"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu dünya, öteki dünyanın vücuduna delildir

Risale-i Nur'dan
12 Kasım 2021, Cuma
Ve keza, dikkat sahibi bir sultan ki, milletinin bütün a’mallerini, ef’allerini, hizmetlerini, hâcetlerini tamamıyla yazar ve yazdırır ve mülkünde cereyan eden her bir hâdise ve her bir vakıanın suretlerini, fotoğraflarını alıp tesbit ve hıfzederse, elbette bu vaziyet, bir muhasebenin, bir muhakemenin, bir mükâfat ve mücazatın vukua geleceğine kat’î bir surette delâlet eder.

• Ve keza, mükâfat ve mücazat hakkında tekrar ile pek çok vaadleri ve tehditleri olursa; ve o vaad ü vaîd edilen şeyler kudretine ağır gelmezse; ve o şeyler raiyeti için pek ehemmiyetli olursa, elbette söz verdiği şeylerde hilâf olmayacaktır. Çünkü hulfü’l-vaad kudretin izzetine zıttır.

• Ve keza, hadd-i tevatüre baliğ olan muhbirlerin ittifak ve icmalarına göre, o muhteşem ve azîm saltanatın medarı ve cevelângâhı ancak ahiret memleketidir. 

Bu küçük menziller, meydanlar o azamete daimî bir mekân olamaz. Çünkü bu gibi zâil, mütebeddil şeyler, o müstakar saltanata makar olamaz.

Evet, o Sultan şu küçük menzilde ve meydanda çok şeyleri, içtimaları, iftirakları gösteriyor. Fakat bizzat maksat o şeyler değildir; ancak ahiretin meydan-ı ekberinde vukua gelecek hallerin, emirlerin numunelerini göstermektir. Çünkü o mahşer-i azîmde yapılacak muameleler, bu küçücük numunelere göre cereyan edecektir. Demek bu menzilde gösterilen fânî, zâil haller, o âlemde bâkî ve daimî semereler verecektir.

Evet, o Sultanın, şu fânî menzillerde ve korkunç meydanlarda gösterdiği hikmet, inayet, adalet, rahmet ve şefkatin fevkinde bir derecenin tasavvuru imkân hâricidir. Elbette bu kadar yüksek ve geniş harika sanatlar, daimî mekânları, sabit meskenleri ve zevalsiz sâkinleri isterler ki, o büyük hikmet ve adaletin hakikatlerine mazhar olsunlar. Ve illâ, şu görünen hikmet, inayet ve merhametin inkârı lâzım gelir. Ve aynı zamanda, bu kadar hikmetinden ve inayetinden zuhur eden fiiller sahibinin –hâşâ– zalim, gaddar, sefih olduğuna zehab edilir. Bu ise inkılâb-ı hakaikı istilzam eder.

• Ve keza, şu muvakkat menzillerin saltanat-ı daimeye makar olacak bir şekle gireceğine pek çok deliller, bürhanlar vardır. Maahâzâ, bu âlemi icad edip, öteki âlemi icad etmemek ve bu kâinatı vücuda getirip, öteki kâinatı getirmemek, bu dünyayı yaratıp, öteki dünyayı yaratmamak imkânı yoktur. Çünkü rububiyetin saltanatı mükâfat ve mücazatı ister.

Mesnevî-i Nuriye, s. 52

LÛ­GAT­ÇE:

a’mal: Ameller.

ef’al: Fiiller.

hadd-i tevatür: Yalan üzerine birleşmeleri mümkün olmayan bir cemaatin rivayet ettikleri hadisin derecesi.

hulfü’l-vaad: Sözünden dönme, verdiği sözü yerine getirmeme.

inayet: Allah’ın yardım, lütuf ve ihsanı.

inkılâb-ı hakaik: Hakikatlerin inkılâbı, değişimi, dönüşümü.

mücazat: Bir suça karşı verilen ceza.

rububiyet: Cenab-ı Hakk’ın her zaman, her yerde, her mahlûka muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onu terbiye etmesi ve idaresi altında bulundurma vasfı.

vaad ü vaîd: İyiliklere mükâfat vaadinde ve fenalıklara ise ceza verileceği tehdidinde bulunma.

Okunma Sayısı: 1508
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    12.11.2021 10:34:54

    "Evet, o Sultanın, şu fânî menzillerde ve korkunç meydanlarda gösterdiği hikmet, inayet, adalet, rahmet ve şefkatin fevkinde bir derecenin tasavvuru imkân hâricidir. Elbette bu kadar yüksek ve geniş harika sanatlar, daimî mekânları, sabit meskenleri ve zevalsiz sâkinleri isterler ki, o büyük hikmet ve adaletin hakikatlerine mazhar olsunlar." Kainata bu sıfatlarla bakmak insanı hayret ettiriyor olsa gerektir. Bu hayret ilgili esmaların okunmasıyla tarifsiz bir saadete dönüyor. Zira artık Rabbimizi düşünüyor ve nimetlerini görüyoruz. İstifade edile bu nimetler aynı zamanda sevgiyi, şefkati, merhameti ve kıymeti de nazara veriyor vesselam...

  • H.ibrahim Karahan

    12.11.2021 04:09:26

    Allah razı olsun

  • H.ibrahim Karahan

    12.11.2021 04:05:36

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı