"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Edatların yanlış kullanımı (1)

Nahit TOPALOĞLU
26 Temmuz 2025, Cumartesi
Şapka Deyip Geçmeyin-44 - Anlatım Bozuklukları-25

İster mübtedî, isterse kalem eskitmiş olsun, yazarlarımızın en çok hatâ yaptıkları husus nedir dersiniz?

Bağlama edatı “de” ile bulunma hal eki olan “-de”leri karıştırmak. 

Müstakil bir kelime olan bağlama edatı, biçimce ondan hiçbir farkı olmayan hal ekinden ayrı bir yazıma sahiptir. Bağlama edatı de ayrı yazılır, bulunma hali olan –de ise bitişik.

Kelimenin bitişik veya ayrı yazılması imlâyı ilgilendirir. 

İmlâ, bir dilin doğru olarak yazıya geçirilmesinde birlik sağlamak maksadıyla konulmuş kaideler bütünüdür lâkin hiçbir dönemde de kâmilen bir müştereklik sağlanabilmiş değildir. Bu bakımdan, bazı yazım yanlışlarına müsamaha ile bakılabilir. Hattâ kimi usta yazarlar bir tepki mahiyetinde bazı yazım kaidelerini bilerek çiğnemişlerdir. Attila İlhan, yazılarında büyük harf kullanmamıştır.

- Madem öyle, “de”lerin yazımı neticede imlâya terettüp eden bir husus. Müsamaha ile bakılamaz mı?

-Kat’â ve asla! Her ne kadar kimi imlâ yanlışları müsamaha ile karşılanabilirse de bazı imlâ hatâları mânayı da değiştirdiği için aynı zamanda anlatım bozukluğuna sebep olur. Bağlama edatı de ile, hal eki olan –de’lerin karıştırılması, bu kabildendir. Anlatım bozukluluğunun ise müsamaha edilecek tarafı yoktur.

Bu yazımızdaki misaller, mânâya tesir eden bu tür imla hatâlarının doğurduğu anlatım bozukluklarını göstermektedir.

Bir insan ana dilinde meramını hatasız olarak yazıya dökebilmelidir. Yazarlığa soyunan bir kimseyse hele…

Yazı yazma hevesinde olan herkesin bağlaç olan “de” ile, bulunma hali –de’nin doğru imlâsını öğrenmesi şarttır. Çünkü aşağıdaki misallerde görüleceği gibi doğrudan doğruya mânâyı değiştiren bir husustur.

Sonraki yazımda bir “NOT” ile, mezkür imlâ yanlışını önleyecek ipuçlarının bulunduğu makalemin  adresini vereceğim.

Şimdi mevzuyu işlemeye başlayabiliriz.

*“Hz. Peygamber’e, bir gün, bir sahabe tarafından, önemli bir konuyla alakalı olarak “Ya Resûlellah! Yoksa SİZDE mi unuttunuz!?” diye bir sual tevcih olununca, gayet hikmetâmiz, hem de gayet veciz bir tekellümle Peygamberimiz, cevaben “Ked [kad olmalıydı] unsîtu…” buyurmuşlardır. Yani, ‘Muhakkak, bana unutturulmuştur...’ karşılığını vermiştir.”

Peki, Efendimiz niye şöyle cevap vermemiş?

-Hayır, başka yerde unutmuştum, BİZDE değil!

Çünkü  bağlaç olan de, yanlış olarak bitişik yazılmış.

“Yoksa siz DE mi unuttunuz?” diye yazılmalıydı.

Diğer bir yazarımız da uzun cümlesinin bir yerinde şöyle demiş:

*“…Böylece barışDA sağlandı.”  

Yâni “bir şey, savaşta değil  barış zamanı sağlanmış” gibi anlaşılan cümle, aslında farklı bir mânâ ifade etmek isteyen yazarın, yaptığı imlâ yanlışı sonucu bu duruma gelmiş. Yapılacak şey, bağlama edatı olan “de”yi ayrı yazmaktır:

“…Böylece barış  da sağlandı.”

Bir başka yazarımız da aynı şekilde bağlama edatı olan de’yi hal eki gibi bitişik yazarak cümlesinin, hiç de kast edilmeyen bir mânâyı ifade etmesine sebep olmuş:

*“…ayrıca savunma hattınızın güçlü ve ileri teknolojik yapıda olması lazım. Bu değerler ülkemizin İÇİNDE geçerli.”

Yazıda sözünü ettiği değerler ülke içinde değerli, fakat ülke dışında bir önemi yok mu?

“…Bu değerler ülkemiz  için  DE geçerli. “

*“…bu teşkilâtımızın başarısında kullanılan eserler, metotlar ve bunları hazmetmiş istidatlı insanlara bağlı olduğunu biliyoruz.”

İlgi hâli eksikliğine ilâveten bağlama edatı olan de’nin, hal eki gibi bitişik yazılması cümleyi bozmuş.  Doğrusu:

“… bu teşkilâtımızın başarısıNIN DA, kullanılan eserler, metotlar ve bunları hazmetmiş istidatlı insanlara bağlı olduğunu biliyoruz.”

*“Mübalağa ise gizli bir yalan olduğundan, bu, zaman içerisinde fikirler de, alınacak tavırlar da aşırılığa yol açacaktır.”

Burada da hal eki olan iki adet  –de, bağlama edatı gibi ayrı yazılmış, mânâ bozulmuştur.

“Mübalağa ise gizli bir yalan olduğundan, bu, zaman içerisinde fikirlerDE, alınacak tavırlarDA aşırılığa yol açacaktır.”

 *“SDG kalsın bizde sizi terör listesinden çıkaralım ve başına konulan ödülü kaldıralım diyebilirler.”

“SDG bizde kalsın, buna karşılık sizi hem terör listesinden çıkaralım hem de senin başına konan ödülü kaldıralım.” diye anlamamak mümkün mü? Bu yanlış anlamaya sebep, bağlama edatının hal eki gibi bitişik yazılmasıdır. Doğrusu:

“SDG kalsın, biz  DE sizi terör listesinden çıkaralım ve başına konulan ödülü kaldıralım, diyebilirler.”

Okunma Sayısı: 453
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Müjdat Bayar

    26.7.2025 09:15:53

    Evvela, yazınız ve güzel Türkçemize katkılarınız için teşekkür ederim. Bir kamyon arkası yazı şöyleydi: Kafada bitti, kafa da bitti. Adam, dertli mertli ama imladan taviz vermemiş nitekim! Birkaç hafta önce bir roman okudum. Bahsettiğiniz kabilden o kadar çok sehiv var ki... Üşenmedim, yayınevi ve yazara ulaştım. Klasik bahaneler...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı