"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tıbbın nihayet ve hakikati Şâfî ismine dayanır

Risale-i Nur'dan
14 Mart 2022, Pazartesi
Bir Nükte-i Mühimme ve Bir Sırr-ı Ehem

Şu âyet-i acîbe, insanın câmiiyet-i istidadı cihetiyle mazhar olduğu bütün kemâlât-ı ilmiye ve terakkiyat-ı fenniye ve havârik-ı sun’iyeyi “talim-i esma” ünvanıyla ifade ve tabir etmekte şöyle latîf bir remz-i ulvî var ki:

Her bir kemâlin, her bir ilmin, her bir terakkiyatın, her bir fennin bir hakikat-i âliyesi var ki, o hakikat, bir ism-i İlâhîye dayanıyor. Pek çok perdeleri ve mütenevvi tecelliyatı ve muhtelif daireleri bulunan o isme dayanmakla o fen, o kemâlât, o sanat, kemâlini bulur, hakikat olur. Yoksa, yarım yamalak bir surette nâkıs bir gölgedir.

Meselâ, hendese bir fendir. Onun hakikati ve nokta-i müntehası Cenab-ı Hakk’ın ism-i Adl ve Mukaddir’ine yetişip, hendese âyinesinde o ismin hakîmâne cilvelerini haşmetiyle müşahede etmektir.

Meselâ, tıp bir fendir, hem bir sanattır. Onun da nihayeti ve hakikati Hakîm-i Mutlak’ın Şâfî ismine dayanıp, eczahane-i kübrası olan rû-yi zeminde Rahîmâne cilvelerini, edviyelerde görmekle, tıp, kemâlâtını bulur, hakikat olur.

Meselâ, hakikat-i mevcudattan bahseden hikmetü’l-eşya, Cenab-ı Hakk’ın (celle celâlühu) ism-i Hakîm’inin tecelliyat-ı kübrasını müdebbirâne, mürebbiyâne, eşyada, menfaatlerinde ve maslahatlarında görmekle ve o isme yetişmekle ve ona dayanmakla, şu hikmet, hikmet olabilir. Yoksa, ya hurafata inkılâb eder ve malâyaniyat olur veya felsefe-i tabiiye misillü, dalâlete yol açar.

İşte sana üç misal; sair kemâlât ve fünunu bu üç misale kıyas et.

Sözler, s. 295

LÛ­GAT­ÇE:

câmiiyet-i istidat: Kabiliyetin kapsamlı oluşu.

edviye: İlâçlar, devalar.

havârik-ı sun’iye: Sanat

harikaları.

hendese: Geometri, mühendislik.

remz-i ulvî: Yüce işaret.

rû-yi zemin: Yeryüzü.

sırr-ı ehem: Çok mühim,

çok önemli sır.

talim-i esma: İsimleri öğretmek (Hz. Adem’e [as] eşyanın 

isimlerinin öğretilmesi)

terakkiyat-ı fenniye: Fennî 

ilerlemeler. 

Okunma Sayısı: 2128
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    14.3.2022 09:24:32

    "Meselâ, tıp bir fendir, hem bir sanattır. Onun da nihayeti ve hakikati Hakîm-i Mutlak’ın Şâfî ismine dayanıp, eczahane-i kübrası olan rû-yi zeminde Rahîmâne cilvelerini, edviyelerde görmekle, tıp, kemâlâtını bulur, hakikat olur." Denek ki tıp sadece ilim ve fenden ibaret değildir. Arkasındaki sanatı da görek lazım. Bütün bu çabanın da şafi ismi başta olmak üzere esmalara aynadarlık ettiğini bilmek ve yaşamak gerekir. İlaç iyi geldi. Şu doktor çok iyi gibi cümleler tevhide münasip olmadığından ilaç ve doktor arkasındaki ilmi, kudreti, iradeyi nazara veren ifadeler istimal edilmeli vesselam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı