Ağabeyler anlatıyor: Üstad, Ramazan’da sahur yapmayı ihmal etmez; ibadetlerini de imsak vaktine yarım saat kala nihayete erdirir. Bir tas çorba ve içilen bir bardak soğuk su sahur için kâfidir. Sabah namazı ve yapılan uzunca bir dersin ardından dinlenmeye geçer, gün boyu da Risale-i Nur’ların telif işlemleri ile uğraşır. Ramazan’da dışarıya çıkmamaya özen gösteren ve bir nevi itikaf hayatı geçiren Bediüzzaman hapiste geçirdiği Ramazanları ise hayırlı görür.
Afyon Hapishanesi’nde yazdığı bir mektubunda “Bayrama kadar burada kalmamızın bizlere çok faydası ve hayrı olduğuna kanaatim var” der. Tahliye olmaları halinde “Bu medrese-i Yusufiye’deki hayırlardan mahrum kaldıkları gibi, dünya işleriyle meşgul olmaları sonucunda, sırf uh-revî olan Ramazan-ı Şerif’in manevî huzuruna zarar vereceğini” belirtir.
Bediüzzaman, Ramazan ve Kadir Gecesi’ni en derin anlamıyla yaşamaya çalışır. Bu önemli zaman diliminden başkalarının da istifade etmesine özen gösterir. (Necmettin Şahiner, Son Şahitler)