"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya bu süreçte de bütün saldırılara rağmen ayakta

01 Haziran 2021, Salı 00:09
15-20 Temmuz sürecinde de resmî ilan ve basın kartı ambargolarına, kara propagandaya dayalı algı operasyonlarına, yargı tacizlerine hedef olarak yola devam ediyoruz. Buna rağmen ayaktayız.

Röportajın Birinci Bölümü: 'Yeni Asya şahıs değil, şahs-ı manevî hareketidir'

***

“Başından beri destek verdiğimiz DP-AP çizgisidir”

Naman BAKAÇ: AK Parti’ye birçok başlık üzerinden getirdiğiniz eleştirileriniz var. Bunlardan biri de dini siyasete alet ettiğine dair eleştiriniz. Bu ve diğer eleştiri noktalarınızdan hareketle bir söyleşinizde (2018 yılında KRT Haber Müdürü Çağlar Cilara ile söyleşi) “Asla Ak partiyi desteklemeyiz, hiç olmadı zaten” şeklinde bir çıkışınız oldu. 2002 öncesinde dini siyasete alet eden birçok iktidar ve partiler olduğu halde zaman zaman desteklediğinizi de deklare edişlerinizden biliyoruz? Ne dersiniz bu hususta?

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Bizim başından beri oy desteği verdiğimiz DP-AP çizgisidir. Dine hizmet etmiş, ama “din adına” siyaset yapmamış; dinî değerleri siyasette kullanmamış çizgidir.

“Kemalizmin altı oku, bireyin ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek muhteva ve derinlikten çok uzak”

Naman BAKAÇ: “Müflis Proje Kemalizm” isminde bir kitabınız var. Bu kitab özelinde Kemalizm ve milliyetçiliğe bakışınızı öğrenmek isterim. Müslüman - Milliyetçilik ilişkisinde sanki müsbet milliyetçilik yaklaşımına sıcak bakan yönünüz var gibi. Hem bunu hem de Kemalizm neden müflis bir projedir üzerine ne dersiniz?

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Prof. Dr. Şerif Mardin’in “kuru ve sığ” olarak nitelediği Kemalizm, on yıllardır anayasa zoruyla devlet ideolojisi olarak dayatıldığı, okullarda ve medyada propaganda edildiği, zincirleme darbe ve müdahalelerle sürekli tahkim edilmeye çalışıldığı, farklı düşünenler, teslim olup biat etmeyenler baskı ve tecrit politikalarıyla susturulduğu halde toplumda benimsenmemiştir. Kemalizmin altı oku bireyin ve toplumun çok yönlü ve çok boyutlu ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir muhteva ve derinlikten mahrum ve çok uzaktır. Laiklik adı altında dini dışlayan baskıcı uygulamalara kaynaklık etmesi, devlet-millet ilişkilerinde çok ciddî sıkıntılar doğurmuştur. Milliyetçiliği Türkçülük olarak dayatması “Kürt sorunu” olarak adlandırılan problemi daha da büyütmüş ve kronik hale getirmiştir. Bilhassa 28 Şubat sürecindeki dayatmalarıyla önünü açtığı AKP iktidarı eliyle kendisini güncelleyip “Yeşil Kemalizm” görüntüsüyle devam etmesi ise, Prof. Dr. Kemal Karpat’ın “Erdoğan Kemalizmin ömrünü uzattı” tesbitine konu olan ilginç bir paradoks oluşturmuştur.

“Risale-i Nur, adalet ve hürriyet ekseninde bir hayat düzeninin fikrî temellerini inşa eder”

Naman BAKAÇ:  Risale-i Nur’u yıllarca okumuş bir şahsiyet olarak Kur’ân ile ilişkisi üzerine şunu sormak isterim, Risale-i Nur’un referanslığı sizin için nerede başlar nerede biter? Kur’ân ile ilişkisini nereye oturtuyorsunuz?

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Risale-i Nur Kur’ân’ı bu çağın idrakine sunan orijinal ve çok kuvvetli bir tefsirdir. İman esaslarını fenlerin rehberliğinde aklî ve mantıkî izah ve yorumlarla ispatlar. Adalet ve hürriyet ekseninde bir hayat düzeninin fikrî temellerini inşa eder. Hayatın bütün alanlarını kucaklayan bir referans kaynağıdır. Günümüz insanının ihtiyaç duyduğu ve aradığı Kur’ân yorumu bu eserdedir.

“Yeni Asya, bugüne kadar hiçbir çatışma ve gerilimin tarafı olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır”

Naman BAKAÇ:  “Cemaat ve İktidar” isminde bir kitabınız var. İktidar ile FETÖ arasındaki mücadelede sizin terör örgütü propagandası yaptığınız gerekçesiyle de ceza aldınız, istinaf süreci ise devam ediyor sanırım. Siz başta 17-25 Aralık yargı darbesi başta olmak üzere, MİT Başkanına operasyon, 2009’daki KCK operasyonu ile Gezi’nin başlangıcındaki rollerine dair FETÖ’nün bu tip hamlelerini nasıl bir okumaya tabi tutuyorsunuz? Kitabınızda geçen ibareyle soracak olursam, hangi tarafı tutuyorsunuz? Gerekçeleriniz neler?

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Sualin ayrıntılı cevabı, bahsettiğiniz kitapta verilmiştir.

22.2.2016 tarihli başyazımızdaki şu cümleleri de eklemek isterim ayrıca:

“Yeni Asya, bugüne kadar hiçbir çatışma ve gerilimin tarafı olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır. Son yıllarda meydana gelen olaylarda da bu tutumunu sürdürmektedir. Hakkın hatırını âli tutarak, doğrunun, hakkın ve haklının yanında yer almaktadır. Ülkemizde son yıllarda meydana getirilen, dehşet ve ibretle seyrettiğimiz akıl tutulmasının uzantısı olarak, Yeni Asya’yı birilerinin kendi kafalarına göre ürettikleri kamplardan birine koyup diğerinin karşısına yerleştiren hezeyanları reddediyoruz.”

BBC Türkçe’nin 25.12.2013 tarihli “Yeni Asyacılar Gülen’i de, AKP’yi de eleştiriyor” başlıklı yayını da konuyu tamamlar mahiyette gördüğümüzden, dileyen bu habere de bakabilir:

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2013/12/131225_sinan_nurcular

“Yeni Asya; 12 Eylül’de 470 gün, 28 Şubat’ta bir ay kapatılmıştır”

Naman BAKAÇ: Yanılmıyorsam 40 yıldan fazladır Yeni Asya Gazetesi’nin içindesiniz. Gazeteyi ve camianızı en iyi bilen isimlerin başında geliyorsunuz. Gazetenizi 1970’lerden bugünkü serüvenine kadar geçen süreçte yayın çizgisinde kırılma ve değişim yaşadığı dönemler oldu mu? İktidarlar ile ilişkinizi hangi hat üzerine kuruyorsunuz? Gazetenizin bugün için özgül ağırlığı olmadığına dair bir algı var sanki. Belki de bir olgu bilemiyorum. Bir de yazar kadronuzda 2000 veya 1990 öncesine göre bir erime sözkonusu gibi geliyor bana?

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Gazetenin her dönemde, her hal ve şartta adalet, hukuk ve demokrasiyi savunan çizgisinde hiçbir kırılma ve değişim olmadı. Ki, Yeni Asya’yı farklı kılan en önemli özelliklerinin başında bu gelir. İktidarlara yaklaşımımızın ölçüsü de bu değerlerdir. Darbe dönemlerinde en zorlu baskılara maruz kalıp en ağır bedelleri ödeyen gazete Yeni Asya’dır. 12 Eylül’de 470 gün, 28 Şubat’ta bir ay kapatılmıştır. Merhum Kutlular “Deprem İlâhî ikazdır” dediği için 276 gün hapis yatmıştır. 15-20 Temmuz sürecinde de resmî ilân ve basın kartı ambargolarına, kara propagandaya dayalı algı operasyonlarına, yargı tacizlerine hedef olarak yola devam ediyoruz. Buna rağmen ayaktayız. Bu durum, özgül ağırlık sualinin de cevabını veriyor sanırım. Yazar kadrosunda devirlere ve şartlara bağlı birtakım değişimler olduysa da bu durum gazetenin duruş ve çizgisinde herhangi bir değişikliğe yol açmamıştır. Merkez medya olarak nitelenen yayın organlarında hele AKP iktidarında gözlenen topyekûn kadro tasfiyeleri, yüz seksen derecelik çizgi ve politika değişiklikleri nazara alındığında, Yeni Asya’nın farkı bir kez daha kendisini gösterecektir.

Naman BAKAÇ: Yeni Asya’nın 12 Eylül Darbesi’ne karşı muhalefet eden net bir tutumu olmuştu. FETÖ ise, hem 12 Eylül darbesini hem de 28 Şubat darbesini destekleyen bir pozisyonda idi. Sizin darbelere, yasaklara ve insan hakları ihlâllerine karşıtlığınızın referansı Bediüzzaman ya da Risale-i Nur mu yoksa başka referanslarınız mı var?

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Referansımız, 2. Meşrûtiyetin ilânı günlerinden itibaren adalet, hukukun üstünlüğü, hürriyet, meşveret, millet hâkimiyeti, meclis, kamuoyu gibi kavram, değer ve ilkeleri Kur’ân âyetlerine, hadislere ve Asr-ı Saadet başta olmak üzere İslâm tarihindeki örnek uygulamalara dayanarak yorumlayan Bediüzzaman’ın izahları ve olaylar karşısındaki tavır alışlarıdır.       

—SON—

Okunma Sayısı: 4171
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Musa

    1.6.2021 22:31:25

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı