GENÇ YORUM
Kâinatın mayasının “muhabbet” olduğunu, “Sözler”i okuyanlar bilir. Bu maya giderse eğer hiçbir şey tutmaz. Mayasız ekmeğin, yoğurdun tutmayacağı gibi... (Ali Hakkoymaz)
* (...)Risale-i Nur hizmeti “sadâka-i mâneviye” olduğu için belâların def’ine vesiledir. (Ayşenur Akay)
* (...)Şu an neyi ne şekilde yaşıyorsak, bizden sonra gelecek olan neslimizin de nasıl yaşayacağının belirleyicileri arasındayız. Bizden önceki nesillerin bilmeden ve farkında olmadan bize yapmış oldukları gibi... (Banu Arslan)
* Önünde daha çok seçeneğin olması insanları daha hür hissettirmeliyken aslında birçoğumuzda tam tersi bir etki yapıyor: Seçenekler arttıkça karar vermek zorlaşıyor; ya karar vermeyi erteliyoruz ya da seçim yaptıktan sonra “Acaba diğerini mi seçseydim?” diyoruz! Ve sonuç olarak da fazla seçeneğimizin olması bizi daha iyi, daha memnun hissettirmiyor... (Büşra Bakırcı)
* Aklın gereği “hileyi reddetmek”tir. Akıl kurnaz olmaz, temkinli davranır. Bediüzzaman’ın deyimiyle “en büyük hileyi hilesizlik bilmek”tir. (Caner Kut)
* Bir imtihan, eğer çıkarılması gereken dersler tamamlanmazsa sona ermezmiş! (Handenur Yaşar)
* Boş boş birlikte oturmak bile bir paylaşımdır bazen—sessiz bir iletişim... “Ne zaman bir şey söylemek istersen dinliyorum, buradayım ve seninle iletişime açığım.” demenin göstergesidir bu. (Şulenur Yaşar)
***
BİZİM AİLE
* (...)Anaokulu dönemi çocukları müthiş berraklıkta bir zihne sahiptir ve her konuda temel atabilecekleri dönem bu dönemdir. Ruhî gelişim yönünden de kişiliğin yüzde 90’ı bu dönemde oluşur ve kalan yüzde 10’luk kesim ergenlik dönemiyle birlikte tamamlanır.(...) Okul öncesi dönem çocuğu için en önemli kazanım, oynadığı oyunlardır.(...) Hissî gelişimi yeterince tamamlanmadan akademik gelişim beklentisine girilmemelidir; zira akademik gelişim, hissî gelişimden sonra gelir.(...) Bir çocuk okul öncesi dönemde hissî gelişimini ne kadar iyi bir şekilde yoluna koyarsa—ki bu konu da yaş ile bağlantılıdır—ilkokul sürecindeki akademik gelişimi o kadar yolunda gider. Hissî gelişimi okul öncesi dönemde takılı kalan bir çocuğun akıcı bir şekilde okuma-yazma öğrenmesini bekleyemeyiz. (Banu Arslan)
* “Çocuğumuza Allah’ı, İslâm’ı yalnızca birkaç kaliteli çocuk kitapları okutarak öğreteceğimiz” inanışını bir kenara bırakalım—onlar yine yardımcılık konumunda kalsın—artık bu işi ehline devredelim. Bırakalım kışın beyaz örtüsüyle ölümü, bahar mevsimiyle haşri, topladığı meyvelerle matematiği, boyadığı taşlarla tasarımı öğrensin, keşfetsin... Oynasın! Biz çocukken [ne] oynuyor i[idiy]sek, çocuklarımızın da onları devralma hakkı var. (Berfin Betül Karakoyun &Büşranur Bayraklılar)
* Hollanda’da 2000 yılında eşcinsel evlilikleri resmî olarak uygulanmaya başlandı, zamanla dalga dalga diğer Avrupa ülkelerine de yayıldı. Tehlike şu ki bu anlayış bizim ülkemizde de resmiyette olmasa da “cinsel tercih ve yönelimler” olarak ses vermeye başladı. Şimdiyse Avrupa’da “android evlilikler” konuşulmaya başlanmış ki bu gerçekten insanlığın âkıbeti için çok korkunç!.. (Hey’et)
***
Not: Yukarıdaki tesbitler, dergilerin Haziran 2020 tarihli sayılarından derlenmiştir.