçiren Miloş Obrenoviç, Sırbistan’a geri dönen Kara Yorgi’yi -kendisine rakip olmasını istemediği için- öldürttü. 

1828-1829’da ise, Ruslarla yapılan Savaşı kaybeden Osmanlılar, Edirne Antlaşmasıyla Sırbistan’ın yarı müstakil bir hale gelmesini kabullendiler. 

DAHA SONRAKİ GELİŞMELER

Saraybosna bir Osmanlı şehri olarak geliştiği için bölgenin nüfusunun İslâmlaşmaya başlaması halkın hayat tarzında ve kültüründe mühim rol oynamıştır. Doğu dillerinde şiirler yazan Saraybosna’nın Müslüman şairleri daha ziyade Türkçe’yi kullanmışlardır. Başlıcaları: 

*Türkçe şiir yazanlar arasında Saraybosna’da doğan Nergisî (Ö.H: 1044/ M: 1635); * Hem Türkçe hem Boşnakça şiir yazan Hasan Kaimî (Ö.H: 1102/ M: 1691); * Modern tarihçiliğe geçiş konusunda bir eseri bulunan Şeyh Seyfuddin Kemura (Ö.H: 1334 /M: 1917); * Osmanlı idaresinin son zamanları ve Avusturya işgalini takip eden hadiselerle ilgilenen Muhammed Enverî Kadiç (Ö.H: 1349/ M: 1931) ve * İlk modern tarihçi ve aynı zamanda şair Saffet Bey Başagiç (Ö.H: 1352/ M: 1934) zikredilebilir. Saraybosna’da İslâm kültürü özellikle şehirli karakteri ağır basan bir niteliğe sahiptir.

Günümüze kadar bütün zorluklara ve savaşlara rağmen Saraybosna’da Hünkâr Camii (H: 862/ M: 1458), Gazi Hüsrev Bey Camii (H: 937/ M: 1530), Ferhad Bey Camii (H: 969/ M: 1562), Ali Paşa Camii (H: 968/ M: 1561), Çekrekçi Muslihüddin Camii (H: 932/ M: 1525), Hacı Osman Mescidi (H: 1000/ M: 1591), Hoca Durak (Başçarşı) Camii (H: 1283/ M: 1866), Çoban Hasan Camii (H: 1291/ M: 1874), Hünkâr Köprüsü (H: 862/ M: 1458), Šeher-Cehajina Cuprija (1585), Kozja Cuprija (XVI. asır), Principov Most (1541); Hacı Sinan Tekkesi (H: 1188/ M: 1775) ve Gazi Hüsrev Bey Hamamı, Gazi Hüsrev Bey Medresesi (Kurşumliya) ve Gazi Hüsrev Bey Bedesteni (H: 44/ M: 1537), Brusa Bedesteni (H: 958/ M: 1551), Gazi Hüsrev Bey Camii yanındaki Saat Kulesi, Morica Han gibi eserler hâlâ ayaktadır ve Osmanlı Mimari’sinin muhteşem örneklerini teşkil etmektedir.

Ayrıca, Bosna-Hersek Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren ve İmam-Hatip Lisesi seviyesinde olan Gazi Hüsrev Bey Medresesi’nin erkek ve kız olarak iki bölümü halen devam etmektedir. Kütüphanede 17.000’i aşkın yazma eser, 20.000’i aşkın matbu İslâmî eserle 20.000’i aşkın Boşnakça ve Avrupa dillerinde yazılmış matbu eserler mevcuttur.

Resmî olarak yaklaşık 300 bin nüfusa sahip olan Saraybosna’nın 1992-1996 savaşından sonra nüfusunun 500.000’i aştığı zikredilmektedir. Günümüzde Grad Sarajevo adındaki şehir Stari Grad, Centar, Novo Sarajevo ve Novi Grad isminde dört belediyeden oluşmaktadır. Şehirde hisarın eteğindeki muhitte tamamen Türk şehri manzarası, onun çevresinde 1878’den sonra gerçekleştirilen dama plânlı Avusturya şehri görünümü, onun çevresinde geniş caddeler etrafında yayılan daha modern manzarası hâkimdir. Dayton Anlaşması’na göre şehrin büyük bir kısmı Bosna-Hersek Federasyonu’na, diğer bir kısmı da Sırp bölgesi olarak Sırp Cumhuriyeti’ne aittir.

I. ve II. CİHAN HARPLERİ VE SONRAKİ GELİŞMELER 

28 Haziran 1914 tarihinde Avusturya-Macaristan veliahdı arşidük Frans Ferdinand ve eşi Sofia, Saraybosna’yı ziyaretleri esnasında gizli bir Sırp teşkilâtı mensubu olan Gavrilo Princip tarafından öldürülmesi, Avusturya ile Sırbistan arasında bir savaşa ve hemen ardından da I. Cihan Harbi’nin patlak vermesine yol açtı.

I. Cihan Harbi’nin ardından 1918-1941 yılları arasında Saraybosna bölgede önemli bir merkez olmasına rağmen, Yugoslavya Krallığı’ndaki Belgrad, Zagreb ve Ljubljana gibi şehirlerin seviyesine ulaşamadı ve eski önemini kaybetti! 1921’de 60.087 olan nüfusu, 1941’de 80.000’e ulaştı. Bu devirde Gazi Hüsrev Bey Medresesi’ndeki eğitim devam ederken, ayrıca bir Şeriat Lisesi kuruldu. Diğer taraftan da 1887’de açılan Şeriat/Kadılık Okulu kapatılarak yerine 1937’de fakülte seviyesinde Yüksek İslâmî Şeriat-Teoloji Okulu açıldı. Bu dönemde Müslümanlara ait gazete, dergi ve ilmî araştırmalar mevcuttu. Ayrıca Müslümanların siyasî partileri, faaliyetlerini Saraybosna’da sürdürmekteydi. 

Krallık Yugoslavyası devrinde Saraybosna’da Glasnik, Gajret, Narodna Uzdanica, Behar, Novi Behar gibi İslâmî dergi ve gazeteler vardı. II. Cihan Harbi esnasında (1939-1945) Saraybosna, Hitler Almanyası ile iş birliği içerisinde bulunan Ante Pavelic liderliğindeki Bağımsız Hırvatistan Devleti’nin bir parçasıydı.

Hırvatistan’daki faşist Ustaşa rejimi, Bosna-Hersek’i ilhak ederek burada Bağımsız Hırvatistan Devleti’ni (NDH) kurdu. Ülkedeki Müslümanlar Hırvat ilân edilirken, Yahudi, Sırp ve Romanlar büyük zulümlere maruz kaldı. Müslüman olan Boşnaklar ve rejimle aynı fikirde olmayan Hırvatlar da bu zulümden nasibini aldı! Diğer yandan, ırkçı Sırpların yürüttüğü Çetnik hareketi de hâkim olduğu bölgelerde Müslüman Boşnaklar’ı katletmeye başladı. Çetniklerin ana hedefi, Sırp olmayan bütün milletleri bölgeden tamamen temizlemekti.

II. Cihan Harbi’nin ardından kurulan Tito Yugoslavyası döneminde (1945-1990) Saraybosna, Yugoslavya’yı teşkil eden altı cumhuriyetten biri olan Bosna-Hersek Sosyalist Cumhuriyeti’nin başşehri ilân edildi. Böylece yeniden bölgede ehemmiyet kazanmaya başladı. 1946’da 100 bin’i geçen Saraybosna’nın nüfusu 1961’de 213 bine ulaştı, 1991’ den sonra 300 bini aştı. 

Bu arada, Nisan 1946’da Yüksek İslâmî Şeriat-Teoloji Okulu nihaî şekilde kapatıldı. Ancak bağımsız ülkeler liderliğini üstlenen Tito Yugoslavyası, Saraybosna’daki Gazi Hüsrev Bey Medresesi’nin devamına izin verdi ve 1977’de Islâmski Teoloski Fakultet (İslâmî Teoloji Fakültesi) adı altında bir ilâhiyat fakültesinin eğitime başlamasına göz yumdu. Söz konusu fakülte bugün İslâmî İlimler Fakültesi adıyla Saraybosna Üniversitesi içinde faaliyetini sürdürmektedir. 1950’de açılan Şarkiyat Enstitüsü de devam etmektedir.

Okunma Sayısı: 3161
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı