"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gençler hizmete!

Sabahattin BOYACI
01 Nisan 2019, Pazartesi
Biz de bir zamanlar gençtik.

Yani ey gençler, ömrünüz varsa siz de ihtiyar olacaksınız. Ama gençlik çabuk geçecek, âdeta su gibi akıp gidecek. Bu çok kısa olan gençlik, çok uzun olan hayatımızın odak noktasıdır, bir nevi hayatımızın çekirdeğidir. O çekirdeği iyi değerlendirmek ve meyvedar bir ağaca başlangıç yapmak lâzımdır ve bu sizin elinizdedir.

Üstadımız 9-10 yaşlarında iken, meşhur Şeyh Abdurrahman Hz.lerinin medresesinde bulunduğu kısa bir zamanda, Tagî Medresesi Müderrisi Mehmet Emin Efendi küçük Said’e, “Ne için kardeşinin emrinden çıkıyorsun?” deyince, o dokuz yaşındaki Said şu cevabı verir: “Efendim, şu tekyede bulunmak hasebiyle, siz de benim gibi talebesiniz. Şu halde burada hocalık hakkınız yoktur!”

Yani benim hayatıma gelişigüzel herkes karışamaz. Önüne gelen bana şunu şöyle yap, bunu böyle yapma gibi takıntılarla musallat olamaz. Ben Allah’ın bana verdiği kabiliyetleri heder edemem. Haktan başka hiçbir tarafa taraftar olamam. Hiç kimse beni, hiçbir şekilde yönlendirip hakka karşı haksızlık yaptıramaz. Bazıları denese de ben oltaya gelmem. Bu, elbette herkes için her zaman geçerli değildir. Ama her genç dikkatli olmak zorundadır. Bir defa ipin ucunu kaçırırsanız, işin nereden döneceğini kestiremezsiniz.

Hem de Üstadımız, gençliğini takva ile korumuş ve ilmin izzetini muhafaza için de namahreme hiç nazar etmemiştir. Gıybet ve yalana tenezzül etmediği gibi, yanında yapılmasına da asla müsaade etmemiştir. Ehli imanın ve bütün insanların imanlarını kurtarmak ve tahkiki yapmaları için Allah’ın inayetiyle Risale-i Nur Külliyatı’nın meydana gelmesine sebep olmuştur. O söylemiş, talebeleri de yazarak ve okuyarak neşredip bütün dünyaya ulaşmasına çalışmışlardır. Biz de bu kervanın bir parçasını oluşturuyoruz.

Ancak, Risale-i Nur’u neşrederken sadece satışını ve herkese ulaşmasını değil, öncelikle satır satır baştan aşağı okuyarak ve mütalâa ederek imanımızı kuvvetlendirmek ve lisanı halimizle örnek olmak zorundayız. Yoksa “Nefsini ıslah etmeyen, başkasını ıslah edemez” kaidesince başkasına faydamız dokunmaz. Ya da herkes istifade eder, biz ise bakarız.

Gençlerden şunu duymak isteriz! Sadırdan değil, satırdan konuşalım. Ben değil, biz diyelim. Bir genç çıkmış değil, bir genç Risale-i Nur’da kaybolmuş desinler. Siz de bilirsiniz ki; hayat boşluk kabul etmez. Boş bıraktığınız her alan bir şekilde doldurulur. Gönül ister ki, her yer hakikatlerle lebalep olsun. Ta birileri oralardan ihlâsımıza zarar veremesin.

Kendimize şöyle sorabiliriz. Her gün Risale-i Nur’dan kaç sayfa okuyorum ve ne kadarını hayatıma yerleştiriyorum? Duyduğum ya da muhatap olduğum sözleri ve davranışları, Risale-i Nur’un mihengi ile tartabiliyor muyum? Çünkü Üstadımız; “Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz” diye bizi ikaz ediyor.

Allah yar ve yardımcınız olsun, her türlü fitne ve fesatlardan korusun ve rızası dairesinde ihlâsla hizmet-i imaniyede istihdam etsin. Âmin inşallah. Ne mutlu gençliğini Allah için yaşayanlara.

Okunma Sayısı: 2604
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı