"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

'Kara Kutu' Dışişleri Bakanı oldu

29 Ağustos 2015, Cumartesi 10:58
Dışişleri Bakanlığı’nda en uzun süre müsteşarlık yapan isimlerden biri olan Feridun Sinirlioğlu, üç dönemlikler arasında yer alan Mevlüt Çavuşoğlu yerine kabineye girerek Dışişleri Bakanı oldu.

Türkiye’nin son dönemlerde yürüttüğü gizli diplomaside önemli roller üstlenen Sinirlioğlu’nu bakanlığın yapısının değiştirilmesine yeteri kadar direnmediği için eleştirenler de var, müsteşarlığını ‘hasar kontrolü’ olarak görenler de.

Uluslararası toplantılarda Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun hemen yanında ya da arkasında oturan bürokrat, onu tanımayanların dikkatini belki de yalnızca kendine has duruşuyla çekebilir: İç içe geçirilip kucakta birleştirilmiş parmaklar, ne düşündüğünün ipuçlarını vermeyen bir yüz ifadesi...

Oysa yabancı muhatapları, Dışişleri Bakanı’nın hemen bitişiğindeki bu diplomatın son yıllardaki Türk dış politikasına damgasını vurmuş isimlerden biri olduğunu bilirler.

O yüzden de Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu kısık ama yine de karşısındakinin duymasına yetecek kadar yüksek sesle, sakin sakin konuşmaya başladığında, kulak kesilirler. Hatta bazen, ne söyleyeceğini duymak için arkasından koşturdukları da olur. Tıpkı 2010 yılında Washington’da ABD Başkanı Barack Obama’nın ulusal güvenlik danışmanı Jim Jones’un yaptığı gibi.

İsrail’in Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010’da uluslararası sularda yaptığı baskında dokuz Türk vatandaşının ölmesinden bir gün sonra gerçekleşen bu görüşmede, Sinirlioğlu, Davutoğlu’na eşlik ediyordu. Davutoğlu Beyaz Saray’a girdi ancak Sinirlioğlu, pasaportu yanında olmadığı için Beyaz Saray’a sokulmadı. Davutoğlu, Müsteşar’ın içeri alınmamasının kabul edilemez olduğunu söyleyip, görüşmeye girmeyi reddetti. İkili, Beyaz Saray’a yürüme mesafesindeki  otellerine döndüler. Bir müddet sonra Jones ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Phil Gordon otele gelip, “11 Eylül’den sonra güvenlikçilere söz geçiremiyoruz” diyerek özür dilediler.

Beyaz Saray’da yapılması planlanan görüşme otelde gerçekleşti. 

Sinirlioğlu’nun ifadesiyle, “Söyleyecek bir şeyiniz varsa, dinlenirsiniz.”

'Kral çıplak' diyen bir diplomat

ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi Francis Ricciardone, Al Jazeera’ye, ‘başkalarıyla birlikte sorun çözmeye yönelik çalışabilmesi’ nedeniyle Sinirlioğlu’nun itibarının Washington’da çok yüksek olduğunu söyledi:

Bu yüzden meseleler ona adeta akar.”

Sinirlioğlu hem muhatapları hem de birlikte çalıştığı kişiler tarafından ‘açık sözlü’ biri olarak biliniyor.

Davutoğlu’na, bozulan Ankara-Tel Aviv ilişkilerinin ancak resmi bir özür ile düzelebileceğini söylemiş, kendi tavrını da açıkça ortaya koymuştu:

Bu kriz, bu hale geldikten sonra İsrail özür dilemeden geride bırakılırsa, müsteşarlığa devam edemem, görevimden istifa ederim.”

Sinirlioğlu’nun çalışma yöntemlerini yakından bilenlerin Al Jazeera’ye anlattığına göre, onun önemli özelliklerinden biri de bu:

Feridun Bey, bakanlık içi koordinasyon toplantılarında görüşlerini çok açık ortaya koyan biridir. Türkiye’deki bürokratlar genelde, 'öyle yaparsak böyle sonuçları olur’ deyip, kararı siyasilere bırakırlar. Sorumluluk almak istemezler pek. Feridun Bey, bir karar alınacağı zaman, olası bütün sonuçlarını söyler ama kendi tercihini de net bir biçimde ortaya koyar. Bunu yaparken, radikal öneriler de ortaya koymaktan çekinmez. Ayrıca hızla karar alabilir.

Al Jazeera’nin, ‘karar vericilere kral çıplak der misiniz?’, sorusuna da Sinirlioğlu net bir cevap verdi:

Elbette, bizim işimiz bu. Ben görüşlerimi karar alıcılara ve muhataplarıma en açık biçimiyle ifade ederim.”

Geleneksel diplomasi

Soğuk Savaş yıllarının sonu

Beyrut’tan merkeze, Ankara’ya döndüğünde dünya da büyük bir değişim geçirmeye başlamıştı. Berlin Duvarı yıkılmıştı, Sovyetler Birliği dağılmıştı ve Birinci Körfez Savaşı yeni bitmişti. O günlerde Sinirlioğlu, dönemin Dışişleri Müsteşarı Özdem Sanberk’in özel danışmanı olarak, Türkiye’nin bu yeni dünyada karşı karşıya olduğu fırsatları ve riskleri değerlendirerek Türkiye’nin karar alıcılarına danışmanlık yapan bir grubun içinde yer aldı.

Bu dönemde yazdığı bazı analizler, Başbakan Süleyman Demirel’in dikkatini çekti. Daha önce tanışıklığı olmadığı Sinirlioğlu’nu konuşmalarını yazmaktan sorumlu danışman olarak atadı.

Demirel, Cumhurbaşkanı olduktan sonra 1996-2000 yılları arasında da Sinirlioğlu’nu dış politika başdanışmanı yapacaktı. Konuşmalarını o dönemde de Sinirlioğlu yazacaktı. Örneğin Demirel’in 1998 yılında Meclis'in açılışında yaptığı ve PKK lideri Öcalan’ı barındırmaya son vermesi için Suriye’ye yönelik  tehdit konuşmasını kaleme alan Sinirlioğlu’ydu. 

Filistin’de ikinci intifada başladıktan sonra 2001 yılında Birleşmiş Milletler kararıyla oluşturulan ve aralarında Demirel’in de bulunduğu Mitchell Komisyonu’nun raporunun yazılmasına katkı sağlaması için Davutoğlu’nu Cumhurbaşkanı'na tavsiye eden isim de Sinirlioğlu’ydu.

'New York günleri'  

Demirel ile biri Başbakan, diğeri Cumhurbaşkanı'yken çalıştığı iki dönemin arasında, 1992’den 1996’ya kadar Sinirlioğlu, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği'nde siyasi müsteşar olarak çalıştı.

New York’ta görev yaparken arkadaş olmaya başladığı gazeteci Cengiz Çandar da Sinirlioğlu’nu ‘Dışişleri'nin o dönemdeki çekingen sayılabilecek algısından farklı bir algıya sahip’ olarak tanımlıyor:

Dışişleri mensuplarının ortalama bir entelektüelliği vardır. Kolejde dil öğrenmiş, emrinde çalıştıkları büyükelçi meraklıysa, sanata sonradan ilgi duymuş kişilerdir. Ama Feridun farklıdır. Gerçek bir entelektüeldir. Devlet bilinci ve tarih şuuru vardır.”

 

Okunma Sayısı: 2398
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı