"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Son şahitlerden Hasan Okur: Risale-i Nur'u çokça okuyalım

Rüstem GARZANLI
03 Ekim 2020, Cumartesi 00:19
Bediüzzaman’ı gören son şahitlerden Hasan Okur Ağabeyle, Bediüzzaman’ı, elektrik ile Risâle-i Nurlar’ın irtibatı, imanî ve içtimâi meseleleri ve Yeni Asya’yı konuştuk.

RÖPORTAJ: RÜSTEM GARZANLI
[email protected]

Hasan Ağabey, Yeni Asya okuyucularının çoğu sizi tanıyor olsa da, gene de usûlen kendinizi  tanıtır mısınız?

Nevşehir’in Nar kasabasında 1933 tarihinde doğdum. Uzun yıllar orduda astsubay olarak çalıştıktan sonra Diyanet İşleri Teftiş Kurulu’nda vazife aldım ve oradan emekli oldum. Yeni Asya’nın kurucu üyelerindenim. On beş sene Nevşehir Yeni Asya Temsilciliği’ni deruhte ettim. Nüfusa oranla en fazla gazeteye ulaşan iller arasına girip defalarca teşekkür plâketi aldık. Bütün Nur gruplarına muhabbetimizle birlikte Yeni Asya ekolüyle iman ve Kur’ân hizmetlerine felillahilhamd devam ediyoruz.

Hasan Ağabey, bir elektrik teknisyeni olarak Risale-i Nur perspektifinde elektriği değerlendirirseniz, aralarındaki bağ nedir anlatır mısın?

Elektrik bize Cenab-ı Hakk’ın Nur isminin bir tecellisidir. Risale-i Nur’da manevî bir elektrik vardır. Kalben ve hayalen tefekkür olduğu için duygu ve hasselerimizi aydınlatıyor. Ya kâinatı toplar getirir akla misafir eder veyahut da aklen insanı götürür kâinata misafir eder.

(Sağdan sola) İsmail Doğruer, Hasan Okur, Cafer Okur, Mustafa Okur

Efendim, imanî ve içtimâî meseleler birlikte mütalâa edilirse sosyal hayatımıza ve hizmetimize nasıl yansıtabiliriz?

Bu meselede Tarihçe-i Hayat tam bir mihenktir. Orada hem Üstad’ın içtimâî meselelerdeki tarz-ı hareketini hem de kavi bir imanın temel taşlarını müşahede ederiz. Hayat ve hizmet meselesine gelince, Risale-i Nurlar’ın neşir ve ilânat ve hizmeti iki cihetle olur.

Birincisi Risalelerin basılması, satılması, muhtaçlara ulaştırılmasıdır. Bu manada Yeni Asya başta olmak üzere pek çok hizmet teşekkülleri vardır. Allah muvaffak eylesin.

İkincisi ise Risale-i Nurlar’ı akıl, kalp, ruh ve hissiyatımıza nüfuz edecek derecede okuyarak, hitabet ve belâgat cihetinde Müslüm ve gayr-i Müslüm insanlara ulaştırmaktır. İkinci noktada çok eksikler görüyoruz. Cenab-ı Hak intibah versin. 

Önemli bir hususu hatırlatmak isterim: Risaleleri gazete gibi okumamalı. Bu uyarıyı bizzat Üstad yapmış. Müdakkikane ve üzerinde tefekkür ederek okumalıyız. Merhum Hulusi Ağabey, “Şu meseleyi idrak etmeden bugün yemek yemeyeceğim“ dermiş.  Bundan dolayı iki cihanın saadetini isteyenler Risale-i Nur’u çok çok ve gene de çok okusunlar.

Üstadımız bana bir cümle emanet etti ki her gittiğim yerde ve her görüştüğüm kişiye aktarırım

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’yle nasıl ve nerede görüştünüz, kısaca anlatır mısın?

1957 senesinde Eskişehir’e radar cihazının beyin aksamını tamirle görevli gitmiştim. Emekli Albay Hulusi Yahyagil, havacı astsubay oğlunu ziyarete gelmişti. On iki gün onun okuyup izahlarda bulunduğu derslere katıldım. Bir akşam ders bitiminde Üstad Hazretleri’nin şoförü Mahmud Ağabey “Yarın Üstad Eskişehir’e gelecek“ dedi ve Hulusi Ağabey’i arabayla götürdü. Ertesi gün tamirini yaptığımız cihazlar yol üzerinde olduğu için Üstadı Eskişehir’e yakın Kanlıpınar mevkiinde karşılamak nasip oldu. O sırada araba tam durmadan indiğim için yere yuvarlandım. Diğer arkadaşlar Üstad’ın elini öpüyorlardı. Askerî kıyafetli olduğumdan Üstadın incinmemesi için en sona kalmam da Rahmet-i İlâhiyenin bir tecellisi oldu. Kendisine yaklaştığım zaman tebessüm ediyordu. Elini üç kere öptüm. “Maşallah” dedi.

Nasıl haber aldığımızı sordu? İzah ettim. “Seni Risale-i Nur’a talebe olarak kabul ediyorum. Risale-i Nur’u nerede duyarsan orada dinle.” dedi. Daha sonra 1959 senesi sonlarında üç arkadaş Isparta’ya Üstad’ı ziyarete gittik. Üçüncü ve son görüşmemiz ise Üstad’ın vefatından evvel Ankara’ya teşriflerinde Gölbaşı’nda karşıladık. Beyrut Palas Oteli’ne kadar beraber gittik.Tevafuken orayla ilgili emniyet amiri:  “Size güveniyor ve itimad ediyoruz. Otele giren çıkanlara dikkat edersiniz.” diyerek ricada bulundu. 

Memnuniyetle o vazifeyi ifa ettik. Burada da Üstadımız bana bir cümle emanet etti ki her gittiğim yerde ve her görüştüğüm kişiye aktarırım. O da şudur ki: “Günde laakal en az bir sahife Risale-i Nur okuyarak Âlem-i İslâm’da hasıl olan şirket-i maneviye  sevabına dahil olunabilmeli.” 

Risâle-i Nurlar’ın naşir-i efkârı Yeni Asya‘yı nasıl görüyorsunuz?

Yeni Asya büyük bir mektep ve ekoldür. Kültür ve edebiyat alanında çok meyveler vermiş semeredar bir ağaç nazarıyla bakıyorum.

Son tavsiyenizi alabilir miyiz? 

Evvelâ nefsimiz için, biz muhabbet fedaileriyiz. Kimsenin kusurlarına bakmadan, onlara şefkatle yaklaşmalıyız. Bütün ehl-i imanı seveceğiz. Bizde şeyhlik yok. Her mahal kendi hizmetlerini ifa edecektir. Risale-i Nur bize feyzini veriyor. Saniyen daire dışına çıkmamak için azamî gayret göstereceğiz. Tevazu ve mahviyeti esas almalıyız. İmandan sonra ihlâs, ihlâstan sonra cesaret lâzım. 

Son Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi “İslâm, öyle fedakârlar ister ki değil dünyasını, ahiretini de feda edebilsin” sözünü çok cezbe halinde söylenmiş bir kelâm telâkki etmiş. Üstad’ı tanıyınca bu sözü hatırlamış ve mutmain olmuş. Nur Talebeleri de ellerinden geldiğince fedakârlık içerisinde bu hizmetlerin inkişafına vesile olacaklar inşallah.

Üstad: “Eğer Kur’ân’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, Cenneti de istemem, orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur“ nidası bize güzel bir pusula olur.

Hasan Ağabey, bize bu imkânı verdiğiniz için başta size, röportaj için bana öncülük eden Emre Tuncer Bey’e, muhaberemizi sağlayan İsmail Doğruer Beyefendiye teşekkür ederiz. 

Ben de size ve Yeni Asya çalışanlarına teşekkür eder, çalışmalarınızda muvaffakiyetler dilerim. 

Allah’a emanet olunuz.

Okunma Sayısı: 5354
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    3.10.2020 20:44:54

    Röportajda emeği geçenleri tebrik ediyorum..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı