RÖPORTAJ: SÜMEYYE IŞIKÇI - İSTANBUL

TEK ADAM REJİMİ GETİRİLDİ

“Bugün ülkenin en hayatî iki üç sorunundan biri göçmenlerdir. Başlıca nedeni AKP’nin kesintisiz yürüttüğü çarpık Suriye siyasetidir. İkincisi, yeni bir anayasa değişikliğiyle başkanlık sistemi ve tek adam rejimi getirildi.”

KHK’LILARA TAZMİNAT ÖDENMELİ

“KHK adaletsizlik, hukuksuzluk, keyfîlik, yasakçılık, yoksulluk, acımasızlık, ötekileştirme ve ayrıştırmadır. O kararnameler iptal edilmeli, KHK’lıların bütün zararı tazmin edilmelidir. Maddî tazminat yetmez, manevî tazminat da ödenmelidir.”

***

AKP ilk seçimde gider

AKP Eski Milletvekili Haluk Özdalga, “Temel sorun, AKP’nin ideolojik saplantılar üzerine kurulu siyasetidir. AKP iktidarı ipin ucunu kaçırdı, fiilen tükendi. Artık sürdürülebilir değil, ilk seçimde eminim gidecekler” dedi.

AKP Eski Milletvekili Haluk Özdalga Yeni Asya’ya konuştu.

Bir dönem AKP milletvekilliği yapan Özdalga, AKP’nin 2011 yılına kadarki dönemine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

“2007 ve 2011’de AKP’den Ankara milletvekili seçildim. 2011’e kadar AKP güzel uygulamalar yaptı, hepsini destekledim. Ekonomide Türkiye zenginleşti ve toplumsal eşitsizlikler azaldı. O dönemde kişi başına düşen gelir 3,700’den 11,500 dolara çıktı. Dolar bazında üç mislinden fazla arttı. Dış politikada tüm dünyanın takdirini kazanan ciddi başarılar kazandık. En somut örneklerden biri, Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğine Batı Avrupa grubundan aday oldu, rekor oyla, tam 151 ülkenin desteğini alarak seçildi. Avrupa Birliği’ne aday üye olarak üyelik müzakerelerine başladık. Ben o yıllarda Türkiye’yi Kutup Yıldızı’na benzettim ve bu çok tuttu. Bölgesinde doğru yolu arayan ülkelere, davranışlarıyla istikamet gösteren bir ülkeydi Türkiye. Hukuk ve özgürlükler alanında evrensel değerler doğrultusunda önemli reformlar yapıldı. Mesela 2010 Anayasa değişikliği.AYM’ye bireysel başvuru hakkı getirildi. Yüksek Askeri Şura ve HSYK kararlarına karşı yargı yolu açıldı. Vatandaşların yurt dışına çıkma özgürlüğünün sadece yargı kararıyla sınırlanabileceği kuralı getirildi. Hükümet kararlarına karşı Ombudsman’lık kurumu getirildi. Askeri yargının sorumluluk alanı daraltıldı ve başka pek çok olumlu değişiklik yapıldı. O anayasa değişikliğine bir kısım muhalefet maalesef karşı çıktı. Değişimi destekleyenleri Yetmez Ama Evetçi diye hâlâ eleştirmeye çalışıyorlar. En önemli gerekçeleri, o anayasa değişikliğinden sonra HSYK’da kontrolün tek bir grubun tekeline geçmesi. Ama onun sorumlusu muhalefetin kendisi. Oy hakkına sahip her yargı mensubu tek bir adaya oy verecek, hiçbir grup HSYK’da tek başına egemen olamayacaktı. CHP buna itiraz etti, konuyu AYM’ye taşıdı. O başvuru üzerine oylamanın listelerle yapılmasının yolu açıldı. Kendi listeleri tulum kazanacak diye düşündüler, kazdıkları çukura düştüler. Anayasa referandumunda halk desteği %58 oldu. Ardından 2011 seçimlerinde AKP oyları %50 ile zirve yaptı.”

