"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Papaza imam olmak!

Osman ZENGİN
11 Ekim 2015, Pazar
Geçen hafta, bizim de bizzat içinde, odak noktasında yaşadığımız bir hadise, bayağı yankı yaptı. Hadisenin mahiyetinin, merak edilen kısımlarını Yeni Asya’nın değerli okuyucuları ile paylaşmak istedim.

Bursa Büyük Şehir Belediyesi; Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğünde, yönetim kurulu üyesi olarak işe başladığım tarihin, bir sene kadar sonrasındaki Ramazan ayında, (2014 Ramazanı)  Gürcistan Müslümanlarının iftar dâveti üzerine, İznik Belediye Başkanı ve ekibi ile beraber, biz de Büyükşehir olarak 3 arkadaş, dâvete icabet ederek, Gürcistan’ın Batum şehrine gittik. Bizi orada, Gürcü Müslümanların başkanı ve Batum Eski Müftüsü Kemal Hoca karşıladı.

Müslümanlar, orada bayağı zor ve sıkıntılı durumda imişler. İftar dâvetlerini dahi doğru dürüst yapamıyorlarmış. Tabiî, biz devlet ricali olarak gittiğimiz için, bayağı rahat ettiler ve onlar için iyi oldu. Orada, Kemal Hoca ve diğer Müslüman kardeşlerimizle tanışıp samimî olduk. Onlara Risale-i Nur’dan ve Bediüzzaman’dan bahsettik, zaten biliyorlarmış. Biz de, yanımızda getirdiğimiz Küçük Sözler’i verdik, çok memnun oldular. Kitapçığı inceleyince sevindiler. Bazı Arabî kelimeleri anlayamadıklarından, lügatçeyi görünce hoşlarına gitti.

Türkiye’ye döndükten sonra da, Kemal Hoca ile irtibatımız devam ediyordu. Kendisi Konya İlahiyat mezunuydu. Türkiye’ye gelip-gitmesi eksik olmuyordu, devamlı haberleşiyorduk. Hatta, bizim arkadaşlarımızdan, Bozüyük’ten, Batum’a çalışmaya giden Zeki Dik’i de onlarla irtibatlandırmıştık. En son, birkaç ay önce Bursa’ya geldiğini öğrendim, fakat Bursa dışında olduğumdan görüşemedik. Burada, Bursa İlahiyat Fakültesi hocası Prof. Dr. Süleyman Uludağ’ın misafiri olmuşlar. (Süleyman Hoca da aslen Gürcü ve oraya dinî bakımdan yardımcı olduğundan, Gürcistan hükümeti, hocanın girişini yasaklamış)

Geçtiğimiz hafta da, Kemal Hoca ve yanındaki birkaç kişi ile (Başpiskopos dâhil) Ulu Cami’de çekilmiş resimlerini, Facebooktan görünce,” önceki geldiklerinden biri mi acaba?” diye içimden geçirdim. Yazdım, sordum. “Yok, ağabey dün geldik Bursada’yız.” dedi. “Görüşelim” diye dâvet ettim. “Ağabey bize program yapıldı gelemeyiz. Siz, yarın bize iştirak edip, mihmandarlık yapsanız çok iyi olur” dedi. Biz de” tamam” dedik ve ertesi gün kaldıkları otele gittik.

Konuştuk, sohbet ettik. Kemal ve Ahmed (Tariel) Hocaları tanıyorduk. Hepsi 7 kişiydi. Diğerlerini de tanıttı. Gürcü heyeti; Evangelist Baptist Kilisesi Başpiskopos’u Malkhaz Songulashvili, Evangelist Baptist Kilisesi Piskopos’u İlya Osepasuli ve Gürcistan Ezidileri Dinî Lideri Dimitri Pir Bari, Dünya Gürcü Müslümanları Birliği Başkanı Kemal Tsetkhladze ve yardımcısı Tariel (Ahmed) Mikeladze, Kafkas Müslümanlar İdaresi Gürcistan Temsilcisi Ayvaz Merdonova ayrıca, akademisyen Alexandre Kavtaradzede’den ibaretti. Bunların üçü Hıristiyan, biri de Ezidi idi. Bizim geçen seneki Ramazanda gittiğimiz gibi, bu sene de, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Receb Altepe ve bir ekib de, onların dâveti üzerine gitmişlerdi. Orada, bu Başpiskopos da bulunmuş ve Receb başkan, onları Türkiye’ye dâvet etmiş, onun üzerine gelmişler. 

Ellerindeki programa göre gezmeye başladık. İkindi namazını Yeşil Cami’de kılma durumumuz oldu. İşte ne olduysa burada oldu. Biz, Türkiye’den 2, onlardan 3 kişi olmak üzere, beş Müslümandık. Bizim Bursa’lı arkadaşımız namazını kılmıştı. Biz de kılmak için yöneldik. Namaz kılmayan arkadaşlar hazırlığa başladı. Abdestimi tazeleyip, farzı öyle kılmak düşüncesiyle şadırvana gittim. Şaşırmıştım, Başpiskoposu gördüm. Önce elini-yüzünü yıkıyor sandım. Ama abdest alıyordu. Kemal Hocaya  sordum. “Ağabey o, bazen bizimle orada da abdest alır namaz kılar, şimdi de kılacak” dedi. Çok şaşırmıştım. “Hatta bizim toplantı ve iftar dâvetlerimize geldiğinde, Fatiha Sûresini de okur” dedi. Çok taaccüb etmiştim.

Neyse içeri girdik. Cemaatle kılalım dedik. Aslında, öyle “pat” diye imamete geçen biri değilim. Mesuliyetli ve liyâkat gerektiren imamete, lâyık olan varsa onun geçmesini isterim. Ama kimse de olmazsa, cemaat sevabından mahrum kalmamak için “Abdurrahman Çelebi” misali biz geçeriz. Kemal Hoca’ya “sen kıldır” dedim. “Ağabey, ben seferiyim olmaz, siz kıldırın” dedi. Mecburen imamete geçtik. Hatta daha önce namazını kılmış olan arkadaşım da, bu tabloyu görünce çok sevinip, bizimle tekrar kıldı. Bizden önce namazını kılan Azerî arkadaşa da, cep telefonumu verip, (Başpispokos da namaz kılacağından) bir poz çekmesini istedim. Resimde, Başpispokosun yanındaki genç de, o akademisyen Hıristiyan gençtir. O da namaz kıldı. Ama Başpiskoposun papazı kılmadı.

 Biz namaz kıldık, bitirdik. Telefonu aldım. Meğer o arkadaşımız namazın her rüknünü çekmiş. Bir taraftan şaşırmış, bir taraftan da sevinmiştim. Böyle güzel bir vaziyetin iyi olacağını düşünerek, hissiyatımı da yazıp, facebookta paylaşmıştım. (daha sonra, medya ve internette yayınlanan bu resimlerimizi DHA, sanki kendileri çekmiş gibi servis etmiş olarak gördük) Tabiî, sosyal medyada çok ses getiren bu hallere çok sevinenler olduğu gibi, rahatsızlık duyan, ölçüsüz ve dengesiz tepki verenler de oldu.

Camiden çıkıp, arabayla giderken Kemal Hoca’ya, oradaki durumları ve bu Hıristiyanlarla olan münasebetleri sordum. ”Ağabey, biz orada zordayız, orada Ortodokslar hâkim. Bunlar Protestan olduğu için, bunlara da baskı yapıyorlar. Bunlar, bizden de azınlıktalar. Onun için dayanışma içindeyiz. Bizim birçok toplantı ve dâvetimize icabet eder. Hani, sizin geldiğinizde Batum’daki Cami vardı ya,  daha önceki yıllarda, onun minaresini söküp götürdü devlet. Biz de çok üzüldük ve durumu buna (başpiskoposa) haber verdik. Kendisi, aynı zamanda profesördür ve Oxford’da da ders verir. Bu, hemen Avrupa ve ABD’ye gidip girişimlerde bulundu. Obama ile de görüşüp, minarenin tekrar yerine konulmasını sağladı.” deyince biz çok sevindik.

Kemal ve Ahmed Hocaların tercümesiyle, onlara şunları anlattım: “Bizim çocuklarımıza, bütün geçmiş Peygamberlerin ismi verilir. Musa’da, İsa’da (as) vardır.  Biz o geçmiş Peygamberlere ve kitaplarına inanmazsak, Müslüman da olmayız? Bunlar bizim imanımızın şartları” dedim. Onlar tasdik etti. Bir de, dinler ile alâkalı şunları söyledim: “Allah, ilk insan olan Âdem’i (as), ilk Peygamber olarak da yaratmış ki, insanlar yoldan çıkmasın. Ondan sonra birçok Peygamber gelmiş. Ama en sonunda Allah, Hz. Muhammed’i (asm) yollamış. Fakat diğer Peygamberlerden farklı bir şekilde. Diğer peygamberler, belli bir kavme gelmişken, bizim Peygamberimiz (asm), bütün insanlara ve cinlere gelmiştir. Sonra Bediüzzaman Hazretlerinden bahsettim. Başpiskopos biraz tanıyordu. O arada Kemal Hoca dedi, ”Ağabey, uluslar arası toplantılara da katılır konuşur bu” dedi. Ben de, “inşaallah biz de öyle bir program yaparsak dâvet ederiz” dedim. Daha sonra ellerindeki program listelerine baktım, Cuma günü Uludağ gezisi vardı. 

Kemal Hocaya dedim ki; “Uludağ her zaman görülür. İstersen, biz bunları yarın İznik’e götürelim. Orası bunlar için daha makbul olur” dedim ve kabul gördü. 

Cuma sabahı onlarla buluşmadan önce, Türkçe de bilen (zaten Ayvaz, Azeri Türkü idi) üç Müslüman Gürcü’ye, Bediüzzaman’ı anlatan Türkçe broşürler ile Münacaat Risalesi, diğer dördüne de Rusça, Üstad ve Risale-i Nurları anlatan broşürlerden, ayrıca akademisyen olan gence de bir İngilizce risale getirip hediye ettim. Hepsi de memnun oldular. İznik’e giderken belediye başkanı Osman Sargın’ı arayarak, bir gün önce geleceğimizi söylediğimden, yola çıktığımızı haber verdim. Cuma namazı meselesini konuştuk. “Kılarlar galiba” dedim ve ondan sonrası da malûm işte. 

İznik’te de, basın v.s görüntüye alıp, her tarafta yayınlandı. Yani’ Allah’ın bir hikmeti işte. Hiç akılda gönülde olmadan bir hadisenin içine dahil olduk. Ve böylece, bir şeye vesile olduk Elhamdulillah.

Okunma Sayısı: 3279
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Süleyman Başaran

    13.1.2023 16:30:10

    Maşallah Allah Razı olsun Değerli Abim Tebrikler

  • Canip pirim

    11.1.2023 22:20:52

    Maşallah tebrik ediyorum yaparsa Osman abi yapar

  • Ömer Arcok

    11.1.2023 22:00:17

    çok yoğun günler yaşanmış,niyet hayır akıbet hayır insallah

  • Mustara Biter

    11.1.2023 21:54:20

    Allah razı olsun. Büyük bir hizmete vesile olmak...

  • şaban

    11.10.2015 12:23:51

    Tebrikler, teşekkürler ağabey. Çok büyük bir hayra sebebiyet verdiniz.

  • R.Kalyoncu

    11.10.2015 09:08:56

    Karamsar haberlerin yoğunlaştığı bir devirde, böyle ferahlatıcı bir hadiseyi paylaştığınız için tebrik ve teşekkürler..

  • HÜSEYİN SÖNMEZ

    11.10.2015 08:36:05

    Bu olay inşallah dindar İsevilerin namazda Hz. Mehdiye ( şahs-ı maneviyeye ) tabi olacaklarının bir numunesidir.

  • Malatyalı

    11.10.2015 07:43:49

    İşte olay budur. Belkide dünyada ilk defa böyle bir şey oldu. Sevinçten ve heycandan ne diyeceğimi bileniyorum abiler ablalar.

  • sedat

    11.10.2015 07:27:58

    Maşşallah ya Osman abi. Bir nur talebesi papaza imamlık yapmış. Adeta Hz. İsa'nın Mehdiye biat edeceğinin numunesi olmuş Nur adına tebrikler Teşekkürler abi.

  • Lut Kapısı

    11.10.2015 06:35:55

    Hayat bazen tatlıdır. Hakkı sevenler (zülcenaheyn) çift kanatlıdır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı