"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Başörtüsü yasağı devam edemez

06 Ocak 2020, Pazartesi 01:15
Avusturya‘da başörtü yasağını protesto etmek için parlamentoda başörtüsü takarak yaptığı konuşmayla dikkatleri üzerinde toplayan eski Milletvekili Martha Bissmann Yeni Asya'nın sorularını cevapladı.

MARTHA BİSSMANN İLE ŞEYMA TUBA ÖZAYDIN VE HANIMNUR KILIÇOĞLU GÖRÜŞTÜ

Yüzde 95 destek aldım

“O KONUŞMAM yüzde 95 çok pozitif bulundu. Çevrem, dostlarım, mesai arkadaşlarım, medya... Sosyal medyada biraz negatif bir tepki hesap etmiştim, ama çok az oldu. Bazıları negatif yazmaya başladılar, ama destekçilerin etkisi onları çokça geçince hemen geri adım atmak zorunda kaldılar.”

Yasak tez zamanda kalkar

“İLKOKULLARDAKİ başörtüsü yasağı tez zamanda kalkar. Mecliste bir oylama yeterli olur. Veya Anayasa Mahkemesi anayasaya aykırı olduğuna karar verir. Zira anayasadaki din hürriyetine aykırı. Yasağın yayılacağını zannetmiyorum. Aklın galip geleceğini düşünüyorum.”

ALMANCA LEM’ALAR HEDİYE ETTİK

Martha Bissmann’a hediye olarak Risale-i Nur Külliyatından Almanca Lem’alar ve şal takdim ettik.  Bissmann, "İlk Noel hediyemi bir Müslüman aileden aldım" diyerek memnuniyetini sosyal medya üzerinden de paylaştı.

***

Röportaj: Şeyma Tuba Özaydın - Hanımnur Kılıçoğlu

Başörtüsü yasağı devam edemez

Avusturya‘da başörtü yasağını protesto etmek gayesiyle parlamentoda başörtüsüyle konuşma yaparak bütün dikkatleri üzerinde toplayan Milletvekili Martha Bissmann Yeni Asya’nın sorularını cevapladı.

Sayın Bissmann, meclisteki başörtüsü yasağına karşı olan konuşmanız Türkiye’de ve İslâm dünyasında çok müsbet bir hava oluşturdu ve bizim kalplerimizi fethetti. Öncelikle Batı dünyası bu konudaki haksızlıklara karşı susarken siz cesurca insan hakları, din hürriyeti ve vicdan hürriyeti konusunda hakkı savundunuz, bunun için okurlarımız adına size teşekkür etmek istiyoruz. Sizi bu konuşmaya iten saikler nelerdi?

Konuşmamın sebebi öfkemdi, bu öfkeyi bu hareketi gerçekleştirmek için cesarete çevirdim. Aylar öncesinden bu konu ile ilgilendim Müslüman cemaatinin problemleri ve gerçekleri ile ilgilendim ve beni şok eden gerçeklerle yüzleştim. Ben de önceden bilmiyordum Müslüman hanımların başörtüleri yüzünden her gün ırkçılık ve ayrımcılık yaşamak zorunda olduklarını; mağdur olan kişilerle görüştüm, bazı derneklerle buluştum. Kendim yaşamadığım için ve aslında medyadan da bu konuda bir şey duymadığım için sokakta her gün neler olduğunu bilmiyordum. Bu sistematik ayrımcılığa ek olarak çok zor iş bulmaları, eğitim imkânları bulamamaları, toplumda başörtülü bir bayanın veya bir kızın okulda hakarete uğramaları, taciz edilmeleri, aşağılanmaları beni hem şoke etti, hem öfkelendirdi. Böylece bu duygularla bu konuşmayı yaptım. Müslüman olmayan daha fazla insanın bunu öğrenmelerini ve benimle beraber aynı öfkeyi paylaşmalarını istedim. Buna maruz kalmayan insanların destek olmalarını, maruz kalanların da benim ve başkalarının onların yanında olduğumu bilmelerini istedim. Sanırım bu önemli, çok önemli ve kesinlikle üzgün/pişman değilim. Tepkiler bunun çok doğru olduğunu gösteriyor.

Mecliste tepki olarak başörtüsü taktınız. Nasıl tepkiler aldınız? Tanıdıklarınızdan, çevrenizden..

Meslektaşlarım çok şaşırdılar. Partisine göre iyi bulan da oldu, iyi bulmayan da. Ama FPÖ gibi içerik olarak konuşmayı beğenmeyenler ise cesaretimi takdir ettiler. Yüzde doksan-doksan beş çok pozitif bulundu.. Çevrem, dostlarım, mesai arkadaşlarım, medya.. Sosyal medyada biraz negatif bir tepki hesap etmiştim, ama olmadı, ya da çok az oldu.

Bazıları negatif yazmaya başladılar, ama hayran dalgasının/destekçilerin etkisi onları çokça geçince hemen geri adım atmak zorunda kaldılar.

Peki o zamanki hükümet yetkilileri birşey dediler mi?

Konuşmayı yaptığımda Eğitim Bakanı Fassman salondaydı. Zannederim utanç duydu. Çünkü yasa teklifinin arkasında o durmuyordu, yasa FPÖ’nün isteğiydi ve o ÖVP’nin bir bakanıydı. O koalisyonun ortağı olarak birlikte taşımak zorundaydı. Hükümetten başka tepkiler aldım, meselâ görevden alınan eski İçişleri Bakanı Kickl, bir seferinde denk geldik, bir hareket yaptı, dalga geçti. Hoşuma gitmedi, ama bir şeyi gösterdi ki, o konuşma günü salonda olmamalarına rağmen hepsi izlemişler.

 İlkokul öğrencilerinin başörtüleri yasaklandı. Bu başörtüsü yasağının yaygınlaşacağını ve toplumun diğer alanlarına da yayılacağını düşünüyor musunuz?

Zannetmiyorum. Neticede aklın galip geleceğini düşünüyorum. Birkaç gün önce gazetelerde Mayısta yürürlüğe giren başörtüsü yasağından bugüne toplam sadece beş hadise yaşandığı yazıldı. Kanunen para cezası olması gerekiyor, ama bir tane bile ceza yok. Çünkü bu beş olayda da velilerle bir defa görüşme yeterli olmuş. Şimdi düşünmemiz gerek, meclisten kanun geçmeden önce bütün gazetelerde ve televizyon kanallarında skandal yapıldı. ‘Kız çocuklarının zorla başları örtülüyor’ diye çok yaygara yaptılar. “Okullarda başörtüsü yasağı, çünkü Müslüman aileler çocuklarını zorla örtüyorlar” şeklinde. Ama işin doğrusu bütün Avusturya’da sadece beş. Yani bu kadar önemsiz. Çölde sauna veya Antarktika’da buzluk gibi bu yasa, tamamen gereksiz. Medyatik debdebeli bir sirk yapmak gösteriyor ki, mesele kanun koymak değil, mesele kız çocuklarını düşünmek değil, popülist basit siyaset yapabilmek ve bunun için bir gruba çamur atmak, bununla oy devşirmek. Bundan ibaret. Normal şartlarda her kanundan önce uzmanlar konuyu inceler, problemi analiz ederler ve bir kanun yapılır ki, sorun çözülsün. Peki burada problem nerede? Beş adet ilkokul çocuğu okula başörtüsü ile gidiyorsa ve bunun için bir görüşme bütün problemi çözüyorsa. Ve başörtüsü yasağından önce daha fazla başörtülü kız çocuğu yoktu. Tek tük çok küçük kız çocukları ve aileyle bir kere görüşme yeterli oldu. Diyorlar ki, belirli bir yaştan sonra kendi karar vermeli, belki yaşı daha çok küçük.

Eğer halk oylaması olursa karar geri alınır mı?

Halk oylamasının her zaman siyasete etkisi/baskısı olur. Böylece meclis karar verebilir. Yani iki türlü sonuç olabilir: Ya karar geri alınır veyahut Anayasa Mahkemesine gider. Neticede bu kanun o kadar anlamsız ki, başörtülü çocuk sayısı zaten yok denecek kadar az. Avusturya’nın en yüksek mahkemesi olan Anayasa Mahkemesi bu kararı reddederse bunun çok kuvvetli bir sembolik anlamı olur, yasağı koyan hükümete karşı büyük bir tokat gibi. O kadar kötü kanunlar yapıyorsunuz ki, yine anayasaya aykırı bir kanun yaptınız demiş gibi olur. Son hükümetin karnesinde bütün notları kötü iken bir yetersizlik diploması gibi olur. Bu esasen gündem değiştirmek gibi bir şey... Bir kanun yapıyorsunuz ve Anayasa Mahkemesi diyor ki: Olmaz, yapamazsın! Ama bu bütün popülistlerde daha fazla oluyor, onlar için problemler ve onların gerçekçi çözümlerinden öte sadece tahrik ve kışkırtma ile ucuzca ortalığı velveleye vermekten, panik yaptırmaktan ibaret.

SESSİZ KALMAYACAĞIM

Avusturya’da muhtemel ÖVP-Yeşiller hükümetine nasıl bakıyorsunuz? Ve de siz siyasete nerede devam etmeyi düşünüyorsunuz? Herhangi bir partiden teklif aldınız mı, gelecek dönemde sizi nerede görebiliriz?

Eğer Yeşiller Partisi, ÖVP ile bir koalisyon kurarlarsa Avusturya için güzel olur, zira ÖVP’nin aşırı sağcı baskısı düzeltilmesi gerekiyor. ÖVP yeşiller ile birlikte olursa, FPÖ ile birlikte yaptıkları İslâm karşıtı ırkçılığı ve azınlıklara yönelik tahriklerini devam ettiremez. Kesinlikle. Bu yüzden umarım ki bu koalisyon gerçekleşir. Ama umudum gittikçe azalıyor, çünkü çok uzun süredir pazarlıkları devam ediyor. Bu bir strateji olabilir, böylece Sebastian Kurz diyebilir ki, ‘yeşillerle çok uğraştım, ama olmadı ve FPÖ ile hükümet kurmaya mecbur kaldım.’ Şu an bunun gerçekleşmesi durumunu yüzde 50-50 görüyorum. Kesin olan bir şey var ki yeşiller muhakkak (koalisyon olmak) istiyor. Ülke için iyi olur.