BAŞKANLIK SİSTEMİYLE TEK ADAM REJİMİ GETİRİLDİ

Özdalga cümlelerine şu şekilde devam etti: “Sonra AKP’nin siyaseti hemen her alanda ve bilinçli tercihlerle değişti. Bunlardan özellikle önemli ikisine değineyim. Birincisi, Ağustos 2011’de başlayan Suriye’de askeri yoldan rejim değişikliği projesidir. Bu siyaset halen devam ediyor. Bugün ülkenin en hayati iki üç sorunundan biri göçmenlerdir. Başlıca nedeni AKP’nin kesintisiz yürüttüğü çarpık Suriye siyasetidir. İkincisi, yeni bir anayasa değişikliğiyle başkanlık sistemi ve tek adam rejimi getirildi. Altını çizmek isterim, daha sonra ayrılıp muhalefete geçen kimi siyasetçiler o kritik günlerde parti disiplini nedeniyle sustuk diyor. Evet parti disiplini çok önemlidir. Ama ülkenin hayati çıkarları söz konusuysa, demokrasi elden gidiyorsa, parti disiplini ikinci planda kalır. Ben o durumlarda tavır aldım ve tercihimi kamuoyu önünde açıkça Türkiye’den yana kullandım. 17-25 Aralık 2013’te yolsuzluk ve rüşvet operasyonu patladı, şüphelilerin bağımsız yargı önüne çıkarılmasını savundum. AKP yönetimi ihraç talebinde bulununca istifa ettim.”

SORUN AKP’NİN İDEOLOJİK SAPLANTILAR ÜZERİNE KURULU SİYASETİ

Özdalga, tek adam rejiminin demokrasi, hukuk, ekonomi ve dış politika alanlarında ülkeyi getirdiği durumu değerlendirirken de “Temel sorun, AKP’nin ideolojik saplantılar üzerine kurulu siyasetidir. Faize karşıyız diye, enflasyonun yükseldiği ortamda politika faizini düşürdüler. Şimdi Türkiye tarihte eşi görülmedik ölçüde yüksek miktarlarda faiz ödüyor. Bunu millet ödüyor, hep beraber fakirleşiyoruz. Dış politikayı belirleyen temel ilke İhvancılık oldu, cumhuriyet tarihinde görülmedik ölçüde derin uluslararası tecrit içine düştü Türkiye. Şimdi tecritten çıkmaya çabalıyorlar ama uluslararası zeminlerde AKP iktidarına güven kayboldu. İşin trajik yanı, başka yerlerde ayrıntılı yazdım, bunlar kuyruğuna takıldıkları İhvancılığı da yeterince tanımıyor. İyi kötü işleyen demokrasinin bozulması, ekonominin dibe vurması, dış politikada büyük tecrit, bunların hepsi AKP’nin ideolojik saplantılarından kaynaklanıyor. AKP iktidarı ipin ucunu kaçırdı, fiilen tükendi. Artık sürdürülebilir değil, ilk seçimde eminim gidecekler. Dilerim Türkiye’nin çıkarlarına kalıcı zararlar vermeden giderler.” ifadelerini kullandı.

MUHALEFET ORTAK CUMHURBAŞKANI ADAYI ÇIKARMALI

Özdalga, çıkış yolu için şunları kaydetti: “Muhalefetin olabildiğince az yanlış yapması gerekiyor. Tabii işin temeli cumhurbaşkanlığı seçimi. İki basit husus var. Kesinlikle ortak aday çıkarılmalı. Her parti kendi adayını çıkarsın tuzağına düşmemek gerekiyor. O konuda görüş birliği oluşmuş gibi görünüyor, ama endişelerim var. Yanlışın vebali ağır olabilir. İkincisi, ilk turda iş bitmeli. O nedenle muhakkak HDP’nin onayı bir şekilde alınarak aday belirlenmeli. Aksi halde ilk turda seçim bitmez, riskli bir durum doğar. Ayrıca, ortak adayın bir genel başkan olacağını tahmin etmiyorum. Çünkü aynı gün milletvekili seçimi var. Diğer ittifak üyelerinin bir parti genel başkanını cumhurbaşkanı adayımızdır diyerek desteklemesi o partiye ciddi ölçüde haksız oy avantajı sağlar.”

ON BİNLERCE KAMU GÖREVLİSİ İDARİ TASARRUFLA ZULME UĞRADI

KHK meselesine de değinen Özdalga şunları kaydetti: “Bir AKP’li bakanın ifade ettiği gibi on binlerce kamu görevlisi sadece ‘idari tasarrufla’ KHK zulmüne uğratıldı. O kararnameler iptal edilmeli, KHK’lıların bütün zararı tazmin edilmelidir. Yüz binlere göz yaşı döktürdüler. Maddi tazminat yetmez, manevi tazminat da ödenmelidir. KHK uygulaması adaletsizlik, hukuksuzluk, keyfilik, yasakçılık, yoksulluk, acımasızlık, ötekileştirme ve ayrıştırmadır. Ne acı ki muhalefet partilerimizin çoğu bu zulme uzun süre soğuk durdu. Bu vesileyle, KHK mağdurları mücadelesinin sembol ismi, KHK TV’nin kurucusu, iki yıl önce vefat eden Prof. Haluk Savaş’ın hatırasını saygıyla anmak isterim.”