"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dua; rahmet hazinesinin anahtarıdır

Risale-i Nur'dan
03 Şubat 2020, Pazartesi
Ey âciz insan ve ey fakir beşer! Dua gibi hazine-i rahmetin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medarı olan bir vesileyi elden bırakma. Ona yapış; a’lâ-yı illiyyîn-i insaniyete çık.

(Dünden devam)

Evet, hakikat-i hâlde, âyât-ı beyyinatın beyanıyla sabit olan: Bütün mevcudat, her birisi birer mahsus tesbih ve birer hususî ibadet, birer has secde ettikleri gibi; bütün kâinattan dergâh-ı İlâhiyeye giden, bir duadır.

Ya istidad lisanıyladır; bütün nebatatın duaları gibi ki, her biri lisan-ı istidadıyla Feyyaz-ı Mutlak’tan bir suret talep ediyorlar ve esmasına bir mazhariyet-i münkeşife istiyorlar.

Veya ihtiyac-ı fıtrî lisanıyladır; bütün zîhayatın, iktidarları dahilinde olmayan hâcât-ı zaruriyeleri için dualarıdır ki, her birisi o ihtiyac-ı fıtrî lisanıyla Cevad-ı Mutlak’tan idame-i hayatları için bir nevi rızık hükmünde bazı metalibi istiyorlar.

Veya lisan-ı ıztırarıyla bir duadır ki, muztar kalan her bir zîruh, kat’î bir iltica ile dua eder, bir hamî-i meçhulüne iltica eder, belki Rabb-i Rahîm’ine teveccüh eder.

Bu üç nevi dua bir mâni olmazsa daima makbuldür.

Dördüncü nevi ki, en meşhurudur, bizim duamızdır. Bu da iki kısımdır: Biri fiilî ve hâlî, diğeri kalbî ve kàlîdir.

Meselâ, esbaba teşebbüs, bir dua-i fiilîdir. Esbabın içtimaı, müsebbebi icad etmek için değil, belki lisan-ı hâl ile müsebbebi Cenab-ı Hak’tan istemek için bir vaziyet-i marziye almaktır. Hatta çift sürmek, hazine-i rahmet kapısını çalmaktır. Bu nevi dua-i fiilî, Cevad-ı Mutlak’ın isim ve ünvanına müteveccih olduğundan, kabule mazhariyeti ekseriyet-i mutlakadır.

İkinci kısım, lisan ile, kalp ile dua etmektir; eli yetişmediği bir kısım metalibi istemektir. Bunun en mühim ciheti, en güzel gayesi, en tatlı meyvesi şudur ki: Dua eden adam anlar ki, birisi var; onun hâtırât-ı kalbini işitir, her şeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına meded eder.

İşte ey âciz insan ve ey fakir beşer! Dua gibi hazine-i rahmetin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medarı olan bir vesileyi elden bırakma. Ona yapış; a’lâ-yı illiyyîn-i insaniyete çık. Bir sultan gibi, bütün kâinatın dualarını kendi duan içine al, bir abd-i küllî ve bir vekil-i umumî gibi ‪”‬İyyâke nestaîn” [Ancak Senden yardım isteriz. (Fatiha Suresi: 5.)] de, kâinatın güzel bir takvimi ol.

Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, s. 354-355

LÛ­GAT­ÇE:

abd-i küllî: bütün yaratılmışların ibadetlerini kendi şahsında temsil edebilen kul.

âlây-ı illiyyin-i insaniyet: insanlığın en yüksek derecesi.

âyât-ı beyyinat: apaçık ayetler.

Cevad-ı Mutlak: sonsuz cömertlik ve iyilik sahibi Allah.

esbab: sebepler, vasıtalar.

Feyyaz-ı Mutlak: istekleri kabul edip veren, feyz ve bereket veren Allah.

hâcât-ı zaruriye: zorunlu ihtiyaçlar.

hâmî-i meçhul: bilinmeyen koruyucu.

ihtiyac-ı fıtrî: yaratılışın gereği olan ihtiyaç.

kàlî: sözlü dil ile.

lisan-ı ıztırar: çaresizlik ve mecburiyet dili.

lisan-ı istidat: kabiliyet dili.

mazhariyet-i münkeşife: açılmış, açığa çıkmış bir şekilde kendinde gösterme.

medar: sebep, vesile.

müsebbeb: sonuç, netice.

vaziyet-i marziye: razı olunacak hâl.

zîhayat: hayat sahibi, canlı.

Okunma Sayısı: 3745
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı