Ramazan ayı münasebetiyle TV kanallarında dinî muhtevalı iftar ve sahur programları yapılıyor. İnsanlar büyük bir iştiyak ile bu programları takip ediyor.
Gerek televizyon ekranlarında gerekse radyolarda, Risale-i Nurlarla ilgili bahislerden yok denecek kadar az. Halbuki Risale-i Nurlar, “Anadolu’nun bir manevi halaskarı” değil mi?
Pandemi ile başlayan tedirginlikler sona ermeli ve insanların Risale-i Nurlardan istifade etmesi teşvik edilmeli. Bu anlamda gazetemiz ve bahtiyar Nur talebeleri, muhtelif vesileleri kullanarak; bu sisli ve puslu havayı dağıtmaya çalışıyorlar.
Bu hakikatlere insanlarımızın ekmek, su ve hava gibi ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Çünkü Risale-i Nurlar bu zamanına manevi ihtiyaçlarına karşı en müessir bir Kur'an tefsiridir. Buna, bütün insanların ihtiyacı vardır.
Şükür nimetini, iktisadi prensipleri yine Nurlarda tatmin edici bir şekilde öğreniyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu sosyal, ekonomik ve siyasi dertlere yine Nurlarda muhkem çareler bulunmaktadır. Bu yayın kuruluşlarının hiç çekinmeden, Nurlardan istifade edebilirler.
Keza, bu iftar ve sahur programlarına iştirak edip; ehl-i imana faydalı bilgiler sunan şahısların da çekinmeden, Nurlardaki hakikatleri seyircilerine ve dinleyicilerine ulaştırmaları gerekir. Çünkü Nurlar ehl-i imanın tamamının malıdır.
Siyasi ve başka kanaatler ile Nurlara soğuk bakmak fevkalade yanlıştır. Kim olursanız olun, tereddüt etmeden bu manevi güneşten istifade etmeye bakınız. O zaman, mele-i âlânın sakinleri bile sizleri manen alkışlayacaklardır.
Nur talebeleri de bu hakikatlerin muhtaç ellere ulaşması için bütün gayretlerini kullanmalıdırlar.
Çünkü gelecek nesil, Nurları geç tanıdıklarında, elbette Nur talebelerinden şikâyette bulunacaklardır.
Dünyanın sair milletlerine karşı istikbalde bu millet Nurlar ile iftihar edecektir inşallah.