Diğer soru benim siyasal kariyerim. Meclis’teki veda konuşmamda çok net ifade ettim ki geri döneceğim, ama yalnız olmayacağım. Zira mecliste bağımsız milletvekili idim parti ve program olmadan.. Yeni bir grupla geleceğim farklı renkler olacak. Bu kişiler her gün ırkçı saldırıları uğrayan ayrımcılığa uğrayan kişiler olacak. Bu benim vizyonum ve en büyük hedefim. En geç 5 yıl içerisinde. Fakat bu süre içerisinde sessiz kalmayacağım aktif kalıp toplumsal siyasal faaliyetler de bulunacağım. 2020 Eylül’ünde Viyana eyalet meclisi seçimlerine girmeyi düşünüyorum. Bu aynı zamanda belediye encümen seçimi.. Başarırsak iyi bir zemin olur ve hareketimizi bir sonraki meclis seçimine (2024) hazırlamak için bunun üzerine bina edebiliriz. Zaman çok hızlı geçiyor ve problemler yine aynı problemler olarak kalacak.

PARTİLERDEN TEKLİF ALDIM 

Peki, bir partiden teklif aldınız mı?

Evet, ama gitmek istediğim partiden değil. Uygun olduğumu düşündüğüm partilerde iyi bir konum alma şansımın yüksek olabilir, ama bu daha açık, henüz karar vermedim. Aslında en büyük arzum kendi hareketimi kurmak..

Peki, sizce bu başörtüsü yasağı iptal olur mu?

Tez zamanda. Mecliste bir kere oylama yeterli olur. Ya çoğunluk oyuyla iptal olur, Yeşiller-ÖVP hükümeti olursa hemen. Veyahut Anayasa Mahkemesi bunu kontrol edecek ve anayasaya aykırı olduğuna karar verecek. Zira anayasadaki din hürriyetine aykırı. Başlıca unsur çok önemli: Din hürriyeti insan haklarının bir parçası. Bu 1920’den beri bizim anayasamızın bir parçası. Henüz bir karar yok, ama bu Anayasa Mahkemesi tarafından kontrol edilecek. Anayasa Mahkemesi’nde din hürriyeti ihlali hakkında bir şikâyet var, karara bağlanacak. Dün Anayasa Mahkemesi eski hükümetin bir yasamasını iptal etti, asgarî sigortalı olma kanun teklifini anayasaya aykırı bulduğu için reddetti. Her vatandaş kendisine verilen eşit hak ve değerlere sahip olma özelliğine bağlı olarak daha fazla çocuğu olan çocuk başı daha az yardım alacak kararı iptal edildi.

***

Martha Bissmann Kimdir?

1980 Graz-Avusturya doğumlu olan Martha Bissmann, 2017-2019 yıllarında iki yıl süreyle bağımsız milletvekilliği yaptı. O zamanki hükümetin ayrımcı ve ırkçı politikalarını mecliste sert bir şekilde eleştirirken, ilkokulda başörtüsü yasağı kanunu çıkarılınca meclisteki konuşmasında başını örterek protesto etti.

Önceki hükümet ‘Ali Videosu’ ismiyle meşhur olan bir tanıtım filminde, insanların sağlık sigorta kartlarına fotoğraflarının basılacağını ve böylece devleti dolandıramayacaklarını anlattı. Martha Bissmann, mecliste elindeki Ali kuklası ile Avusturya’daki Müslümanların hikâyelerini, ilk gurbetçilerin geçmişte çektikleri zorlukları ve ırkçı politikaların etkisiyle bu gün yaşamak zorunda kaldıkları ayrımcılığı tepki dolu bir konuşma ile dile getirdi. Daha sonra o video hakkında yapılan suç duyurusu kabul edildi ve hükümetin ‘Ali video’ su yasaklandı.

Bissmann bu dönem milletvekilli değil. Bir sonraki seçimler için ciddî çalıştığından epey yoğun. Bu güzel yürekli, cesur ve hakkaniyetli insana hem teşekkür etmek, hem de bir röportaj yapmak için kendisiyle görüşmek istedik, evimize dâvet ettik. O da bizi kırmadı ve Viyana’ya geldiği bir gün, yorucu bir programdan sonra ziyaret etti, biz de Yeni Asya okurları için kendisiyle bir sohbet gerçekleştirdik.

Martha Bissmann’a hediye olarak Risale-i Nur Külliyatı’ndan Almanca Lem’alar ve şal takdim ettik. “İlk Noel hediyemi bir Müslüman aileden aldım” diyerek sevincini sosyal medya üzerinden de paylaştı.

-DEVAMI YARIN-

Okunma Sayısı: 7388
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı