"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu bir itiraftır

19 Kasım 2020, Perşembe 00:01
AKP eski milletvekilli Arslan, “Bugün eğer bir hukuk lâzım diyor isek, ekonomide reform lâzım, yapmamız lazım diyorsak, zımnen bugüne kadarki politikalarımızda sıkıntı olduğunu kabul ediyoruz demektir. Bu bir itiraftır” dedi.

AKP’nin kuruluş sürecinde yer alan, AKP Diyarbakır eski milletvekilli Mehmet İhsan Arslan, BBC Türkçe’den Ece Göksedef’in sorularını cevapladı. Kürt meselesinin tamamen liberal, hak, hukuk ve özgürlükler çerçevesinde çözülüp çözülemeyeceği sorusuna Arslan, “Bence muhafazakârlığımızın artık ciddî bir bagajı, birikimi oluştu. Bu bagaj siyaseten bizi tamamen devletçi bir pozisyona taşıdı. Biz ülkede sistemin kendisi olduk. İlkeleri doğrusu bir kenara attık. Bizi gelecek seçimlerde hangi kesimler iktidara taşıyacak ve iktidarda kalmamızı sağlayacaksa, onlarla iş tutmayı tercih ettik. Kürtlerin oylarına ihtiyacımız olduğu dönemde biz onların taleplerini masada tutmaya devam ettik. Sonradan bunun bizi tehlikeli sahillere götüreceğini fark ettiğimizde de bu kez başka çevrelerin desteğiyle siyaset yapmaya ve iktidarımızı sürdürmeye karar verdik. Şu an da MHP’yle olan ittifakımız da böyle bir sürecin son aşamasıdır” ifadelerini kullandı.  

Bizi iktidar şımarttı

AKP’nin kuruluşunda yer aldığı hatırlatılan Arslan o süreci anlatarak, “Tayyip Bey’in “Kefenimizi giydik” derken neye mal olursa olsun biz bunlara göğüs gereceğiz, temel sorunları mutlaka çözeceğiz iddiası vardı(…) Ama işte iktidar insana zamanla, iktidar, servet ve çok şey bilmek insana yanlış da yaptırabiliyor. Derler ya, güçlü bir iktidar olduğunuz zaman daha çok hata yapma ihtimaliniz artıyor. Doğrularla muhatap olmada onları alma kabiliyeti azalıyor. Her şeyi biliyorsa o zaman kimden neyi alacak ki? Bilgi de güç de para da insanı şımartabiliyor. Bizi bir dönem iktidar şımarttı” dedi. 

Siyaseten çözemeyince şiddet uyguluyorlar

PKK ve Kürt meselesiyle ilgili Arslan, “Sadece bir terör sorunuysa, evet terörle, şiddetle mücadele edilir. Ama karşımızdaki olay terörden ibaret değil. Yani ülkede altı milyon aktif, nüfusa bakarsanız 20 milyonu buluyor, HDP’ye destek veren, antidemokratik uygulamalara rağmen o kesimde direnen bir nüfusumuz var. Bu 20 milyonun tamamı terörist olamaz. Konuyu siyaseten çözemediğiniz zaman şiddet uygulayarak geriletmeye çalışırsınız. Doğru, sağlıklı bir zeminde değiliz maalesef. AK Parti olarak daha sonra kendi topraklarımızı bombalayacak şey değiliz diye bunu eleştiriyorduk. Ama şimdi sabah akşam yine kendi dağlarımızı bombalıyoruz” şeklinde konuştu. 

Sıkıntı olduğunu kabul ediyoruz, demektir

Orta Doğu’da Kürtlerin varlığının asla inkar edilemeyecek bir boyutta olduğunu söyleyen Arslan, “Suriye’yi iyi yönetebilseydik, Esad bize “ağabey” diyordu. Bizim mahallemiz gibiydi. Yüzyıldır bir demokrasi olamadık, adamdan bir sene içinde demokratikleşmesini istedik. Ona muhalif olan radikal İslâmcı grupların bir anda çevreden merkeze gelip oturmasını, Esad’ın buradan gitmesini bekledik. Bu işin tabiatına uygun değil” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın reform açıklamasını eleştiren Arslan, “Bugün eğer bir hukuk lâzım diyor isek, ekonomide reform lâzım, yapmamız lâzım diyorsak, zımnen bugüne kadarki politikalarımızda sıkıntı olduğunu kabul ediyoruz demektir. Bu bir itiraftır. Hata yapan birilerinin bu hatayı düzeltip doğru olanı yapmaya çalışması zor oluyor biraz” dedi.

Yargı işleyişi sıkıntıda

“Herkes şu an ekranlarda şunu söylüyor: Söze değil icraata bakmak lazım” diyen Arslan, şu ifadeleri kullandı: “Ben de onlara katılıyorum. Tabii ki yargı işleyişi sıkıntıda. Bu başkanlık sisteminin incelenmesi, masaya yatırılması gerekiyor. Geçmişte adem-i merkeziyetçi sistemi savunuyorken geldiğimiz noktada yüzde yüz merkeziyetçi bir sistemle karşılaştık. Bir tek kişinin iradesine bağlanmış bir sistem, bir işleyiş. Bundan sıkıntılar doğacağını bazılarımız kestiremedik herhalde. Tek sesli olursa bir şeyler daha çabuk halledilir dedik herhalde” ifadelerini kullandı.

Güçler ayrılığı diye bir şey kalmadı

Sistemdeki sıkıntılara dikkat çeken Arslan, “Baktık ki kurumsal yapıdan uzaklaştıkça, kişinin tek başına verdiği kararlarda hata yapma ihtimali daha fazla oluyor. Bence bazılarımızı kabul etmiyoruz ama güçler ayrılığı diye bir şey kalmadı ülkede. Meclisin, yargının denetleme gücü ortadan kaldırılınca her şey bir tek insanın iki dudağı arasına sıkışmış oldu. Bu çok vahim bir durum(…) Şimdiye kadar mahkemelere, ekonomiye, medyaya müdahale etmişizdir. Bir gün sabah kalkıp “Medya, siz istediğiniz gibi yazın,” ondan sonra hakimlere “Kaçmıyorsa tutuklamayın kardeşim zaten cezaevlerinde yer yok” diyemiyorsunuz” dedi.

Etiketler: itiraf
Okunma Sayısı: 4830
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet

    19.11.2020 16:14:17

    Ülkemizdeki sorunlar bir sinekse Seçim yarışı yapılmayarak geçirilen 1923 1950 arası bir bataklıktır. Önce bu 27 yıldaki bataklık kurutulmalı.bunun için de önce 5816 sayılı kanunun kaldırılması gerekiyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı