"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ene veya benliğin mahiyeti

Osman KOYUNCU
06 Şubat 2022, Pazar
İnsanlar bilmedikleri şeyleri bir sır olarak algılar ve ondan korkar.

Bu durum insan psikolojisini bozar. İnsan mutlu olması için bilinmezlikleri azaltmalı ve korkularını yenmeli yani ilim sahibi olmalıdır. Eskiden, bir kısım insanlar tarafından tabiat olayları (Sünnetullah) büyü ve sır olarak görülüyordu. Kutsal kitaplar ve peygamberler, insanların üzüntü ve korkularını yenmeleri, kâinattaki varlık ve olayların sırlarını anlamaları için gönderildi. Bununla beraber diğer kutsal kitaplar gibi Kur’ân da sırlarla dolu bir kitaptır. Kur’ân’ın mahiyetini anlamak ve çözmek başlı başına bir sırdır, birkaç Arapça kelime bilmekle halledilmez, bütün ilim dallarından bilhassa fencilerden müteşekkil bir heyet, Kur’ân ve kâinatın sırlarını çözebilir. Kâinat, Kur’ân’ın açılımıdır, fenler olmadan anlaşılamaz.

Kendini yani nefsini bilen Allah’ı bilir. Çünkü bütün işin sırrı, Allah’ın isim ve sıfatlarını anlamada saklıdır, bunun ölçüleri eneye takılmıştır. Her şey zıddı ile bilinir, güzellik-çirkinlik, iyilik-kötülük gibi. Fakat Allah’ın zıddı olmadığından O’nu tanımak işini ene yapar. Ene, her şeyin kıyasını yapar, ‘Ben bu evi yaptığım gibi bu kâinat ve varlıkları da yapan var’ gibi kıyas yapar. Kur’ân’da: “Gerçekten Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onu taşımaktan çekindiler ve ondan şiddetle korktular. Fakat insan o emaneti yüklendi. Şüphesiz insan çok zalim ve çok cahildir.” (Ahzab: 72) İnsan, emaneti yüklenince imtihanı başladı. 

Asıl benlik, sonsuz ve soyuttur; bu da Allah’a mahsustur. “Ben, ‘Ben’den başka ilâh olmayan bir Allah’ım.” (Taha: 14) Fakat bu ‘Ben’, ehadiyet tarzında tecellî eder. İlimden mahrum kişiler o ehadiyet tecellîlerinde boğulabilir, onlara bağlanır, onlara yetkinlik verir. Bu cahiller için belki özür olabilir, fakat bilenler için tehlikelidir. Dikkat etmeli, “İnsanların çoğu, şirk koşmadan Allah’a inanmaz.” (Yusuf: 106) Allah ve ahiret gününe inanmak bunun için çok önemlidir.

Kâinatta benliği olan pek çok varlık olmasına rağmen bunların hiçbiri insan gibi sınırsız iyilik ve kötülük yapma kabiliyetine sahip değildir. Varlık ve yaratılış son derece güzeldir, hatta şeytanların yaratılması da neticeleri itibari ile güzeldir, aksi halde yaratılmazlardı. Varlıklar nimet olduğu gibi emaneten de olsa hürriyetler büyük bir nimettir. Fakat insan bu emanete hıyanet ederek, kendi malı sanınca zalim olur, diğer varlıkların hakkını çiğner. İnsan âdem olup soyut manaları anlayınca emanet sorumluluğunu kabul etti. Enenin iki dalı vardır: Biri nuranî, soyuttur; mutluluk verir. Diğeri somuttur ve acılar verir. Birinci yol peygamberlik yolu, ikinci yol Kur’ân’la barışık olmayan felsefenin yoludur. İnsanda hürriyetler olmazsa bunlar ne bilinir, ne de istifade edilir. Binlerce gizli haller, nitelikler ve duygular enede saklıdır. Eneyi keşfetmek, kâinatı keşfetmekten daha zordur.

Okunma Sayısı: 8231
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    6.2.2022 11:11:37

    Harika maaşallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı