Türenç, “Bir cumhurbaşkanı ‘ben racon keserim’ diyemez, dememeli” dedi ve ekledi: “Bir ülkenin en üst makamına seçilmiş bir insan bunu dediği zaman dünyada bu ülkedeki demokrasiyi sorgular. Sorgulandığı zaman da kızmayacaksınız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kimse benim adıma racon kesmesin, racon kesilecekse ben keserim” sözlerini değerlendiren Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “Bir ülkenin en üst makamına seçilmiş bir insan böyle dediği zaman dünyada bu ülkedeki demokrasiyi sorgular. Sorgulandığı zaman da kızmayacaksınız” dedi. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı köşe yazarlarının kendisi adına ayar vermeye çalıştığını belirterek, “Kimsenin racon kesmesine de ihtiyacım yoktur. Eğer racon kesilecekse bu raconu bizzat kendim keserim bu da böyle biline” dedi. Zafer Arapkirli ile Seyr-i Sabah’a bu konuda değerlendirmelerde bulunan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “Eğer biz demokratik bir ülkeysek basın özgürlüğünü, insan haklarını, çeşitli değerleri, uluslararası bağlamda bütün değerleri içimize sindirmemiz gerekir. Demokratik bir ülkeysek bunu uygulamalarla dünyaya göstermemiz gerekiyor” dedi.
Bu anlayışı beslediler
“Bazı gazeteci kimlikli insanlar bir yerlerden güç alıp ortaya çıkıyorlar” diyen Türenç, “Gazetecilere, gazetelere hiza vermeye çalışılıyor. Bu yapılırken en başta hiç kimse ‘Durun, ne yapıyorsunuz?’ demedi. Ve bu anlayış, göz yumularak, hatta daha değerli kılınarak, onları da değerli yaparak birtakım haklar da verilerek beslendi” ifadelerini kullandı. Basın Konseyi Başkanı Türenç şöyle devam etti: “Medya üzerinde bir yol oldu bu. Ama bu yolun çok tehlikeli olduğu, basın özgürlüğünde yerinin olmadığı, normal demokratik ülkelerde bunun sıkıntılara yol açtığı içeride ve dışarıda defalarca söylendi. Gelinen nokta, ‘Ben bunu yaparım, ben şunu işten çıkartırım, ben bu gazetenin politikasına karışırım’ tarzındaki ifadelerde en müşteki makamlara kadar ‘Ben onlar adına yapıyorum’ denmesi herhalde rollerin değişmesine neden oluyor. Cumhurbaşkanı da ‘Durun, hop, ne yapıyorsunuz, ben varım’ dedi. Bu insanlar bu işi yaparken mutlaka bir yerden besleniyorlar. Köşeler verildi bu insanlara. Çünkü bu insanlar medyada yoktu.”